BALIKESİR KAHVALTI FESTİVALİ’NDE HATAY MUTFAĞININ İŞİ NE?

 

DÖRT gün sürecek festival 2 Haziran’da başlıyor.

Balıkesir Kahvaltı Festivali adı altında, yöresel lezzetleri öne çıkarmayı hedefleyen bir festival.

İlk kez yapılıyor.

Burada ana tema kahvaltı!

 

***

HER bölgenin kendine özgü bir mutfağı var. Bizim memleketin de öyle.

Hepsi için ayrı bir zenginliktir. Bizim memleket de yeme içme konusunda kendi çapında zengin sayılır.

Bir de çeşitlilik olayı var ki.. Meselâ peynirin elli çeşidi.. Sepeti, kellesi, tenekesi, her türlüsü.

Zeytin dedin mi, Ege’nin en verimlisi.. Zeytinyağının en lezzetlisi…

Bayıra çıkarsan, en semiz kuzuları görürsün meralarda. Kırmızı etin başkenti sayılırız. Kuzuya dair tescilimiz, coğrafi işaretimiz bile var.

Et sahtecileri, “Balıkesir kuzusu” diye pazarlıyor meselâ, sağdan soldan tedarik ettikleri etleri.

Demek ki ‘kuzu’ konusunda tanınmışız, öne çıkmışız, marka değeri oluşmuş!

 

***

BERİ yanda ota, sebzeye gömülüyüz. Otun her türlüsünden bir şeyler yapabilme yeteneğimiz var; Orta Asya steplerinden yürüyüp geldiysek bile, Akdeniz kumaşı da var üstümüzde.

Her ne kadar çok tüketmesek de, deniz ürünlerinde öne çıkan bir mutfak kültürüne sahibiz.

Aslında bu yörenin her bir ürünü için ayrı festival – şenlik düzenlemek lazım ya…

Zeytine dair meselâ, Körfez bölgesinde şenlikler, festivaller düzenlenir hep.

Peynir festivalimiz yok ama!

Kuzu şenlikleri…

Kırmızı Et Bayramı…

Beyaz et konusunda da önemli yatırımlara sahibiz.. Bir Piliç Şenliği mümkün.

Sonraaa.. Ot bolluğuna atfen, Balıkesir Ot ve Meze Günleri.

Balık çeşitliliği ve deniz ürünlerini öne çıkaracak bir Derya Festivali!

Hepsi mümkün.

Ama ne yapmışız bunca zaman? Kendi kendimize övünmenin ötesinde, bu ürünleri, bu mutfağı cümle aleme tanıtma işini ihmal etmişiz.

Höşmerim deriz, öyküler düzeriz ona dair; hediye olarak götürürüz.. Keyifle yeriz..  Özgün bir tatlıdır.

Höşmerim bizimdir ama, festivalini başka vilayetler düzenler!

 

***

BİR DEbu işlerin mesarif kısmı var tabi. Ekonomik gidişatın vehameti, tasarruftan bile tasarruf yapmanın gerekliliği, hayat pahalılığı, gıdaya erişememe sorunu, yoksulluk, açlık sınırında yaşamlar falan…

Beri yanda, ürün tanıtmak adına dünyanın harcaması.. Yüzlerce konuğun ağırlanması.. Şovlar, sunumlar, konserler, paneller, yarışmalar…

Devletlünün protokol vaziyetlerine binaen cümbür cemaat oralarda boy gösterme durumları falan.. Yani, en tepedekinden en alt rütbedekine kadar hepsi oralarda olacağı için, milletin devletle olan münasebeti akamete uğruyor kuşkusuz.

 

***

MESELÂ, Kahvaltı Festivali dört güne yayılıyor. Bu dört günlük şenliğin aylar öncesinde başlayan hazırlıkları var tabi. Mülki idareden belediyelere, kurumlardan odalara, sivil toplum örgütlerinden firmalara kadar herkes asli işini gücünü bırakıyor, şenlik organizasyonu yapıyor.

Ama bir şeyi yapıyorsan, en doğrusunu, en güzelini, en iyisini yapacaksın.

Madem yola çıktın, düzgün yürümek lazım!

Lazım da, bu kadar uzun ve yoğun bir programa çok gerek yok yani.

Mevzuya bir iki yabancı ülkenin mutfağından sunumları da eklemişler. Bizim kahvaltıyla Kanada’nın, Güney Kore’nin mutfağını yan yana getirmek kimin aklına geldi ki?

Bu ülkelerin büyükelçilik şefleri şov yapacaklarmış.

Bir de, başka lilerin yemek şovları var programda.

Birinci gün Çanakkale yerel lezzetler şovu.. İkinci gün İzmir, Afyon, Yalova mutfağından esintiler.. Üçüncü gün Hatay ve Samsun mutfak kültürü.. Dördüncü gün Bursa ve Maraş yemekleri.

Programı incelediğinizde, bizim kahvaltının geri plana düştüğünü görüyorsunuz.

Oysa burada özne Balıkesir Kahvaltısı.

Balıyla, reçeliyle, kaymağıyla, kavurmasıyla, çöreğiyle, böreğiyle, zeytini, peyniri, sucuğu, yumurtası, simidi, ekmeği, tereyağı ve daha nice ürünüyle, marka yapmaya çalıştıkları Balıkesir Kahvaltısı!

Sırf program yoğun olsun, kalabalık olsun, zengin göstersin diye mi?

 

***

KONSERLERE dair diyeceğimiz bir şey yok; adı festivalse eğlencelik tarafı da olmalı.

Şu ana kadar herhangi bir radikal grup, dernek, vakıf falan, “bu konserleri iptal edin, ahlaksızlık saçıyorlar, gençlere kötü örnek oluyorlar” türü bir açıklama yapmış değil.

Isparta’daki Gül Festivali programında, şarkıcı Melek Mosso’nun konseri iptal edildi meselâ. Derneğin birinden “ahlaksızlığa özendiriyor” açıklaması sonrasında, Mosso’yu iptal edip yerine Seda Sayan’ı koydular.

Gelen baskılar neticesinde konserlerin iptal edildiğine ilişkin bir geri adım açıklaması olmadı şu ana kadar. Resmi programdan çıkarılmış değiller yani. Umarım bu konuda, Isparta örneğindeki gibi bir geri adım olmaz; iki radikal adamın baskı ve tehdidine pabuç bırakılmaz.

Tabi konserlerin yerini değiştirmek de bir geri adım sayılmalı aslında. Avlu’da yapılacaktı, şimdi Çamlık’a taşımışlar. Gözden uzak yere!

 

***

BİR küçük noktaya daha takıldı gözümüz..

Ürün tanıtımı, sunum, şov, konser, panel, folklor, eğlence her şey var.

O ‘karaoke’ nedir sahi?

Kimin aklından çıktı, çok mu lazımdı?

Oldu olacak, Büyükşehir’in yeni yaptırdığı pistte festival kapsamında ‘kaykay yarışları’ da düzenleseydiniz.

Seferberlik çöreğinin yanında katık olurdu…

 

Exit mobile version