ŞİMDİ “bu ne kibir, bu ne egodur böyle” deyip Yücel Yılmaz’a dair söze başlayacağız. Büyükşehir’in itibarsızlaştırma timi yazıyı okur okumaz yalapşap bir “eeeeyy Tarık” metni hazırlayıp servis edecek.
Aynı metin, yalanına yanlışına bakmadan birkaç web sitesinde, sosyal medyada, feysbukta falan paylaşılacak. Sonra bunun karşılığında üçer beşer, bazen onar on beşer bin liralık ödemeler yapılacak.
Bu bir değil, beş değil, on değil… Görevini layıkıyla(!) yerine getiren arkadaşlara sorunca, “vallahi de billahi de benim haberim yok, Başkan’ın İstanbul’daki danışmanlarının işi; yalan söylüyorsam şuradan şuraya gidemeyeyim” yanıtı alınacak.
Ama biz her zamanki gibi neyin ne olduğunu bildiğimizden, “hıı, öyle mi, vay anasına” karşılığını vereceğiz. Safız ya, hemen inanacağız!
Buyursunlar onlarca kez tekrarladıkları “eeeeyy Tarık” diye başlayan hazır metinleri kopyalayıp yapıştırsınlar. Millet nedenini biliyor, niçinini biliyor, bunların ne amaçla yapıldığını biliyor, onları tanıyor, bizi tanıyor. Yani herkes her şeyin farkında.
Kopyala yapıştırcıların kazanç vesilesiyiz netekim. Sayemizde iyi kazanıyorlar.
Bu mevzuya daha sonra derin derin temas edeceğiz.
Asıl konu, yeni bir kopyala yapıştır metnine ve itibarsızlaştırma girişimine sebep olabilecek gelişmeler.
***
“BU nasıl bir kibir, bu ne egodur böyle” diye söze başlayıp, “Bu Meclis’te tek başkan var, o da benim, başkancıklar diye bir şey yok” ifadelerinin sahibine dair iki kelam edeceğiz.
Susurluk ve Bandırma Belediye Meclisleri’nde devamsızlıkları gerekçesiyle üyelik düşürme operasyonları yaşandı malum. CHP ve İYİ Partililerin bu operasyonlarına AK Parti cephesi misilleme yapmak niyetinde.
Edremit Belediye Başkanı Hasan Arslan, bacağından ameliyatlı olduğu günlerde devamsızlık etmiş.
AK Parti Meclis Sözcüsü Mehmet Birol Şahin, “siz öyle yaparsanız, biz de böyle karşılık veririz” faslında, “Selman Hasan Arslan’ın üyeliğinin düşürülmesini talep ediyorum” diye dilekçe veriyor.
Dilekçede, Susurluk’ta üyeliği düşürülen, İdare Mahkemesi’nin hiç gecikmesiz yürütmeyi durdurma kararıyla geri dönen AK Partili İbrahim Dürmüş’ün de imzası var.
Birol Şahin, üyelik düşürme talebini ve gerekçelerini uzun uzun anlatırken tüm Meclis pür dikkat dinledi. Konuşmacıyı hiç müdahale etmeden dinlemek bir kültürdür, medeniyettir, demokrasidir; söz söyleme hürriyetine saygıdır falan filan.
Sonra, “o durum öyle değil böyle” demek için söz isteyenler konuşmaya başladı. Meselâ Burhaniye Belediye Başkanı Ali Kemal Deveciler, belediye başkanlarının meclis üyeliğinden düşürülemeyeceğini falan söyledi, yasaya, yönetmeliğe atıf yaparak.
