BELEDİYE KANUNU’NUN YİRMİ DOKUZUNCU MADDESİNE İSTİNADEN!

 

SUSURLUK Belediye Meclisi’nde AK Partili İbrahim Dürmüş’ün üyeliği düşürüldü.

AK Parti Milletvekili Yavuz Subaşı, “İbrahim Durmuş’un üyeliğinin düşürülmesi bir hukuk skandalıdır” açıklaması yaptı.

‘İbrahim Düşmüş’ de diyebilirdi; ‘Durmuş’ dedi.

Zaten AK Parti kanadından başkaca bir açıklama gelmedi.

Ne İl, ne ilçe başkanlığı, ne öteki vekiller, ne partililer.

Sosyal medyada atar gider yapanları saymıyorum.

Medya ve kamuoyuna yönelik açıklamadır kastettiğim.

 

***

AK Partili İbrahim Dürmüş’ün üyeliği niye düştü?

Belediye Kanunu’nun 29. maddesi gereği:

“Özürsüz veya izinsiz olarak arka arkaya üç birleşim günü veya bir yıl içinde yapılan toplantıların yarısına katılmayan üyenin, üyeliğinin düşmesine, savunması alındıktan sonra üye tam sayısının salt çoğunluğuyla karar verilir.”

Susurluk Belediye Meclisi’ndekiler, “biz arkadaşı aramızda istemiyoruz, kendisinden haz etmiyoruz” diye düşündükleri için değil yani.

Kanun öyle buyurmuş, onlar da gereğini yapmış!

 

***

YAVUZ SUBAŞI diyor ki:  “Belediye Kanunu’nun 32. Maddesi hükmüne göre hasta olanlar izinli sayılır.”

İbrahim Dürmüş bir kez covid olmuş, o sebeple gelmemiş.

Öteki sebepler?

Mazeretsiz gelmeyişler?

 

***

SUBAŞI, mevzuyu derinleştirip işin içine Soros’u, Osman Kavala’yı falan da katmış.

Altı üstü Susurluk’ta bir meclis üyesinin devamsızlık nedeniyle üyeliği düşürüldü. Bunu Soros’a kadar vardırmak nedir?

Şöyle diyor:

“İP Genel Başkanı Meral Akşener’in HDP’li Selahattin Demirtaş’a, Sorosçu Osman Kavala’ya gösterdiği ilgisi, hukuksuzca yapılan, kendi Belediye Başkanı’nın hukuk dışı bu olayına da göstermesini bekliyoruz.”

AK Partililer ‘AKP’ diyenleri azarlayıp kızıyor.

“AK Parti’dir, tescillidir, AKP diyemezsin…”

İYİ Parti’yi niye ‘İP’ diye kısaltıp güya alay ediyorsun?

‘İpsiz sapsız’ manasına mı yani?

 

***

MECLİS yoklama fişlerinden tespit etmiş, “şu şu günler gelmedi, şu şu günler izinli, şu şu günler mazeretsiz” olarak belirlemiş ve kanun maddesine dayanarak üyeliğini düşürmüş. Yine kanun gereği savunması alınmış; ama çoğunluk savunmayı yeterli görmemiş.

Yapılanın ahlaksızlık ve hukuk skandalı olduğunu ileri sürmeden önce..

Halkın oylarıyla seçilen bir meclis üyesinin, halkın temsil edildiği meclisi neden bu kadar boşladığını sormak gerekmez mi?

Hepi topu ayda iki oturum.. Bir ay içinde iki gününü ayıracak halka. O da zaten gün değil, ikişer saatten dört saat!

Yani bu arkadaş, yani halkın oylarıyla oraya seçilen arkadaş, bir ayda dört beş saatini halka ayıramayacak!

Sonra, hukuk skandalı, ahlaksızlık, siyasi operasyon, falan filan.

 

***

BELEDİYE Meclis üyeliklerinin nasıl belirlendiği mevzusuna hiç girmeyelim.

Şunu söylemek kâfi: “Meclis’te iktidarda veya muhalefette beni bu arkadaşlar temsil etmeli” diyemiyor seçmen.

Parti yöneticileri asiline ve yedeğine kimi yazarsa, gidip onlara oy veriyorsun.

Meclis adaylarını vatandaşın belirleme hakkı yok.

Bu genel seçim için de geçerli. Milletvekili adaylarını vatandaş mı belirliyor?

Parti listeyi yapıyor, vatandaş tanımadığı, bilmediği insanlara sırf siyasi görüş – parti sempatisi ile gidip oy veriyor.

Önseçim bile yapmıyor partiler.

Temayül yoklaması dedikleri bir uygulama var; o da sırf partilinin gazını almak için. Yoksa, çıkan sonuca uyulduğu falan yok.

“Partimin adaylarını ben belirlemeliyim” diyemiyor partinin üyesi, delegesi…

Haydi Yavuz Bey, bu mevzuda da bir fikir beyan et.

 

***

BENCE tüm belediyeler, meclis üyelerinin devam – devamsızlık durumlarını ince ince gözden geçirsin.

Bir de kamuoyuna açıklasınlar.. Hangi meclisin üyesi, kaç kez izin almış, kaç kez mazeretsiz gelmemiş, vatandaş bilsin.

Bu arada Susurluk’taki olayı siyasi skandal, hukuksuzluk, bilmem ne diye değerlendiren arkadaşlar..

Bir de bu açıdan baksınlar bakalım.

 

***

ÜYELİĞİ düşenin yerine yine bir AK Partili üye geliyor.

Ne ki üyeliği düşürülen arkadaş, aynı zamanda Büyükşehir Meclis Üyesi.

Kendisini Büyükşehir Meclisi’nde konuşurken, bir fikir beyan ederken, bir önerge verirken hiç görmediğimiz Dürmüş’ün boşluğunu, İYİ Partili bir üye dolduracak şimdi.

Sıkıntı bundandır. Cumhur ittifakının bir üyesi eksilmiş, Millet ittifakının bir üyesi artmıştır. Ahlaksızlık, hukuksuzluk, demokrasi katliamı gibi ifadeler, yakıştırmalar bu sebepledir.

(Bu son cümle Bahçeli’nin Salı konuşmalarındakine benzedi, kusura bakmayın…)

 

***

ÜYELİK düşürülme mevzusu yargıya taşınır, itiraz edilir, yargı ne der, adalet nasıl tecelli eder bilemeyiz.

Hiç olmadı, İçişleri girer devreye.

Kanunun 32. Maddesini hatırlatan Yavuz Subaşı, “30. Maddeyi de bilmiyor değilim” mesajı veriyor belki de.

 

 

Exit mobile version