BANDIRMA’NIN ASKERİ ÇAMLIK’I VE GÜNAYDIN NAMIK HAVUTÇA!

 

ERGİN ARICAN / Bandırma Sonkurşun

 

 

24,25 ve 26.dönem TBMM’de Balıkesir milletvekili olarak seçilmiş ve görev yapmış  Av. Namık Havutça, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’a  Bandırma’da son günlerin tartışma konusu olan ‘Askeri Çamlık’ ile ilgili bir çağrıda bulunarak ‘Ata yadigarı Alan’ın  kullanım amacına dönük çözüm önerisinde bulunarak şöyle demiş:

 

“..askerlerimizin hasret türküleri yaktığı, Mehmetçiklerimizin yattığı yerleri yaşanan açık müzeye dönüştürelim. Onların evlatları da atalarının o koğuşlarında yatsınlar ve onların ruhları İle buluşsunlar. Onbin kilometre öteden Çanakkale’ye gelen ve birkaç geceyi Çanakkale’de geçiren Anzaklar kadar bizim Mehmetçiklerimizin de koğuşlarında onların kurtuluş savaşı ruhunu yaşatalım evlatlarımızla.(..) Cumhuriyet Meydanı’na projenin görselini asalım, millet görsün, gerekirse halkoylaması yapalım .Sayın Başkan; siyaset halkın istek ve taleplerine yanıt verme bilimidir. Toplumu daha iyiye, güzele mutluluğa refaha  ve özgürlüğe ilerletme sanatıdır.”

 

Sevgili Havutça’nın ‘çağrı’ ve ‘davet’i  önemli ve bir anlamda  iki başkan arasında Büyükşehir Meclisi’nde yaşanmış  nahoş polemikle kitlenmiş bir sorunun ve sıkıntının aşılması ve çözümüne yönelik düşünce ve somut bir çözüm önerisi içeriyor. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, olaya bu düşünce ile bakmanın yararlı olacağını düşünüyor ve Sn. Havutça’ya da şu soruyu soruyorum:

 

  • 24,25 ve 26.dönem milletvekilliği yapmış, Meclis Komisyonlarında görev yapmış bir kişi olarak  Bandırma çıkışı Erdek yolunun sağında yer alan ‘ Askeri Çamlık’ın virane halini  bugüne kadar ,hiç fark edip, içler acısı  bu alanın tarihi öneminin farkına varmadınız mı?
  • Vazgeçtik eski yerel yönetimlerden. 2009 yılından  bugüne kadar CHP olarak, kentte yerel iktidardasınız. Yerel yönetim veya milletvekilleri olarak yaklaşık 15 yıl bu alanın  kullanımının kentin gündemine partiniz tarafından ciddi açıdan   hiç taşınmadığını bilmiyor musunuz? Oysa ki, zaman zaman bu alanın  kentimiz açısından tarihsel önemi ve korunmasına yönelik üniversitemiz bünyesinde kimi akademik çalışmalar ve  özellikle Ozan Kitapevi Sahibi Rahmi Akdaş’ın beyanları ile videolu açıklamaları olmuştu.
  • Hepsinden vazgeçtik. Vekillik dönemleriniz haricinde  sendikacı olarak da   2004-2009 yıllarında  Bandırma Belediyesi Meclis üyeliği, Meclis CHP Grup sözcülüğü yanı sıra  2011’de  Balıkesir İl Genel Meclis üyeliği ile İl Genel de Grup Başkan Vekilliği  görevlerinde bulundunuz. Bu yıllarda ‘Askeri Çamlık’ ile Ayyıldıztepe’nin fiili durumu hiç mi aklınıza gelmedi?

O yıllarda da kentte  kimseden  ‘çıt’ çıkmadı..!

 

Keza, Büyükşehir Başkanı rahmetli Edip Uğur’un başkanlığı döneminde ‘Askeri Çamlık’ alanının  TOKİ’den satın alınarak ‘Tematik Park’ yapılması ve bu alanın tarihi dokusuna uygun düzenlenmesi yönünde proje çalışmaları da yapıldı ve proje uygun görülmediği için   yaşama geçirilemedi.. 213 dönümlük  güzelim alan  Balıkesir Büyükşehir Belediyesi zuhdesinde kaldı. Arazinin kalan cüzi borcu da 2019 yılında Başkan olan Yücel Yılmaz döneminde ödendi.

 

Evet, bu süreçte de Bandırma’da yerel yönetim dahil, kimselerden ‘çıt’ çıkmadı.!

 

Ne zaman ki, konu alanla ilgili imar düzenlenmesi talebiyle  Büyükşehir Meclisi’nin gündemine girdi ve 2019’dan günümüze alanla ilgili iki başkan arasında yaşanan görüşme ve pazarlık trafiği ortaya döküldü, tartışmalar başladı.

 

Sonuçta Büyükşehir Meclisi’nde  yaşanan polemikten birilerinin tadı kaçsa da kötü mü oldu, HAYIR..!

