Ahmet Akın’ın basın kahvaltısına dair

Görevin yüzüncü gününde falan, hani gelenek faslında, “yüz günde şunları şunları yaptık, şu hedefleri belirledik, durmak yok yola devam” falan denir de.. Kırk gün, bu buluşma için hayli erkendi.

ahmet-akın'ın-basın-buluşmasına-dair

TARIK SÜRMELİOĞLU

 

BALIKESİR Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, hafta sonu basınla bir araya geldi.

Pamukçu’daki Otel’in salonundaki buluşmanın oldukça mütevazı, dar katılımlı olacağı söylendi bize.

Zaten böyle organizasyonlara cümbür cemaat gitmiyoruz.

Temsilen bir kişi oradaydı bizden.

Ama ortama bakınca, sanki Basın Bayramı’ymış gibi… