Altıeylül başkan adaylarının kulağına üflemelik mevzular!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

MEYDAN

 

EY ahali! Mahalle kahvenize kadar gelip herkese çay ısmarladıktan sonra, en az kırk beş dakika vaktinizi çalıp propagandasını yapan belediye başkan adaylarını pürdikkat dinliyorsunuz değil mi?

Çok iyi dinleyin.

Her şeyi söylüyorlar, vaatte sınır yok!

Köy kahvesinde üfürürken mangalda kül bırakmıyorlar.

Muhalefet partilerin adayları, iktidarı çekiştiriyor mecburen.. O yok, bu yok, şu yapılmadı, şunlar olmadı, “oy verin, bizi seçin, hemen halledelim…”

İktidarın adayları, “arkamızda koskoca Cumhurreisi var, bakan halletmezse reise söyler yaptırırız” rahatlığı…

Aş, iş, ekmek.. Bebelere balon, büyüklere şapka şemsiye, evlenecek olana yatak yorgan, yaşlılara özel bakım, gençlere iş, emekliye para desteği! Öğrenciye karşılıksız burs.

Lazımsa damızlık koç, manda, sığır.. İstediğini seç, beğen, al.

Keçi de var, koyun da…

Sen iste, süt sağma makinen kapına gelsin. Buzağıya kulübe…

Tarlaya su, toprağa fide.. Ceviz fidanı da var istediğin kadar, alır mısın?

Hayvanın yemi benden!

Traktöre mazot da veririz, elektriğini de biz öderiz…

Kırsal mahalleye konak, kentsel mahalleye millet bahçesi.

“Şehirde ne varsa köyde de olacak…”

Haydi Cemal Abi, üçün biri senden gelsin!

“N..h olacak!..”

 

***

HER ŞEYİ söylüyorlar.. Bir tek ‘çevre’ demiyorlar!

İktidarı da böyle, muhalefeti de.

Köylük yerde, sıcacık sobanın ateşiyle ısınıp demli çayları yudumlarken, maden şirketlerinin tükettiği meraları, kirlenen suyu, havayı, toprağı; taş ocaklarının patırtısını, tozunu, tavuk çiftliklerinin kokusunu, bulanık akan lağım derelerini, çöp dağlarını, moloz hafriyat atıklarını falan…

Hiiiç umursamıyorlar!

Partilerin ‘çevre politikası’ kağıt üstünde.

Politikacıların çevre bilinci, ‘yakın çevre’ modunda.

 

***

BAKIN işte Kazdağları bölgesinin yüzde yetmiş dokuzuna maden ruhsatı vermişler.

Bu bölgenin dağı tepesi delik deşik. Her yerde vahşi madencilik!

Değerli cevher yoksa, taş var.. Kırsal mahallelerin tepeleri ne güne duruyor? Getir kepçeleri, makineleri, al aşağı et tepelik yerleri!

Bizim köyün oralar böyle meselâ.

Dereçiftlik’ten Karamanlar’a geçtin; sağa ayrılan yoldan Kozören’e giderken karşınıza yarılmış tepeler çıkacak. Oralar doğal meraydı eskiden. Yeşillikti, çayırlıktı.

Zekai Kafaoğlu’nun Büyükşehir Başkanlığı zamanında yolun sağ tarafındaki tepeleri yardılar nar gibi. Başka köylerin yolları için altyapı malzemesi çıkardılar kamyon kamyon.

Hâlâ devam ediyor faaliyet.

Malzeme lazım oldukça iş makinelerini gönderip tepeleri yarmaya devam ediyorlar.

Ne hikmetse kimsenin sesi çıkmıyor!

Köylerin muhtarları var, azaları var, duyarlı ahalisi var dersiniz.. Duyarsızlar!

 

***

YİNE bizim köy cihetinden söz edeyim.. Kaç kere yazdım, tek bir müdahale olmadı! Yol boyuna moloz hafriyat döküyorlar sürekli. Belediyelerin hafriyat döküm alanlarına para ödememek için, gecenin karanlığında kamyonlarla, traktörlerle araziye moloz boşaltıyorlar.

Belediye’ye arayıp söylüyoruz, ses etmiyorlar.

Bizim köy, Altıeylül’de kalıyor. Yani, Altıeylül Belediyesi’nin sorumluluk alanında.

Günün birinde bir baktık, köyün girişindeki tepeyi indiriyor makineler.

“Hayırdır, ne yapacaklar oraya” diye soruyoruz..

“Yollar için altyapı malzemesi lazım oldu, oradan çıkarıyoruz” yanıtını alıyoruz.

Kafana göre yani, malzeme lazım oldu, indir tepeleri…

“Her yere iliştiniz, her yeri ellediniz, burayı bari rahat bırakın” dedik de, makineler geri çekildi; ne zamandır gelen giden yok.

