BİR YANDA YENİ TERMİK SANTRALLAR, BİR YANDA PARİS İKLİM ANLAŞMASI!

KAZDAĞI DOĞAL VE KÜLTÜREL VARLIKLARI KORUMA DERNEĞİ’NDEN PARİS İKLİM ANLAŞMASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMA…

 

“TBMM’de görüşülerek kabul edilen anlaşma 06.10.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kanun ile onaylandı.  Böylece, Türkiye’nin de 5 yıl sonra imzalamasıyla anlaşmayı imzalamayan ülke sayısı 6’ya düştü. Bizler, Paris İklim Anlaşması’nın bir sermaye ve iktidarlar anlaşması olduğunu çok iyi biliyoruz. Buna rağmen taraf devletler bu anlaşmanın dahi uygulanmasında isteksiz davranıyor.

Ancak, iklim krizinin yarattığı koşullar karşısında bir çözüm ortaya koyamasa da, Paris İklim Anlaşması, uluslararası hukuk ve hükümetlerin verdiği taahhütler bağlamında, daha çok da sömürge ve yarı-sömürge ülkeler ve halklar için, belki bir baskı aracı olabilecektir.

İklim krizinden en çok etkilenen ve mağdur olan ülkeler ve halklar, Paris İklim Anlaşması’nın çok daha ilerisinde, iklim krizi için somut ve acil politikalar ve uygulamalar talep ediyor, Halkların Glasgow Anlaşması’nda yer alan taleplerin uygulanmasını istiyor.

Anlaşmayı imzalayan Türkiye’nin de uygulama konusunda isteksiz davranacağı konusunda kuşkumuz yok.

İktidar, Türkiye’nin, hem anlaşmayı onaylamayan 7 ülke içinde yer alması nedeniyle uluslararası camiada içine düştüğü itibarsız konumdan kurtulmak hem de yeşil ekonomi fonlarından yararlanmak için anlaşmayı onaylamak durumunda kalmıştır.

İktidar bir yandan yeni termik santrallar, yeni yeni maden alanları, İstanbul’a kanallar açmayı planlarken, diğer yandan anlaşmayı onaylamaktadır. Süregelen enerji ve maden politikaları da zaten, iktidarın iklim krizinin önlenmesi konusunda hiç de istekli ve samimi olmayacağını göstermektedir.

Yani bu politikalarda pek bir değişiklik olmayacağını öngörmek için kehanete ihtiyacımız yok.

İktidarı, emekçileri mağdur etmeyecek şekilde adil dönüşüm programları uygulayarak; acilen fosil yakıtlardan kurtulmaya, kısa vadede emisyon azaltım hedeflerini belirlemeye, ulusal katkı beyanını güncellemeye, öncelikle termik santralları kapatarak, enerji başta olmak üzere sanayi, ulaştırma, bina, tarım, atık, madencilik vb. konularında halktan ve doğadan yana yeni eylem planları hazırlamaya, en kısa zamanda karbon salımı ile emilimini eşitleyerek net sıfır emisyona ulaşmaya  çağırıyoruz.

Bizler, yaşam savunucuları olarak, iktidarın ve sermayenin ekolojik yıkımlara ve iklim krizine yol açan politikalarına karşı iklim adaleti için mücadelemize ve Halkların Glasgow Anlaşması’nı savunmaya devam edeceğiz.”

Exit mobile version