Balıkesir Barosu’ndan 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü mesajı:
‘İnsan hakları ihlallerinin azalmak bir yana, tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de arttığı, kadına ve çocuğa şiddetin, göç olgusunun getirdiği hak ihlallerinin, adaletin geç gelmesinin yarattığı adaletsizliğin, insanlarımızın geçim derdine düşürülmesinin getirdiği ekonomik sorunların yol açtığı suç işleme eğiliminin arttığı günlerde yaşıyoruz.’
Balıkesir Barosu Başjkanı Av. Hakan Topaloğlu’nun Dünya İnsan Hakları Günü açıklaması şöyle:
“İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,İnsan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğunu,…”
şeklinde başlayan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu oturumunda kabul edilmiş; ülkemizde ise Bakanlar Kurulu kararıyla 27 Mayıs 1949 yılında Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
10 Aralık İnsan Hakları Günü’nün dayanağı İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi,
“İnsanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,
İnsan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıran barbarca eylemlere yol açtığını ve insanların korku ve yoksunluktan kurtulması, konuşma ve inanma özgürlüğüne sahip olacağı bir dünyanın ortaya çıkmasının sıradan insanların en yüksek özlemi olarak ilan edilmiş bulunduğunu, insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, insan haklarının hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğunu,…”
şeklinde başlar ve 1.maddesi ile ise “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla davranmalıdırlar.” şeklinde haklara ve eşitliğe vurgu yapar.
İNSANIN İNSANCA VE SAĞLIKLI YAŞAMASI İÇİN…
Hak olgusu sosyolojik, politik ve dinsel anlamda her alanda vurgulanan ve önemsenen bir olgu olmuştur. Öznesi insan ve hatta insan ile birlikte tüm canlılar olan hakların bilincinde olmak ve haklarımıza sahip çıkıp hak mücadelesi vermek ise tıpkı nefes alıp vermek gibi bir zorunluluk. Haklarımız olmadan, haklarımıza sahip çıkmadan ve haklarımız için mücadele vermeden yaşamamız olanaklı değil. Bütün dinlerin kul hakkı diyerek önemsediği, bütün mücadelelerin onun adına verildiği haklar, özellikle yaşama hakkı ve insanın emeği, insan olarak var olmamızın bir koşulu.
Örneğin günümüzde yaşadığımız ve adına hayat pahalılığı dediğimiz ekonomik sıkıntılar, işsizlik, çalışanların yetersiz ücretleri, işten çıkarılmalar, kira artışları, sağlık ve eğitimdeki sorunlar ve daha nice sıkıntıların temelinde insanın emeğine ve hatta yaşamasına yönelik hak ihlali niteliğinde saldırılar vardır. İnsanın insanca ve sağlıklı yaşaması ise, haklarına sahip çıkması ve hakları için emek vermesi ile mümkün olacaktır.
Bu, dün de insanın önünde bir sorundu; bugün de çözülmesi zorunlu bir sorun olarak karşımızdadır. Hak mücadelesinin ise günümüz dünyasında insanın tek başına verebileceği bir mücadele olmadığı açıktır. Bu yüzden de bizim sivil toplum kuruluşları ya da kamu yararı için emek veren kuruluşlar dediğimiz meslek odaları, sendikalar, dernekler, insan hakları kuruluşları var ve bunların hepsinin temeldeki amacı insan haklarının önündeki engellerin tespiti ve kaldırılmasıdır. Barolar da bu kapsamda aslında bir insan hakları örgütleridir ve hukukun, savunmanın, avukatların bir çatısı olduğu kadar insan hakları önündeki engellerin tespiti ve hak ihlallerinin önlenmesi konusunda en ağır yükü üstlenen kurumlardır.
BALIKESİR BAROSU İNSAN HAKLARI MÜCADELESİNDE ETKŞN BİR KURUM
Barolar sadece avukatların üyesi olduğu bir meslek kuruluşu değil; kamu hizmeti veren ve hukuk devletinin yaşamasında yargının bir unsuru olarak görev yapan adalet kuruluşlarıdır. Bu anlamda, barolarda kimlerin yönetimde olduğu ya da kimlerin görev yaptığı değil; avukatların meslekleri ve ülkeleri için neler yaptığı önem kazanmıştır. Balıkesir Barosu da bu tespitten yola çıkarak, kuruluşundan bugüne insan hakları mücadelesinde etkin olan ve söz sahibi bir kurum olarak dikkat çekmiş ve topluma öncü olmuştur.
İNSAN HAKLARI İHLALLERİ ARTIYOR
İnsan hakları ihlallerinin azalmak bir yana, tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de arttığı, kadına ve çocuğa şiddetin, göç olgusunun getirdiği hak ihlallerinin, adaletin geç gelmesinin yarattığı adaletsizliğin, insanlarımızın geçim derdine düşürülmesinin getirdiği ekonomik sorunların yol açtığı suç işleme eğiliminin arttığı günlerde yaşıyoruz. Hak ihlallerinin yaşanmaması ve hakları ihlal edilenlerin haklarının savunulması için de biz avukatlar, hak savunuculuğu mesleğinin sahipleri hakkı ihlal edilen ve hak arayan insanlarımızın yanındayız. Dün olduğu gibi bugün ve yarınlarda da biz avukatlar, kentimizdeki ve ülkemizdeki hak ihlallerini tespit eden, araştıran ve hak ihlallerine son verilmesi için mücadele eden yurttaşlar olacağız. İnsanın hakları ile insan olduğu gerçeğini bir kez daha yineliyor ve Balıkesir Barosu olarak İnsan Hakları Günü’nü sadece kutlanacak bir gün değil, haklarımızın bilincinde olunacağı ve hak ihlallerine yönelik mücadelenin dile getirildiği bir gün olarak kabul ediyoruz.
Bizler, Balıkesir Barosu avukatları olarak, insan haklarının bilincinde olunması, hakların kullanılmasının ve özgürlüklerin engellenmesine yönelik hak mücadeleleri ve insan haklarının temeli olan adaletin sağlanması için mücadele edeceğimizi bir kez daha yineliyoruz.’
| Tepki verilmemiş
Tepki Ver