Mesut Ergin: “Bu mücadele kapsamında şahsıma yönelik karalamalar, saldırılar veya suç duyuruları bizi mücadele kararlılığımızdan caydıramaz. Bunları göğüslemeyi Ayvalık halkı adına onur ve görev kabul ederiz. Bu vesile ile bir kez daha ifade etmek istiyorum, Ayvalık bölgemizde bulunan iki milyon civarı zeytin ağacının yaprağı, dalı, zeytini, prinası, karasuyu bizim başımızın tacıdır. Bizim isyanımız belde dışından getirilen her türlü atık ve karasuyun Ayvalık’ta işlenerek güzel Ayvalık’ı ve doğamızı katletmesinedir. Buna da izin vermeyeceğiz.”
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Doğuş Pirina Yağ ve Yağlı Maddeler Sanayi Ticaret Anonim Şirketi yöneticilerinin iki gün önce yaptıkları basın açıklamasının yetersiz ve yanıltıcı bilgiler ile dolu olduğunu belirterek açıklamada bulundu. Başkan Ergin, fabrikanın bacasından çıkan buharların zehirli gazları içermediği şeklinde belirtilen açıklamaya karşın, Ayvalık’ta yaşayanların kış aylarında yoğun bir koku nedeniyle temiz hava soluyamaz hale geldiğini ifade ederek hemşehrilerinin evlerinin pencerelerini açamaz hale getirildiğini söyledi.
Yanmadan atmosfere veriliyor
Şirket tarafından yapılan basın açıklamasında fabrika bacalarından çıkan buharın zehirli gazları içermediğinin belirtildiğini, bu hususun gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Ergin, “Adı geçen tesiste uygun teknolojinin kullanılmamasından kaynaklı pirinanın içeriğinde bulunan yüksek orandaki uçucu maddeler 250-300 C sıcaklıklarda gaz fazına geçtiğinden büyük kısmı yanmadan bacalardan atmosfere verildiği, atmosfere verilen baca gazlarında karbonmonoksit ve hidrokarbon ile partikül maddelerden dolayı ağır kokuların havaya yayıldığı, sadece ağır bir kokuya değil içeriğindeki ağır metal gazlar yüzünden de vatandaşlarımızın sağlığını tehdit ettiği konunun uzmanlarınca ifade edilmektedir” dedi.
Hekzan adında zehirli çözücü kullanılıyor
Bilim insanlarının yapacağı incelemeler ile sulu pirina içinde bulunan yüzde iki oranındaki yağı alabilmek için hekzan adında çok zehirli bir çözücü gazın kullanıldığını ifade eden Başkan Ergin, “Bu gazın bacadan zehirli zeytin karasuyu buharı ile atıldığı bunun da ilçe halkı, hayvanlar ve bitkiler üzerinde büyük tehlikelere yol açtığı da yaygın söylemlerden bir diğeridir. Artek Mühendislik Çevre Ölçüm ve Danışma Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi’ne yaptırılan KR 18-119 sayılı ‘Koku Emisyon’ Raporunda şirketin bacalarının hızı ile Çevtest Ölçüm Labaratuvar Ticaret Limited Şirketi firmasının 07/02/2018 tarihli emisyon raporundaki baca gazı hızlarının örtüşmediği tespit edilmiştir. Şirketin emisyon konulu çevre izninde kullanılan ‘Emisyon Raporu’nun güvenilirliği ve doğruluğu bu raporla şaibe altına girmiştir” diye konuştu.
