Balıkesir Barosu Başkanı Av Hakan Topaloğlu’dan açıklamalar

"Anayasamızda da belirtilmesine ve gerçek görev ve amacı açıklanmasına karşın ülke genelindeki baroların yıllardır “baroculuk” olarak da anılan bir hastalığa tutulduğunu ve baroların üyesi avukatlara sadece ruhsat veren ve avukatları da yılda bir kez aidat ödetmek için hatırlayan birer meslek odası haline geldiğini görüyoruz."

HAKAN-TOPALOĞLU-BAROCULUK-HASTALIĞI

Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen Balıkesir Barosu Olağan Genel Kurulu sonrasında başkanlığa seçilen Av. Hakan Topaloğlu yeni dönemde yönetim kurulu olarak yapacakları çalışmalar hakkında açıklamalarda bulundu.

 

Üç adaylı kongrede meslektaşlarından 500’ün üzerinde oy alarak Baro Başkanlığına seçilen Hakan Topaloğlu tek önceliklerinin avukatlık mesleği ve meslektaşları olduğuna vurgu yaptı. Topaloğlu seçim sonrasında yaptığı değerlendirmede Anayasal görevi olan mesleği yüceltme ve meslektaşı destekleme görevi ile baroların yönetilmesi gerektiğini çekinmeden dile getirdiklerinin altını çizdi. Mesleklerine sahip çıkmak için çalışmak ve Balıkesir Barosunu gerçek anlamda avukatlara ait kılmak gerektiğini seçimler sonucunda tespit ettiklerini de belirten Topaloğlu, “Kazanmadık. Mesleğimize sahip çıkmak adına meslektaşlarımızdan izin aldık. Kazanmadık… Mesleğimize ve yarınlarımıza umutla bakmanın sadece çalışmaktan geçtiğine olan inancımıza destek aldık. Zor zamanlarda yaşadığımızı bilerek ve mesleğimize sahip çıkmanın yarınlarımıza umutla bakmak için zorunlu olduğunu görerek çalıştık” ifadelerini kullandı.

 

“BALIKESİR BAROSUNU KUVAYİ MİLLİYE SAVAŞÇILARI KURDU”
Balıkesir Baro Başkanlığına seçilen Av. Hakan Topaloğlu yapılan seçimin ardından POLİTİKA’ya yaptığı değerlendirmede seçim sürecinde yaşananları ve yeni dönemde yapacaklarını anlattı. Topaloğlu şunları ifade etti:
“Kurtuluş Savaşımızın en zorlu günlerinde ve yine kurtuluş mücadelesi veren Kuvayi Milliye savaşçıları Süleyman Sadi Bey, Mustafa Necati Bey, Mehmet Sait Bey, İbrahim Ethem Bey, Bahur Bey ve Mehmet Esat Bey’in 26 Ocak 1920 tarihinde kurdukları Baromuzun genel kurulunda büyük savaşçı ve liderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve hak mücadelesi veren silah ve yol arkadaşlarını ve ayrıca bugüne dek baromuza ve mesleğimize emek veren yitirdiğimiz meslektaşlarımızı huzurunuzda saygıyla anıyorum.

 

“BAROLAR AVUKTALIK MESLEĞİNİN GELİŞMESİNE KATKI SUNAN KURUMLARDIR”
Anayasamızın 135.maddesinde düzenlenen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından biri de barolardır. Ve yine Anayasamızda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının amacı “mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak” şeklinde açıklanmıştır. Sonuç olarak işi hak mücadelesi vermek ve vekil tayin edenlerin haklarını korumak olan biz avukatların meslek örgütü olan baroların temel amaç ve görevi avukatların ihtiyaçlarını karşılamak ve mesleğin gelişmesini sağlamaktır.

 

“BAROCULUK HASTALIĞINA TUTULAN MESLEK ODASI”
Anayasamızda da belirtilmesine ve gerçek görev ve amacı açıklanmasına karşın ülke genelindeki baroların yıllardır “baroculuk” olarak da anılan bir hastalığa tutulduğunu ve baroların üyesi avukatlara sadece ruhsat veren ve avukatları da yılda bir kez aidat ödetmek için hatırlayan birer meslek odası haline geldiğini görüyoruz. Her seçim öncesinde moda haline gelen, üyesi avukatları avukat ve meslektaş olarak değil de sadece birer seçmen olarak gördüğü için vaad ve projeler ile kampanyalar yapan, en gencinden en kıdemlisine tüm avukatları ve avukatların mesleki sorunlarını görmezden gelen bu hastalığa mesleğimize ve hukukçu kimliğimize olan saygımız gereği karşı çıkıyoruz. Bu nedenlerle de Balıkesir’imizin düşman işgalinden kurtulduğu 6 Eylül 1922 tarihinin geçen ay kutladığımız yıldönümünde adaylığımızı meslektaşlarımıza ve Balıkesir’e açıkladık.

 

“ZOR VE SIKINTILI ZAMANLARDA YAŞIYORUZ”
Zor zamanlarda yaşıyoruz. Sade bir yurttaş olarak da avukat olarak da zor zamanlarda yaşadığımız gerçeğini görmezden gelemeyiz. Bu gerçekler, ülkemizdeki adalet sistemini de, hukukun en basit ilkelerini de, biz hukukçuları da etkilemeye ve zorlamaya devam ediyor. Yine bu gerçeklerin de etkisiyle, yakın tarihe kadar her yerde parmak ile gösterilip yüceltilen, en kutsal ve en değerli mesleğin sahibi olarak el üstünde tutulan, saygı gören ve en önemlisi topluma örnek ve öncü olan biz avukatlar, bu zor zamanlarda, toplumdaki saygınlığını yitirmiş, geçim derdine düşmüş ve örnek olarak da gösterilmeyen yurttaşlar haline geldik. Oysa sorunun temel kaynağı ülkemizde yaşadığımız toplumsal sorunlardan başka bir neden değildir. Ekonomik ve sosyal sorunların sonuçlarından sadece biridir avukatlık mesleğinin bu hale gelmesi.

 

“YAPILMASI GEREKEN AVUKATLARIN VE MESLEĞİN GELİŞMESİ İÇİN UĞRAŞMAK OLMALI”
Bir meslek odası olan baroların da yapması gereken, üye sayısı kaç olursa olsun avukatların ve mesleğin gelişmesi için uğraşmak ve çalışmaktan başka bir şey değildir. Hukuk fakültelerinin sayısının artması, yaşadığımız sorunların temel nedeni değildir; fakülte sayısının ve avukat sayısının artması tüm meslek gruplarının da yaşadığı gibi, ülkedeki ekonomik sıkıntıların sonuçlarından biridir. Sorun açık ve net olduğuna göre, mesleğimizde yaşadığımız sorunların ve üye sayımızın artmasının nedeni açıkça belirli olduğuna göre; baroların aslında yapması gerekenin de ne olduğu açıktır ve bu da Anayasamızda açıkça hükme bağlanmıştır.

 

“YARINLARDA KONUŞULMASI GEREKEN MESLEĞİMİZİN GELECEĞİDİR”
Baroların avukatların gelişmesini sağlamak ve mesleği yaşatmak dışında somut bir görevi olmadığı, baroların üyesi avukatların hizmetinde olması gereken, mesleği en iyi şekilde yaşatması gereken kurumlar olduğu anayasal bir gerçektir. Bu nedenlerle yarınlarda konuşulması ve tartışılması gereken de mesleğimizin geleceği ve avukatların sorunlarıdır. Çocuklara, kadınlara ve gençlere şiddetin artarak devam ettiği, çocuk yaşta, genç yaşta cinayetler ya da kaza sonucu ölümlerin arttığı ülkemizde, hukukun tüm unsurları ve gücü ile uygulanması, insanlarımızda adaletin geç geldiği ya da hiç olmadığı şeklinde oluşan algının giderilmesi için üzerimize çok görev düşüyor. “ÇÖZÜMDEN UZAK AVUKATA SUSKUN

