CHP İl Başkanı Erden Köybaşı’nın kafasına göre, “Uğur Mumcu Meydanı” adını verdiği.. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın ‘Cumhuriyet Meydanı’ diye adlandırdığı iki küçük meydancıkta süsleme peyzaj işleri bitti sayılır.
Ama iki şey dikkatimizden kaçmıyor.
Biri, yıkılan Belediye binasının yerinde yapılan meydanın Orman Bölge Müdürlüğü duvarıyla kesiştiği noktadaki platform…
Diğeri, her iki meydancığı çevreleyen ‘Emanet’ yazılı perde bariyerlerin ardındaki restorasyon çalışmaları.
Orman’ın duvarına bitişik platform niye bitmiyor?
Müze ve sanat merkezine dönüştürülecek eski Orduevi binalarının restorasyonu bir yılın sonunda neden hâlâ tamamlanamıyor?
26 Nisan’da ‘büyük Buluşma’ adı altında, Avlu Kongre Merkezi’ni hınca hınç doldurup bir yılda yaptıklarını anlatmaya hazırlanan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın.. İcraatlarını anlatırken, bu iki soruya da yanıt vermesini bekliyoruz.
***
BELEDİYE binasından arta kalan arsayı meydana dönüştüren Büyükşehir Belediyesi, aylardır bir platformu bitiremedi.
Köşe tarafa, duvar dibine iki üç basamaklı bir şey yapılıyor; gelip geçerken görüyoruz sürekli.
Herhalde sahne gibi bir şey ortaya çıkacak.
Bu kadar zamanda, yani aylardır, o basamaklı şeyi bitirememenin dayanılmaz ağırlını hissediyor mu Büyükşehir’i yönetenler?
Nedir Allah aşkına; apartman dikmiyorsunuz, altı üstü merdiven gibi bir şey işte. O kısmı kalp logolu bariyerlerle kapatıp görülmesini engelleme çabası, ağızlara sakız olmaktan kurtarmıyor ki sizi?
“Betondan mamul iki basamaklı platformu bitirmekten aciz bir yönetimden büyük icraatları nasıl bekleyeceğiz” diye sormaz mı vatandaş?
Sorumlusu kim, neden bitmiyor, özellikle mi bitirilmiyor, işi gevşek mi tutuyorlar?
Yanlış bir şey yapıldı da, onu mu düzeltmeye çalışıyorlar?
Bilmiyoruz.
***
PEKİ, Orduevi binalarındaki restorayon neden bitmiyor?
Restorasyon işi, sıfırdan bina yapmaya benzemiyor, onu biliyoruz.
Hassas olmak lazım. Arkeolojik kazı yapmak gibi düşünün.
Ama birader koskoca bir yıl… Yapıların etrafı perdeyle çevrili, hiç kimse içeride ne olup bittiğini bilmiyor. Belki çalışma yapılmıyor. Yapılıyorsa da, kaplumbağa hızıyla devam ediyor.
Kim bilir, belki de restorasyonun uzaması birilerinin işine geliyor.
İhaleyi yüklenen firmalar inşaat alanına kimlik tabelaları yerleştirir; bu tabelalarda işin başlangıç ve bitiş tarihleri de yazılır.
Restorasyon işlerinde öyle olmuyor. Zaman sınırı konmuyor diye biliyoruz. Sınır konmayınca, “şu tarihte bitecek” diye net bir şey söylenemiyor.
Ayrıca sağda solda duyuyoruz; Belediye’den hakedişlerini alamadıkları için isyan eden müteahhitler varmış.. Ama restorasyonun hakedişleri falan tıkır tıkır ödeniyormuş.
O zaman daha çabuk bitmesi gerekmez mi?
Her iki bina yıkılmaya yüz tutmuş, metruk, atıl vaziyette değildi yani.. Sapasağlam yapılardı. İçerden ve dışardan taş temizliği, yıpranan yerlerin onarımı, çatı tamiratı, badana boya, temizlik.. Ardından dekorasyon işi.
Öyle yıllara yayılıp sürüncemede bırakılacak bir durum yok ortada.
Ne yapıyorsunuz; her iki yapıyı tamamen indirip aynı plan proje üzerinden tekrar mı inşa ediyorsunuz?
***
YAPILARI çevreleyen perde bariyerlere boydan boya ‘Emanet’ diye yazıyorlar.
Şehir emaneti yani.
Balıkesir şehri adına emanete sahip çıkansa, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın.
Emaneti şehrin sahibine teslim etmek lazım artık.
Adamlar altı ayda temeli kazıyor, yedi sekiz katlı binayı dikiyor, ince işlerini bitiriyor, teslim ediyor.
Büyükşehir Belediyesi, sapasağlam iki yapının bakım onarımını bir yıldır bitirtemiyor!
Ne yani, şehrin prestij noktası, en hareketli yeri, uzun süre inşaat şantiyesi gibi mi kalacak?
***
DUYUM o ki, Başkan Akın, bu binalardan birinde kendisi için makam odası yapacakmış. Konuklarını Büyükşehir’de değil, restore edilen binadaki odasında ağırlayacakmış.
Ayrıca biri Kuva-yı Milliye ve Atatürk Müzesi, diğeri Kültür Sanat Merkezi olarak projelendirilmişti. Buna uygun çalışmalar devam ediyor.
Bakalım nasıl bir şey ortaya çıkacak; biz de merakla bekliyoruz sizin gibi.
Ahmet Akın’a selam ederim.