Gerçek kapasite ortada
Şirketin basın açıklamasında kapasite aşımının mümkün olmadığını iddia ettiğine değinen Başkan Ergin şöyle devam etti:
“Şirketin raporlarında atık sularının iki adet mevcut sızdırmasız fosseptikte geçici olarak depolanarak vidanjör ile çekileceği belirtilmiştir. Ancak şirketin gerçek işleme kapasitesi göz önüne alındığında belirtilen foseptiklerin geçici depolamaya yeterli olup olmadığı bir tarafa bu foseptikte biriken atık sularının ne kadarının vidanjör ile tahliye edildiği bilinmemektedir. Bu hususta BASKİ’den vidanjörle kaç metre küp atık su tahliye edildiği niye açıklanmamaktadır. Edinilecek bilgi sonucunda atık suların çevreye ve Nikita Deresi’ne yasadışı olarak salındığının anlaşılmasından mı korkulmaktadır. Tesisin kapasitesi süreç içinde 140 ton/gün iken ısıl anma gücü 11,64MW olarak ölçümlenip beyan suretiyle sistemde kayıtlıdır. İlerleyen süreçte tesisin kapasite artışı sonrasında kapasitesi 900 ton/gün olarak olduğunda bu kez ısıl anma gücü 9,7 MW olarak kayda girmiştir. Kapasite yaklaşık beş kat artarken ısıl anma gücünün bırakın artmayı ilk halinden de geriye düşmesi akla ve fenne aykırıdır. Kapasite artışına rağmen nasıl olur da ısıl anma gücü 9,7MW olabilir? Bu çelişkiyi de bir zahmet açıklayabilirler mi? 12.10.2011 tarihinde Resmi gazetede yayınlanmış ‘Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri’ (SEÖS) tebliği kapsamında “Anma ısıl gücü 10 MW ve üzeri olan katı ve sıvı yakıtlı yakma tesisleri” Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri tesis edilmek zorundadır denilmektedir. Oysa anılan tesiste halen dahi SEÖS kurulmamıştır. Bunun nedenini de açıklayabilirler mi?”
Tutanak tutuldu
Ayvalık Belediyesi Zabıta Müdürlüğü tarafından yakın zamanda şirketin atık suyunu kaçak olarak doğaya bıraktığına ilişkin tutanak tutulduğunu da hatırlatan Başkan Ergin. Bu tutanağın bile şirketin yaptığı ihlali ispatladığını söyledi. Bu tespite dayalı olarak Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’nce tesise para cezası kesildiğinin altını çizen Başkan Ergin şunları söyledi:
İlave havuzların ruhsatı var mıdır?
“Balıkesir Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ekipleri tarafından geçtiğimiz günlerde Nikita Deresi’nin başlangıcından (Doğuş Pirina İşletme Tesisinin yanı) denize döküldüğü Sarımsaklı Halk Plajı’na kadar olan bölgede denizin içinde zeytin karasuyunun bulunduğu ve şirketin zeytin karasularının toplandığı havuzun alt kısmında sızıntı sonucu Nikita Deresi’ne akışın olduğu tespit edilmiştir. Bu çevre katliamına karşı açıklamanızı da merak ediyoruz. Son olarak atıksu kanallarının yıkılması sonrası büyük bir doğa katliamı yaşandığı herkesin malumudur. Yıkılan ve çevreyi zehirleyen atıksuların tutulduğu havuzlardan bir kısmının ÇED dosyasında gösterilen tesis ve havuzların dışında olduğu, zeytinlikler kesilerek ve sonradan ÇED izni kapsamında olmamasına rağmen kaçak ve ruhsatsız olduğu öne sürülmektedir. 1. Derece doğal sit sınırı içinde kalan mahalde bu ilave havuzların inşası için Çevre Şehircilik Bakanlığı Tabiat Komisyonu izni ve Ayvalık Belediyesi’nden alınmış bir inşaat ruhsatı var mıdır? Şirketin aynı hassasiyeti göstererek bu konuda da kamuoyunu aydınlatmasını bekliyoruz.”
Şirketin 22/12/2020 tarihli basın açıklamasında izah edilen hususların cevap bulmadığı takdirde diğer açıklamaların hiçbir değeri olmayıp, İlçe halk sağlığını, bitkileri, hayvanları ve doğayı doğrudan olumsuz olarak etkileyen bütün bu aykırılıklar için hukuk mücadele kararlılığının devam edeceğini vurgulayan Başkan Ergin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu mücadele kapsamında şahsıma yönelik karalamalar, saldırılar veya suç duyuruları bizi mücadele kararlılığımızdan caydıramaz. Bunları göğüslemeyi Ayvalık halkı adına onur ve görev kabul ederiz. Bu vesile ile bir kez daha ifade etmek istiyorum, Ayvalık bölgemizde bulunan iki milyon civarı zeytin ağacının yaprağı, dalı, zeytini, prinası, karasuyu bizim başımızın tacıdır. Bizim isyanımız belde dışından getirilen her türlü atık ve karasuyun Ayvalık’ta işlenerek güzel Ayvalık’ı ve doğamızı katletmesinedir. Buna da izin vermeyeceğiz.”