 

ÇÖZÜMDEN UZAK, AVUKAT SUSKUN…
Toplumun ışığı ve yol göstericisi olması gereken hukukçuların çevresine, yaşadığı yere ve ülkesine örnek insanlar olarak adeta yurttaşlık bilinci ile yaşamaları gerektiği açıktır. Biz hukukçuların temel görevi, toplumda iyinin, doğrunun ve bilimsel aklın egemen olması konusunda elimizden gelenin fazlasını yapmaktır. En basit tanımıyla hak savunucusu olan avukatların, mesleğini yaparken, adliyelerde, sokakta, cezaevlerinde, geri gönderme merkezlerinde, emniyette, tapu dairesi ve benzeri kurumlarda, her yerde yaşadığı sorunların çözüm yeri olması gereken baroların çözümden uzak ve avukata ise suskun kaldığı yılların son bulması için emek vermek için buradayız.

 

“HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR”
“Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü haksızlıkla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” ve “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” sözlerinden hareketle, mesleğimizin onurunu ve değerini yitirdiği bu günlerin son bulması adına somut adımlar atmak için buradayız. Mesleğimize ve hak arama özgürlüğümüze sahip çıkmak adına, meslektaşlarımızın yanında ve adalet arayışında onlara destek olmak için buradayız. Çalışmalarımızı seçilelim kaygısı ile değil, mesleğin sorunlarını tespit etme önceliği ile sürdürdük ve meslektaşlarımız ile birebir iletişim kurmaya ve sorunlarını öğrenmeye gayret ettik. Bu nedenle de Balıkesir’imizde mesleğini icra eden meslektaşlarımızın mesleki sorunlarını sormaya ve sorunların çözümü için önerilerini almaya gayret ettik. Vaat ve projelerle baroların yönetilemeyeceğini savunup baroların Anayasamızda belirtilen görevlerini yerine getirmelerinin zorunlu ve yeterli olduğunu dile getirdik. Söylediklerimizin meslektaşlarımızca dikkate alındığını ve bizden sonra tekrarla dile getirildiğini de hep beraber gördük.

 

“MESLEĞİ BIRAKIP GÜVENLİK GÖREVLİSİ OLAN ARKADAŞLARIMIZ VAR”
Balıkesir’imizde mesleğe başlayan bir meslektaşımızın bürosunu kapatıp markette çalışmaya başladığını, başka bir meslektaşımızın ise yine mesleğini bırakıp güvenlik görevlisi olarak hayatını sürdürmeye çalıştığını gördük. Ülkemizde intihar eden avukat haberlerini ise yıllardır medyadan takip ediyoruz. Ekonomik sorunların intihara sürüklediği avukat haberlerinin Balıkesir’imizde olmaması için ve mesleğe sahip çıkmanın ekmeğimize ve geleceğimize sahip çıkmak olduğunun bilinci ile buradayız. Projeler yağmuru ya da vaatler ile değil, mevcut ve olası sorunların tespiti ve çözümü için uğraşmak ve gerçekten mesleğimiz adına çaba göstermek için meslek odamızın yönetimine ve meslektaşlarımızın desteğine adayız. Yerine getirilmeyen projeler ve tutulmayan sözlerle baş başa kalmak için değil, mesleğin ve meslektaşın sorunlarının çözümü için buradayız. Mesleğimize sahip çıkmak adına ve çözüm odaklı çalışan adaylarımız ile buradayız.

