“BUNU DA gördük” diye mi başlasam söze, “bakalım daha neler göreceğiz” sorusuyla yapsam açılışı, bilemedim.
Efendim, mevzumuz Balıkesir Kent Konseyi. Daha doğrusu, bu Konsey’in hafta sonu yapılan genel kurulunda kabul edilen bir yönergeyi ele alıyoruz.
Balıkesir Kent Konseyi Disiplin Yönergesi.
Disiplin!
***
KENT Konseyleri gönüllü oluşumlardır. Zorlama yoktur. Yürütmesinde, meclislerinde, çalışma gruplarında falan atamayla, talimatla, zamanlı ve ücretli olarak çalışılmaz.
O şehirdeki demokratik kitle örgütleri, meslek kuruluşları, mahalle muhtarları, odalar, kamu yararına çalışan vakıf ve derneklerin temsilcilerinden oluşur. Kurullar seçimle belirlenir.
Kurulların yetki ve görevleri, Konsey tüzüğünde yer alır.
Temsil ettikleri kurum ve kuruluş adına görev üstlenen bireyler, zaten içinde yer aldıkları yapının önemine, değerine, amacına vakıftır. Bu bilinçle görev üstlenirler.
Gönüllü olarak Konsey’de görev alan vatandaşın önüne ‘disiplin yönergesi’ koymak, “buralar bizim, yetki bizim, yaptırım bizim; ayağını denk al, kırarım boynuzunu” sopası anlamına gelmez mi?
***
BİRAZ araştırın; disiplin yönergesiyle öne çıkan tek bir Kent Konseyi oluşumu göremezsiniz. Disiplin, zaten kendi içinde fiilen sağlanır. Bunun için ayrıca uzun uzun yönerge hazırlamanın, hangi davranışların disiplin suçu teşkil ettiğini alt alta sıralamanın çok anlamı yok.
Ama ortada bu yönergeyi oy çokluğuyla kabul eden bir Kent Konseyi var Balıkesir’in!
Büyükşehir Belediye Başkanı’nın listesinden Konsey organlarına seçilenlerin, itiraz gerektirecek karar ve uygulamalara ses çıkarmalarını beklememek lazım elbet.
İşin bu kısmı daha vahim!
***
ORTADA ne bir projesi var Balıkesir Kent Konseyi’nin, ne de kent için atılmış somut bir adım!
Geliver gidiver, ona ziyaret buna ziyaret, “birlikte ne yapabilirizi konuştuk” türü geyik muhabbetleri, sosyal medyada bol bol ziyaret paylaşımları… Büyükşehir’in organize ettiği tüm etkinliklerin içinde yer alarak, sanki Kent Konseyi düşünmüş, programlamış, organize etmiş, yaşama geçirmiş algısı yaratan enformasyon faaliyetleri falan.
“Somut ne var” diye sorarsanız, ele avuca sığacak bir şey yok.
***
AMA işte görüyorsunuz, Balıkesir Kent Konseyi Disiplin Yönergesi ile çok önemli bir adım atmış oluyor.. Halkın kent yönetimine katılımı, birlikte yönetim, katılımcılık adına Balıkesir’de atılan en somut adım!
Disiplin…
***
BİZ DE geçmişte bu konseylerde, kurullarda falan görev yaptık; neyin ne olduğunu, ne olması gerektiğini az çok biliriz.
Konsey üyeliği, siyasi parti üyeliği gibi olmaz. Partilerde yasa ve tüzük gereği disiplin kurulları vardır; partinin belirlediği kuralların dışına çıkan, fevri hareket eden, tüzükte disiplin suçu sayılan davranışlarda bulunanlar için yaptırımlar söz konusudur.
Ya da kamu çalışanlarını bağlayan disiplin yönetmelikleri…
Kent Konseyleri’nde bu olmaz!
Meselâ, “görevini en kaliteli ve ekonomik şekilde yapmamak” diye bir suç tanımı yoktur.
Bu suçun karşılığına ‘uyarı’ cezası yazmışlar.
“Toplantının huzurunu bozmak” maddesi de var; bu da uyarıyı gerektiriyor.
Üyelerden biri, görüşülen maddeye itiraz etti diyelim; al bu vatandaşı, yolla disipline!
Toplantının huzurunu bozmaktan koy kapının önüne…
Yok öyle bir şey.
Konsey’in organizasyonlarına katılmamak da suç olmuş. Bu suçun karşılığı da uyarı cezası.
Yönergeyi okuyun; saçma sapan uyarı cezalarının gerekçelerine güleceksiniz.
Neden güleceksiniz?
