Balıkesir Celepler ve Besiciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Balaban il genelindeki küçükbaş ve büyükbaş üretimi hakkında POLİTİKA’ya açıklamalarda bulundu. Balaban başta yem fiyatları olmak üzere girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle hayvan üreticisinin para kazanamadığını söyledi. Et kesim fiyatlarının şu an düşük olduğun da vurgu yapan Oda Başkanı İsmail Balaban, üreticinin para kazanması için üreticiye destekleme verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Balıkesir’de küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığın Türkiye’de marka olduğunu söyleyen Celepler ve Besiciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Balaban 2020 yılında 2 kilogram kuzu etiyle 1 çuval yem alınırken günümüzde ise 3 kilogram kuzu etiyle 1 çuval yel alındığına dikkat çekti. Hayvan üreticisinin maliyetinin artmasıyla kasaplardaki et ve et ürünlerinin fiyatlarının da arttığına değinen İsmail Balaban, küçük ve büyükbaş hayvanların üretiminin artırılması gerektiğini ifade etti. Balıkesir’de kamuya ait bir mezbaha bulunmadığını da kaydeden Balaban, üreticinin bu konuda sıkıntısı bulunduğunu belirtti.
“1 ÇUVAL YEM ALMAK İÇİN 3 KİLO ET SATMAMIZ LAZIM”
Balıkesir Celepler ve Besiciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Balaban girdi fiyatlarının yüksek olmasından dolayı para kazanamaz hale geldiklerinin altını çizdi. Balaban, “Besicinin durumu çok zor. Yani hayvan bakan arkadaşlarımızın hepsi zarar ediyor. Yem fiyatları, mazot, elektrik gibi girdiler bir araya toplanıyor ve maliyet yüksek çıkıyor. 2020 yılında 1 çuval yem 100 lira, 1 kilogram kuzu eti 50 liraydı. Yani 2 kilogram kuzu etine 1 çuval yel alabiliyorduk. Şimdi ise kuzu eti 145 lira, 1 çuval yem 500 lira. Yani 3 kilo kuzu eti satarak 1 çuval yel alıyoruz. Bu durumda da üreticinin 1 kilogram kaybı var” diye konuştu.
“ÜRETİCİYE MUTLAKA DESTEK VERİLMELİ”
Üretimin devam etmesi için desteklemenin şart olduğuna vurgu yapan Balaban, “Yem ve mazot maliyetleri et fiyatlarını yükseltiyor. Besiciyi kurtarması için ise biraz daha et kesim ücretlerinin yükselmesi gerekiyor. Bunun yanında üreticiye destekleme verilmelidir. Küçükbaş ve büyükbaş üreticisine zorunlu bir destekleme verilmiyor. Bu desteklemeler düzgün bir şekilde verilse besiciler üretime geçer hale gelecektir. Bunu birçok defa söyledik. Besiciye ciddi rakamlar verilse yani kuzu başına 300-500 lira gibi destek verilse köylü üretime geçer. Yani yem parası üreticiyi çok zorluyorve üretimi kısıtlıyor. Hayvan üreticileri yem parasını ödemek için yetişen kuzuyu mecburen kesmek durumunda kalıyor. Böylelikle de üretici üretime geçemiyor. Yani besici maliyetlerin artmasından dolayı elindeki erkek veya dişi hayvanını kesiyor. Dişi hayvanların da kesime gitmesi bu sefer üretimi etkiliyor” ifadelerine kullandı.
“KÜÇÜKBAŞ 145 BÜYÜKBAŞ 135-140 LİRA”
Küçük ve büyükbaş hayvan kesim ücretlerini de değerlendiren İsmail Balaban, “En büyük sorun enflasyonun önüne geçilmemesidir. Şu anda besici para kazanıyormuş gibi gözüküyor ama aslında para kazanamıyoruz. Küçükbaş hayvanın kesim borsası bugün 145 lira, büyükbaş hayvanın kesim fiyatları da 135 ila 140 lira arasında değişiyor. Tabi bu etin kasaba gelinceye kadar kesim maliyeti, nakliyesi, dükkan kirası, elektrik, su giderleri de girince fiyatlar yüksek hale geliyor. Bugün kasap dükkanlarında kıyma fiyatı 200 ila 220 lira arasında değişiyor. Düşündüğümüzde kasaplar da para kazanmıyor. Girdi maliyetleri yüksek olduğundan dolayı et satışı yapan arkadaşlarımız da para kazanamıyor” dedi.