 

***

BEN size söyleyivereyim; Altıeylül Belediye Başkanlığı’na talip adayların çoğu, ilçeye bağlı seksen küsur kırsal mahalleyi tanımıyordur kesin.

“Altıeylül’ü ben yöneteceğim” diyorsan, iddialıysan, o köylerin hepsini adım adım bileceksin.

Bizim köye meselâ, nereden gidildiğini bilmezler.

Dereçiftlik, Karamanlar, Kozören tarafı tamam, sonrası yok!

Zaten oralarda seçim çalışması yaptıklarını da görmüyoruz; büyük köylere takılıyorlar, küçükleri sallıyorlar.

Büyükşehir’deki kimi daire başkanlarının, Karakavak’tan başlayıp Pamukçu’ya kadar olan güzergahtaki küçük köylerde evleri var; hafta sonları falan gidip geliyorlar. Yamalının yamalısı o daracık, kötü, virajlı yollardan geçiyorlar.

Rahatsız olsalardı, şimdiye kadar o güzergahtaki yollar iyileştirilirdi. Demek ki onlar da bakıyorlar sadece, görmüyorlar!

Yamalının yamalısı dedik; yağmur çamur olunca, ziftine tükürdüğümün yamaları da akıp gidiyor; geriye derin çukurlar kalıyor.

 

***

EH, madem bizim oralardan örnekler veriyoruz, devam edelim.

Bunu da milyon kere yazmışımdır, yine yazayım.. Dereçiftlik’le Karamanlar tarafını birbirine bağlayan köprüdür mevzumuz.

Tek aracın geçebildiği, daracık bir taş köprü bu.

Korkulukları korozyona uğramış, azıcık dokunsan kopacak halde.

Özellikle hafta sonları, şehirde oturanlar köylerine gidiyor; binlerce araç gelip geçiyor köprüden.

Büyükşehir’in sorumluluğunda. “Şu köprüye bir el atıverin” dedik kaç kere.. “Programda yok” yanıtını aldık her seferinde.

Köprünün giriş çıkmışlarına, “Moloz dökmek yasaktır” tabelaları koydular.. Millet getirip molozunu tabelanın altına bırakıyor!

Altından geçen Üzümcü Çayı kir pas içinde.

Kimisi çaktırmadan su çekiyor, kimisi çaktıra çaktıra hayvan pisliklerini dereye boşaltıyor. Dere yatağı her türlü atığı bağrına basıyor!.. Plastik atıkları, çöpler, ne ararsan artık.

 

***

ORALAR fazlasıyla tenha.. Sokak köpeklerini toplu halde kendi haline terk edebileceğin en uygun saha yani!

Muhtemelen barınaklardaki köpek fazlasını getirip bırakıyorlar. Sorunca, “Çanakkale, Bursa tarafındaki belediyeler getirip bırakıyor” yanıtını alıyoruz.

Bunun önüne kim geçecek? Kontrolü kim yapacak?

O sebeple kırsalda uyuz ve diğer salgın hastalıklarda artış gözleniyor.

 

***

KÖYLER karanlıkta ayrıca. Balıkesir’in pek çok köyünde genel aydınlatma zayıf. Bizim köyün girişi meselâ zifiri karanlık oluyor geceleri. UEDAŞ’a dilekçe verdi muhtar, ne arayan var ne soran.

Güya programa alınmış; ama ne zaman getirip dikecekler direkleri, belli değil.

 

***

KIYMETLİ başkan adayı arkadaşlar; köy kahvesinde Balıkesir’deki sanayileşmeyi anlatmanın bir anlamı yok köylü vatandaş için. “Şu kadar fabrika gelecek, bu kadar fabrika kuruldu, şu kadar istihdam sağlandı” falan filan.

Ne diyor köylü?

“Bize sanayi anlatma; sulama ne olacak sulama; sen ondan haber ver…”

Çevre işlerini de anlatın, kırsalın maden ve sanayinin yağma alanına dönüşmesine izin vermeyeceğinizi söyleyin, söyleyebiliyorsanız. Meraların korunacağını, tepedekiler onay verse bile buna direneceğinizi anlatın.

“Şehirde ne varsa köyde de olacak” klişesiyle çıkmayın köylünün karşısına. Yemiyorlar.

Siz önce, haftanın sadece  iki günü toplu taşıma hizmeti verilen köylere, yedi – yirmi dört toplu taşıma sözü verin. Şehre gidebilmek için yol boylarında otostop yapmak zorunda kalmasın vatandaş.

 

***

SEVGİLİ adaylar; OSB’yi geçip Dereçiftlik Kavşağı’ndan dönüş yapacaksanız, yeni yapılan kavşak düzenlemesini de bir kontrol edin olur mu?

Bakalım ne göreceksiniz?

 

 

 

 

 

 

 

Tepki Ver | _ok_do_ru1
0
harika
Harika
1
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Altıeylül başkan adaylarının kulağına üflemelik mevzular!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!