 

“ÖNCELİĞİMİZ VE TEK DERDİMİZ MESLEĞİMİZDİR”
Önceliğimiz ve tek derdimiz mesleğimizdir. Bu nedenle de, baro çalışanlarının işlerini baro yönetimi ilkelerine uygun olarak ve özenli şekilde yerine getirmeleri, adliyelere ulaşım sorununun derhal çözülmesi, stajyer avukatlara ve meslektaşlarımıza yönelik meslek içi eğitimlerin düzenli, ayda en az iki kez ve Bandırma, Burhaniye ve Merkez’de olmak üzere yerinde eğitim olarak yapılması, adli yardım sistemindeki düzensizliğin giderilmesi, mahkemelerin kayyum ya da vasi tayin işlemlerinde düzenli ve sistemli bir uygulama ile öncelikle genç avukatların ücretli olarak görevlendirilmesi, mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımızın mesleki gelişimlerinin düzenli takibi ve meslektaşlarımızın desteklenmesi, Genç Ofis ya da benzeri bir uygulama ile avukatların mesleki faaliyetlerini yerine getirebilecekleri ve zaman aralıklı kullanabilecekleri ofislerin yapılması, CMK ve Adli Yardım uygulamasının denetlenebilir olması ve CMK görevini yaparken ani ve sürekli ilçe değişikliği yoluyla yapılan haksız rekabetin önlenmesi, adliyelerde ve kurumlarda avukatların yaşadığı sorunlara uzaktan değil yerinde ve anında müdahalenin sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının iyileştirilmesi, baromuzun internet sayfasının güncel, kullanılabilir ve yargı kararlarını içerir hale getirilmesi, adliyelerdeki baro odalarının ve arabuluculuk görüşme odalarının ihtiyaçları karşılar hale getirilmesi, e duruşma bölmelerinin yapılması, bizlerin öncelikli olarak dikkate alacağı olgulardır.

 

“HİÇ BİR GRUBUN YA DA GÖRÜŞÜN TEMSİLCİSİ OLMADIK”
Hiçbir grubun ya da görüşün temsilcisi olmadık. Dünya görüşleri ile değil mesleğe sahip çıkma inançları ile emek veren meslektaşlarımız ile yola çıktık. Mesleğimize sahip çıkma adına sloganlar, vaatler ya da projeler ile değil baroların Anayasal görevi olan mesleği yüceltme ve meslektaşı destekleme görevi ile baroların yönetilmesi gerektiğini çekinmeden dile getirdik. Kazanmadık… Mesleğimize sahip çıkmak için çalışmak ve baromuzu gerçek anlamda avukatlara ait kılmak gerektiğini seçimler sonucunda tespit ettik. Kazanmadık… Mesleğimize sahip çıkmak adına meslektaşlarımızdan izin aldık. Kazanmadık… Mesleğimize ve yarınlarımıza umutla bakmanın sadece çalışmaktan geçtiğine olan inancımıza destek aldık. Zor zamanlarda yaşadığımızı bilerek ve mesleğimize sahip çıkmanın yarınlarımıza umutla bakmak için zorunlu olduğunu görerek çalıştık.

 

“MESLEĞİMİZE SAHİP ÇIKTIK ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Yolculuğumuzda bizimle olan yol arkadaşlarım meslektaşlarıma, seçim öncesi desteğini esirgemeyen meslektaşlarımıza, seçimde bizleri destekleyen meslektaşlarımıza, seçimde bizi desteklemeyip eleştirilerini seçim öncesinde ve seçim sırasında sandıkta ifade eden ve her adımda önce kendimizi sorgulama fırsatı sunan meslektaşlarımıza, derdimizin mesleğe sahip çıkmak olduğunu anlattığımız meslektaşlarımıza, baromuzun yönetimi için bizleri işaret eden meslektaşlarımıza, baromuza emek veren tüm meslektaşlarımıza, her adımda bize destek olan yurttaşlarımıza minnettarız ve minnet borcumuzu yine mesleğimiz için çalışarak, mesleğimize sahip çıkarak ödeyeceğiz. Vaat değil yapacaklarımızı söylüyoruz: mesleğimize sahip çıktık, çıkacağız!”

Exit mobile version