Balıkesir’de taşınmaz satışları son dönemde yeniden gündemde. Balıkesir Toplu Konut A.Ş. (BALTOK) tarafından duyurulan son arsa satış ilanı, yatırımcılara cazip fırsatlar sunsa da, şehirde “kamu arazilerinin hızla elden çıkarılması” tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Karesi ve Altıeylül ilçelerinde yer alan ve toplamda milyonlarca lira değerindeki arsalar, pazarlık usulüyle satılacak. Satıştan elde edilecek gelirlerle belediyenin mali yapısının desteklenmesi hedefleniyor. Ancak uzmanlara göre bu durum, kısa vadede nefes aldırsa da uzun vadede şehir planlaması açısından ciddi riskler barındırıyor.
📌 Satışa Sunulan Taşınmazlar
BALTOK’un satış ilanına göre:
Karesi – 2. Sakarya Mahallesi’nde:
3.556 m² ve 2.500 m² büyüklüğünde iki parsel
K.A.K.S 1,7 yoğunlukla gelişme konut alanı
Toplam satış bedeli: 78.732.420 TL + KDV
Altıeylül – Ortamandıra Mahallesi’nde:
5 farklı parsel, 844 m² ile 8.024 m² aralığında
İmar durumu: KSA – E:1,30, Yençok: 9,50
Toplam satış bedeli: 99.004.750 TL + KDV
📉 Belediyeler Satışla Ayakta Kalıyor, Şehir Kimliği Erozyona Uğruyor
Artan maliyetler, merkezi bütçeden aktarılan paylardaki daralmalar ve yerel yönetimlerin artan hizmet yükü, belediyeleri taşınmaz satışlarıyla gelir yaratmaya itiyor. Ancak bu durum şehir kimliğini ve yeşil alanların geleceğini tehdit ediyor.
Şehir plancıları, kamusal alanların satışa sunulmasının uzun vadede sosyal, kültürel ve çevresel erozyona yol açabileceğini vurguluyor. Özellikle konut alanı olarak planlanan bu bölgelerde kontrolsüz yapılaşma riski şehir dokusunu olumsuz etkileyebilir.
💬 “Satışlar Geçici Çözüm, Sürdürülebilirlik Tehlikede”
Kamu ekonomisi uzmanları ise arsa satışlarının ancak geçici bir finansman modeli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor. Sürekli taşınmaz satarak gelir sağlamak, belediyeleri uzun vadede daha da bağımlı ve kırılgan hale getiriyor.
🔚 Sonuç: Balıkesir’de Denge Arayışı Sürüyor
BALTOK’un arsa satış ilanı, yatırımcılar için kazanç fırsatı sunarken, şehir için tartışmalı bir dönemi yeniden başlatıyor. Balıkesir halkı ve kent savunucuları, “satılabilir şehir” modeline karşı daha şeffaf, daha katılımcı ve sürdürülebilir planlamalar bekliyor.