Konuşturmamak için ellerinden geleni yaptılar.. Sataşmalar, itirazlar, bağırıp çağırmalar, mikrofon kapatmalar.. Bu arada meclis üyeleri konuşurken her seferinde araya girip söz kesen, ayar veren, hem sırıtıp hem dik dik konuşmayı iyi beceren Başkan Yücel Yılmaz, yine söz kesti, dik dik konuştu, bol bol gülücük dağıttı, gönderme yaptı, ayar verdi…
Hasan Arslan kendini savunmaya çalıştı.. Hem “savunma vermeyeceğim” dedi, hem savunma yaptı. “Doktorum” diye seslendiği AK Partili Feyyaz Çiftçi’ye “sen biliyorsun durumu, söylesene” falan dedi. Çiftçi, “üyelik düşürme konusu Meclis’e gelirse hayır oyu vereceğim, ama millet ittifakının ne yapacağını merak ediyorum” şeklinde karşılık verdi.
Hasan Arslan, tartışma konusu olmanın verdiği sıkıntıyla kızdı, kızardı, sinirlendi, öfkelendi.. En sonunda, “düşürün üyeliğimi, Büyükşehir üyeliği de olmayıversin, başkanlığımı da düşüreceksiniz” diye seslendi. Araya sık sık Yücel Yılmaz girdi, “seni düşürmezsek Meclis düşer; Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun öyle diyor” sözleriyle dalgasını geçti.
O sıra CHP’lilerle AK Partililer arasında atışmalar, el kol hareketleriyle diklenmeler, yüksek perdeden itirazlar falan oldu; Meclis yine karıştı yani.
***
İŞTE tam o sıra, Yücel Yılmaz yüksek egosunu ortaya koyan bir cümle kurdu:
“Bu Meclis’te tek başkan var, o da benim, başkancıklar diye bir şey yok!”
“Başkancıklar” dedi, ilçe belediye başkanları için…
Millet Hasan Arslan üzerinden birbiriyle kapışırken.. Yücel Yılmaz’ın “başkancıklar” ifadesine pek takılan olmadı!
“Böyle bir ifade kullanmak sana yakışmıyor” demedi meselâ hiç kimse!
“Bizi küçümseme hakkını sana kim veriyor” diyen de olmadı…
“Bu Meclis’te biz de halkın temsilcisi olarak görev yapıyoruz, sen Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Meclis’i yönetiyor olabilirsin; biz de ilçelerimizin belediye başkanlarıyız, halkın oyuyla, halkın tercihiyle buradayız” türü cümleler kuran da olmadı!
“Başkancıklar” sözü kimvurduya gitti.
***
OYSA bu cümlede ve söyleyenin ifadesinde, kınım kınım kınanacak bir küçümseyiş, bir yok sayış, bir adam yerine koymayış vardı.
Yönetim tarzıyla birlikte söylemleri de hızla değişen Yücel Yılmaz, hemen her Meclis toplantısında bir vesileyle muhalefeti ezmeyi görev edindi. Elbette muhalefetin eleştirisine, üslubuna, itirazlarına, sertlenmelerine karşılık verecek.. Meclis Başkanı sıfatıyla gerektiğinde sesini de yükseltebilir.
Küçümseme, hor görme, yok sayma, adam yerine koymama… Bunlar olmaz!
Bu arada “başkancıklar” ifadesine, AK Parti’nin ilçe belediye başkanları da dahil.
Yirmi adet başkancık, bir başkan!
Bittabi, AK Parti gurubu da bu ifadeye takılmadı.
Ama Yücel Yılmaz’ın yüksek dozlu kibrinin tezahürü olan o sözler hem kayıtlara, hem kent tarihine geçti.
***
SON kertede, kopyala yapıştırcı arkadaşlardan, kendilerine gönderilecek hazır metinler üzerinden terlemeden kazanç sağlamak yerine..
Özgün, aklın ve bilginin ürünü karşılıklar bekliyoruz.
Hani sosyal medya hesabında her seferinde yazıyor ya Büyükşehir Meclisi’nin Derviş’i: “Piyon olmayın, Agah olun…”
Ha işte siz de öyle olun!
Yücel Yılmaz’a selam ederim.