Koca koca adamlar ve kadınlar görev yapıyor orada; hepsi gönüllülük esasıyla kent adına sorumluluk üstlenmiş. Yoldan geçen herhangi birisi değiller yani.
Buraya kadar böyle.
GEÇİCİ uzaklaştırma cezasını gerektiren suçları sıralayalım:
Yürütme kurulu kararlarını üçüncü kişilerle paylaşmak!
Kent Konseyi’nin bilgisi dışında hareket etmek!
Konsey’e ve Büyükşehir’ ait plan, program, alet edevat, görsel ürünleri falan izinsiz kullanmak ve bunlara hasar vermek!
Konsey Yürütme Kurulu’nun bilgisi dışında basına, haber ajanslarına, radyo ve televizyonlara bilgi ve demeç vermek!
Kurum ve kuruluşlarla, Konsey’in bilgisi dışında iş birliği yapmak!
Sosyal medyada çalışma grubundan bir fotoğraf paylaştın meselâ.. Altına, “şu konuda istişare yaptık, görüş birliğine vardık” diye yazdın.
Bu bile, uzaklaştırma cezasını gerektiren suç olarak kabul edilebilir yani.
Konseybaşı, “benden izinsiz nasıl paylaşırsın” diye sorgu sual edip disipline sevkini isteyebilir; o derece…
Konsey üyelerinden biri bizim gazeteye geldi diyelim; sohbet muhabbet ettik. Konsey havalarından hiç konuşmasak bile, “kesin bilgi vermiştir” diye suçlayıp disipline yollayabilirler…
***
KESİN uzaklaştırmayı gerektiren suçlar bölümü de var yönergede.
Cinsel taciz, hırsızlık, çıkarları doğrultusunda hareket etmek, karşısındakinin şeref ve haysiyetini zedeleyici sözler söylemek, dalga geçmek, onur kırıcı ve itibar zedeleyici davranışlarda bulunmak, küçümsemek, Konsey’in ilke ve ideallerini zedeleyici tutum, vesaire…
Cinsel taciz ve hırsızlığı bir kenara koyun; geri kalan maddelerin tamamı için suçlamak ve hüküm vermek mümkün.
Adam gülerek konuştu meselâ; “vay, sen bizimle dalga geçtin!”
Azıcık sesini yükseltti, itirazını yüksek sesle dile getirdi; bunu yaparken araya lanlı lunlu bir iki argo sözcük yerleştirdi; “bizi küçümsedin, onurumuzu zedeledin, al sana disiplin…”
Disiplin Yönergesi üzerine uzun uzun kafa yordukları belli. İnanın Kent Konseyi’nin asıl işlevine dair bu kadar kafa yormuyorlar!
Cinsel taciz ve hırsızlık maddelerine gelince… Ayıptır yahu; okumuş, gün görmüş, her biri kendi çapında eğitimli, iş güç sahibi, toplumda karşılığı olan itibarlı insanlar var o Konsey’de.
Bu iki yüz kızartıcı suç tanımını yönergeye koymak, onlara hakaret değil midir?
***
KESİN uzaklaştırmayı gerektiren maddelerin devamında.. Bir onuncu madde var ki, bu kadar demokratik(!) bir maddeyi hiçbir yönergede göremezsiniz.
Şöyle ki: Yukarıda sayılan maddeler dışında Balıkesir Kent Konseyi Yürütme Kurulu’nun gerekli görmüş olduğu hallerde disiplin cezası verilebilecektir.
Abooov!..
Kaşının üstünde gözün var deyip disipline yollayabilirler bu yetkiyle. Kesin ihraç!
Konseybaşı’nın haz etmediği biri var meselâ; çok konuşuyor, itiraz ediyor, bilmişlik taslıyor falan..
“Gerekli görülen hal” üzerine, disipline sevkine…
Çok demokratik hareketler bunlar!
Diktatörler, otoriter – totaliter rejimler bile bu kadarını düşünememiştir.
***
KİM veriyor bu aklı Kent Konseyi’ni yönetenlere?
Ama şu var ki, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları, kurum ve kuruluşlar, dernekler, vakıflar ve belli başlı STÖ’lerin anlı şanlı temsilcileri bu yönergeyi kabul ediyor iyi mi!
Bu açıdan da sorgulamak lazım aslında.
Oy çokluğuyla geçen yönergeye itiraz edip karşı oy kullanan arkadaşlar dikkatli olsunlar şimdi!
“Yukarıda sayılan maddeler dışında” kalacak her türlü hal ve hareketleri, disiplin suçu olarak görülebilir…
Yönergeye ‘evet’ diyenler hariç; cümlenize selam ederim.