 

Balıkesir ve Bandırma, bir kamu alanında ne yapılıp, edileceğini bilmeli, öğrenmeli, iradesini olumlu-olumsuz sürece yansıtabilmeli.. Sevgili Havutça’nın da bu konuda farklı düşündüğünü sanmıyorum.

 

‘Askeri Çamlık’ konusunu geçelim ve Ayyıldıztepe ile SonKurşun Anıtı’ na gelelim. Sn.Havutça, 24-25 26.dönem TBMM Balıkesir milletvekilliği görevini ifa ederken hiç merak etmedi mi, ulusal kurtuluş savaşımızda  Yunan’a son kurşunların atıldığı bu alanın pejmurde hali ne diye.. Bu Anıt,1975 yılından bugüne neden projesine uygun tamamlanamadı da yıllarca böyle eksik bırakıldı diye hiç merak edip sormadı mı? Bu alanın tarihsel önemine uygun olarak çevre düzenlemesinin de yapılarak kent insanının yararına bir an önce kullanıma sokulması neden ve niçin 1975 yılından bugüne hiç gündeme alınmadı?

 

Vakanın bugünlere kadar kamuoyu gündeminde ciddiyetle yer almamış olması, toplumsal bir talep olarak seçilmişlere kendisini dayatmaması Sn.Havutça’nın da bu koruları layıkıyla ele alamamış olmasına neden olmuş, bu konuları sahiplenmek gözünden kaçmış   olabilir. Bunu da anlarız.

 

Garip ve düşündürücü olan sn.Havutça’nın ‘çağrı’sında dile getirdiği gibi, Büyükşehir Başkanı Yılmaz’a kentin tarihsel önemi ve dokusunun korunmasını anımsatmaya çalışıyor.  Dikkat çektiği hususlara, kent yönetimi, siyasi parti temsilcileri, milletvekilleri ve  STK’lar  hatta kent toplumu acaba gerçekten kentin tarihsel zenginliğinin farkında mı? Ben, bu gibi konularda iğneyi önce kendimize batırmamız gerektiğine inanıyorum.

 

Keza, ben ‘Askeri Çamlık’ın kullanımı konusunda  yaşanan ‘arıza’nın Büyükşehir ve sevgili Yücel başkan da değil, Bandırma’da (Bandırmalılar da  )  demeyeceğim, yerel yönetim ve   kentle ilgili konularda aşırı  siyasallaşma nedeniyle dar bir toplumsal kesitin  yani bizlerin  yapılacak hizmet ve yatırımlara ‘istemezük’ anlayışı ile yaklaşanlardan kaynaklandığını gözlemliyorum.

 

Kent kamuoyunda aşırı  bilgi kirliliği yaşanıyor ve gerçeklerle örtüşmeyen ve zaman zaman çirkinleşen algı operasyonlarıyla gelinen nokta da ‘Askeri Çamlık Projesi’nin  C.başkanlığı ile genel seçimlere de aylar  kalması nedeniyle  ARTIK gerçekleşebilirliğinin kalmadığına inanıyorum.

 

Ne mi oldu?

 

Bandırma’ya yine yazık oldu!

 

Bilgi kirliliğinin  sonucu biraz da bilinçli  yaratılan  kaotik bir ortamın oluşması nedeniyle her zaman ki gibi ‘akıl’ bana müsaade diyerek tüydü ve tatile çıkarak, sürecin durulmasını beklemekte yarar gördü. Aynı Ayyıldıztepe ve SonKurşun Anıtı konusunda yaşandığı gibi..

 

Ben, ’Askeri Çamlık Projesi’ konusunda da Başkan Tosun’un özel de farklı düşündüğüne inanıyorum ya da inanmak istiyorum. Öncelikle, kamuoyunda projeyle ilgili yaşanan rant tartışmalarının Başkan Tosun açısından  da hiçbir anlamının  bulunmadığına  da inanıyorum.

 

Neden?

 

Projeyi Bandırma Belediye Başkanı olarak kamuoyunun gündemine taşıyıp, getirmiş olsa idi, bu kez şahsı ve çevresi yine farklı rant tartışmalarının hedefi olacaktı diye düşünüyorum. Hatta her iki başkanın ‘Askeri Çamlık ‘ projesi konusunda mutabık da kalmış olsalar, kentin iradesini de arkalamış olsalar  yine kimi kişi ve çevrelerce hedefe konmaktan kaçınamayacaklardı. Belediyeciliğin, yerel yöneticiliğin, siyasetin  ne yazık ki   adeta kaderi bu..! Bu tür söylenti ve algı operasyonlarının, dedikoduların üzerine çıkıp hizmet ve yatırım üretmek, iş yapmak siyasi ve yöneticilik açısından bir irade ve kararlılık sorunudur. Bu tür yeltenişlere, dedikodulara yenilirseniz görev sürecinde  hiçbir hizmet ve yatırım üretemezsiniz. Örn. Malta Projesi üzerinde yaşanan tartışmalar ve itham ile iddialar..Onun için, hizmet ve yatırım konusunda mazeretlerin ardına  kimse sığınamalı.. Çünkü, belediye başkanlıkları   şikayet ya da mazeret makamı değildir.