“KOOPERATİFLEŞMEYLE ÜRETİM ARTIRILABİLİR”
Hayvan üretiminde kooperatifleşmenin önemine değinen Celepler ve Besiciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Balaban, “Küçükbaş ve büyükbaş üretiminin artması için yapılacak şeyler var ve bunların en başında kooperatifleşme geliyor. Her köyde bir kooperatif olsa, her köyde ne kadar mal var tespit edilse üretim de ona göre planlanabilir. Mesela ben İsmail Balaban olarak bende örneğin 100 koyun var. Ben 100 koyundan 100 tane kuzu üretmeyi planlayabiliyorsam benim bağlı bulunduğum kooperatifin başkanı küpeyi vururken dişi hayvanları üretime geçirmek için kuzu başına destek vermesi gerekir. Ama bunu yaparken de yani desteği verirken de 2-3 yıl üretim şartı getirebilir. Eğer köylerde bu şekilde kooperatifleşerek uygulamaya geçilse köylü üretime geçer. Elindeki dişi hayvanları kesime değil üretime yönlendirir. Üretim yapılacaksa destek mutlaka verilmesi lazımdır. Bu hiç de zor bir şey değil. Her köye bir kooperatif kurulacak, herkes kooperatife kaydını olacak bu sefer hayvan sayılarının net olarak ortaya çıkmasının yanında üretimde de artış olacak. Biz bu kooperatifleşmeyi çok dile getiriyoruz ama dinleyen yok” değerlendirmesinde bulundu.
“BAŞKA İLLERDEN GELEN KUZULARA DA BALIKESİR KUZUSU DAMGASI VURULUYOR”
Balıkesir’in markaları arasında bulunan Balıkesir Kuzusu’nun da gerekli ilgiyi görmediğini ifade eden Başkan Balaban, “En büyük sıkıntılarımızdan birisi de Balıkesir Kuzusu. Rahmetli Faruk Kula ağabeyimiz uzun uğraşlar sonunda Balıkesir Kuzusu’nu tescilledi. Böylelikle Balıkesir kuzusu marka haline geldi. Ama Balıkesir’e başka illerden de kuzu getiriyorlar ve Balıkesir damgasını vuruyorlar. Yani Kütahya’dan, Afyon’dan, Çanakkale’den kuzu geliyor Balıkesir damgası vuruluyor. Ama bu böyle olmamalı çünkü bizim Balıkesir’e özgü kuzumuz var” diye konuştu.
“BALIKESİR’DE KAMU MEZBAHASI YOK”
Hayvancılıkta Türkiye’de ilk sıralarda bulunan Balıkesir’de kamuya ait bir mezbahanın bulunmamasının sıkıntı verici olduğunu söyleyen İsmail Balaban şunları kaydetti:
“Balıkesir üreticisinin gerçekten ihtiyaç duyduğu bir mesele de mezbahadır. Yani kamuya ait Balıkesir’de mezbaha yok. Şu an mevcut olan mezbahaların hepsi şahıs mezbahaları. Böyle olunca da mezbaha sahipleri istediği şekilde fiyat veriyor, sakatatı, deriyi istediği şekilde almak istiyor. Ama kamuya ait bir mezbaha olsa bizim malımız biraz daha değerlenecektir. Bunu birçok kere dile getirdik. Büyükşehir Belediye Başkanına, milletvekillerine söyledik. Söz verenler oldu, yapıyoruz diyenler oldu, projeyi hazırlıyoruz diyenler oldu. Bu konuda hiç kimse bize dönüş yapmadı. Kamu mezbahasının kurulması dile bir proje de yok. Ayrıca elimizde bulunan mevcut belediye mezbahasını da Büyükşehir Belediyesi Sosyal Sigortalar Kurumu’na borç karşılığı verildi. Orası satılınca başka bir şahsa kiraya verildi. O da mezbahayı bir açıyor, bir kapatıyor. Şu an belediye mezbahası kapalı. Yani Balıkesir’e kamuya ait bir mezbaha mutlaka lazımdır.”