CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda Balıkesir’de yaşanan sağlık ve tıp eğitimi sorunlarını anlattı. CHP’li Sarı, “Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültemiz şu anda belli bir yol kat etti ama aradan geçen yıllara rağmen hala arzu ettiğimiz yerde değil” dedi.
TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu “Türkiye’de Tıp Eğitimi” üzerine toplandı. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın Türkiye’deki tıp eğitimi ile ilgili bilgiler sunduğu toplantıda CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’da Balıkesir’deki sağlık ve tıp eğitiminde yaşanan sorunları dile getirdi. Balıkesir’de 3 noktada tıp eğitimi verilemeye çalışıldığını belirten CHP’li Sarı, “Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesi 2020 yılında İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesiyle akredite oldu ve Eğitim Araştırma Hastanesine dönüştü. Eğitime başladı ama uzmanlık öğrencileri o günden bugüne daha bir adım daha ileriye gidemedi” diye konuştu.
Serkan Sarı şöyle devam etti:
“Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi 2006 yılında kurulan Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültemiz şu anda belli bir yol kat etti ama aradan geçen yıllara rağmen hâlâ arzu ettiğimiz yerde değil. İlk öğrencisini 2009 yılında almıştı, ilk mezuniyetini de 2015 yılında verdi ama şu anda Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesinin temel bilimlerde, biyoistatistik, tıbbi biyoloji, tıp tarihi ve etik, tıp eğitimi, onkoloji dallarında herhangi bir şey yapılmıyor. Dahili tıp bilimlerinde, aile hekimliği, diğer tıp, radyasyon onkolojisi, spor hekimliği, çocuk kardiyolojisi, çocuk nefrolojisi, hava uzay hekimliği, sualtı hekimliği; hipertonik tıp gibi birimlerde, cerrahi tıp birimlerinde, göğüs cerrahisi, el cerrahisi; çocuk psikiyatri birimi gibi birçok alanda aslında daha eğitimi tamamlayıcı düzeyde branşlar oluşmuş değil aradan geçen yıllara rağmen. Bu eksikliklerin Balıkesir Üniversitesinin eğitiminin kalitesinin artırılması adına önem arz ettiği düşüncesindeyim.
“BAÜN’ÜN BİN YATAKLI HASTANEYE KAVUŞMASI GEREKİYOR”
Şu anda 850 öğrenci eğitim almakta Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesinde ve mezun olan öğrenci sayımız 120, öğretim üyesi sayısı 33 profesör, 58 doçent, 53 doktor, araştırma görevlileriyle beraber 386 tane öğretim görevlisi aktif faaliyette bulunmakta ama hastanenin yatak kapasitesi 287. 200 yatak kapasitesiyle kurulmuş bir hastane, bu hastane de Ünye Devlet Hastanesinin tip projesi uygulanarak yapılmış, 87 de hocaların kullanması için ayrılmış olan odalar yatak kapasitesine eklenerek 287’ye çıkarıldı,
Balıkesir’de işte, bir hayırsever arkadaşımızın geçen günlerde attığı temelle bir miktar daha yatak kapasitesi artırılıyor ama Balıkesir gibi büyük bir coğrafyadaki tıp fakültesinin yatak kapasitesine benzer fakültelere göre işte, Sivas Cumhuriyet Tıp Fakültesi, Samsun Ondokuz Mayıs Tıp Fakültesi, Trabzon Farabi Tıp Fakültesi, Kayseri Erciyes Tıp Fakültesi gibi yani kapsamlı birer üniversite hastanesine dönüşmesi ve bin yataklı bir kapasiteye ulaşması gerekiyor; hem bölgemizin hem de üniversitemizin olmazsa olmaz ihtiyacı. Ne yazık ki bu anlamda yılda 100’e yakın hekim mezun eden ve bir çok branşı eksik olan, yatak kapasitesi yetersiz olan bir tıp fakültesinin eksiğinin giderilmesi lazım.
“BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ’NİN TIP FAKÜLTESİ VAR AMA ÖĞRENCİLER İSTANBUL’DA EĞİTİM ALIYOR”
Bir diğer adım geçtiğimiz yıllarda atıldı Onyedi Eylül Bandırma Üniversitesinde tıp fakültesi açık ama tıp fakültesi hastanesi yok. Oradaki kadrolar çok dar; 5 profesör, 10 doçent, 24 öğretim görevlisi ve 2 araştırma görevlisiyle şu anda bu hizmeti üretmeye çalışıyorlar, Bandırma Devlet Hastanesiyle afiliye durumunda ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim görmekte öğrencileri. Bu anlamda Bandırma Üniversitesinin de teknik, donanımsal, kadrosal anlamda desteklenmesi gerekiyor ki oranın da bu eğitim anlamında katkısını hem şehrimize hem de ülkemize faal bir şekilde olmasını arzu ederim.
“İŞSİZ ECZACILAR ORDUSU BÜYÜYOR”
CHP Balıkesir Milletvekili Serkan sarı, tıp biliminin önemli paydaşlarından birinin de eczacılık olduğu dile getirerek eczacılık eğitimi ve eczacıların sorunlarına dikkat çekti. Türkiye’de 62 tane eczacılık fakültesi bulunduğunu belirten CHP’li Sarı şunları söyledi:
“Türkiye’de, bunların 10tanesi prosedür kısmında, faal, aktif eğitimde değil ama bu 62 eczacılık fakültesinin 14 tanesi sadece akredite, kalan üniversitelerin hiçbiri akredite değil. 1997 yılından bugüne 50 fakülte açıldı, bu hızlı bir büyüme ama bu ihtiyaca karşılık gelecek veya bu mezun arkadaşlarımıza istihdam sağlayabilecek ortam yaratılmış değil. Fiziki koşulları, akademik kadrosu yeterli olmamasına rağmen eczacılık fakültelerinin eğitim veriyor olması da ayrı bir eleştiri noktası. Sadece 6 akademisyeni bulunan eczacılık fakültesi var, sadece bir katta, bir binanın katında açılmış olan bir eczacılık fakültesi var. Bunların, 62 eczacılık fakültesinin 29 tanesinin dekanı eczacılık mezunu bile değil yani yarısı sektör mezunu olmadan dekanlık yapıyor. Bu anlamda aslında dayatma bir eğitim çabası içerisinde ama bu çabanın mezunlarını yani Sağlıkta İnsan Kaynakları 2023 Vizyonu Raporu’nda eczacı sayımızın 9.500 fazla olduğu, şu anda, hâlihazırda 9.500 fazla eczacımızın olduğu ve istihdam edilemediği raporlara geçiyor ki bu yıl sadece 4.500 daha eczacılık fakültesinden mezun vereceğiz. Bu işsiz eczacılar ordusu her geçen gün büyüyor olacak ve eczacılık mesleğinin hani değerinin niteliğinin de giderek azalmasına sebebiyet veriyor.
“KAMUDA YETERİNCE İSTİHDAM YARATILMIYOR”
“Kamuda yeterince istihdam alanı yaratılmıyor, çoğu özel serbest eczacılık alanında istihdam edilmeye çalışılıyor; bu da beraberinde bir rekabet ve beraberinde de niteliksel kayıplara sebebiyet veriyor ve sağlıklı bir eğitim verilmesine engel oluyor. Bugün itibarıyla açılan fakültelerin bir çoğunda akademik kadro yoksunluğu var, laboratuvarı olmayan apartman üniversiteleri var ve eczacılık fakültesinin bu anlamda alması gereken niteliklerdeki eğitimi sağlayamayan düzeydeki fakültelerin bence ya gerekli düzeye taşınması için ki biraz önce tıp fakülteleriyle ilgili koşul ve kati kurallardan bahsettiniz, eczacılık fakülteleri de tıp eğitimi veren, tıp hizmeti veren fakülteler. Bu anlamdaki standartlara sahip ve zorlanmalı ve takip edilmeli. Eğer sağlayamıyorsa da özel üniversitelerin sadece öğrenci alabilmek için yapmış oldukları bu adımlara da müsaade edilmemesi gerekir diye düşünüyorum.
Yine, fakültelerimizin başarı sıralamasındaki 50 bin barajının eczacılık fakülteleri için de koyulması; böyle, boş kontenjanı doldurma çabasıyla değil de gerçekten bu nitelikli eğitim alabilecek düzeyde… Ki arkadaşlarımızın buraya da sınavlardan sonra tercih yapabilmesini arzu ediyorum”