 

Bir çok kişi günün-gecenin bir saatinde telefonla arıyor:

  • Çamlık’a bir değil birkaç tane  AVM yapacaklarmış.!!!
  • Çamlık’a 300 tane villa yapacaklarmış.!!!
  • – Çamlık arazisinde kimlerin kimlerin yerleri var, biliyor musun?
  • – Zengin tabaka kendi dünyasını yaratacak ve halk yine karşıdan bakacak.!!!
  • Çamlık’a yapılacak otelin, benzinliğin, müteahhitlerinin kimler olacağı, kafenin, restaurantın işletmecileri bile belliymiş..!!!
  • Büyükşehir bu alanı bize versin biz de ona aynı ölçüde başka bir alan verelim..!

 

Yazık, hem de çok yazık..!

 

Bandırma Halkının zekasıyla dalga geçip, küçümsemek ancak böyle mümkün olabilir.. Aymazlığın, cehaletin sınırı yok ve utanmadan sıkılmadan koca koca makam-mevki sahibi insanlar bir de şunu söyleyebiliyor: İrlandalı olma.. Bandırma için var mısın yok musun?

 

Bunu particilik adına yapıyorsanız, partiniz batsın..!

Bunu kenti temsiliyet adına yapıyorsanız, temsiliyetiniz batsın.!

 

Balıkesir de, Bandırma’da konuşup, sorgulayıp, tartışacak.! Hiçbir şey kapalı kapılar ardında ve karanlıkta kalmamalı ve kalmayacak.!

 

  • Efendim, konuşup, yazarsan bunun faturası, diyeti var..

 

Tam adamına söylediniz. El mi yaman Bey mi yaman, buyrun, hep birlikte yaşayıp, görelim.. Bu kenti yıllarca siyaset ya da particilik adına, makam/mevki davasına bugünkü haline taşıyanların, kenti ’hasta’ ve ‘hastalıklı’ kılanların Bandırmalılar’ akoca bir ‘ özür’ borcu var. Bu da yetmez.! ‘özür’ün karşılığı kendinizi bu kente affettirecek hizmetin elçileri yani bu kent- ile insanlarının hizmetkarı olacaksınız.!

 

Bitmedi.!

 

Demokrasilerde ve siyasette, yöneticilikte ‘uzlaşı kültürü’ önemlidir. Bunda aranacak nitelik, öncelikle kamu yararıdır. Örn.son günlerin kentte temel konusu 2.Toki kapsamında konutların yapılacağı belediyemize ait 91 dönümlük arazinin TOKİ’ye bedelsiz devri idi.

 

Aklın yolu birdir, bellidir. Ne yapıldı? AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Doğan ile Belediye Başkanı Tosun bir araya geldi ve konu Meclis’e havale edilip, oy birliğiyle bir kalemde konu aşılıp, çözümlendi. Aynı diyalog ve uzlaşı kültürünü ve sonucunu Belediye şantiye alanının Eti Maden’e devri ve satışında Meclis’te yaşamadık mı? Demek ki, Büyükşehir ya da Bandırma Belediyesi Başkanlarının önüne hangi sorun ve sıkıntı gelirse gelsin ortada karşılıklı saygı çerçevesinde sağlıklı bir diyalog ve hizmet eksenli, kamu yararına bir uzlaşı anlayışı var ise, aşılmaz görünen ne var ise aşılıyor. Sorun ve sıkıntı çözülüyor.

 

Bu nokta da her iki başkan açısından da en büyük destek ve baş vurulacak hakem, kent toplumu ve vatandaştır. Geçmiş yıllarda Başkan Mirza, büyükşehirle yaşadığı sorun ve sıkıntılar konusunda olası çözümsüzlük noktasında ‘halka giderim, anlatırım’ anlayış ve yöntemini sıklıkla dile getirmemiş miydi? Bir de olayın yargı boyutu unutulmamalı. Aynı şekilde Büyükşehir aleyhine açılmış ve Bandırma Belediyesi lehine sonuçlanmış bir çok dava söz konusu. Yani çözümsüzlük ve hizmette tıkanma dava konusu her ne ise, çare ya da çözüm değildir.

 

‘Askeri Çamlık’ projesi konusunda da Başkan Tosun, Başkan Yücel’i de pekala yanına alarak, gerçekleştireceği geniş katılımlı bir toplantı ile projeyi masaya yatırıp, kent lehine somut bir adım atıp, yaşanan sorunları aşabilirdi. Bu denenmedi ve kendimiz çalıp kendimiz çığırdık. Basit bir konuyu/mevzuyu olur olmaz yerlere taşıyıp , işin içinden çıkılmaz duruma getirdik. Oysa ki, ‘beni yaşadığım rezillikten kurtarın’ diye çığlık atan unutulmuş bir alan söz konusuydu. Particilik ya da yaklaşan seçim kaygıları ile bu kentin insanlarının da yıllanmış beklenti ve talebi çözümsüzlük noktasında salamuraya yatırıldı.

 

Esen kalın..

Exit mobile version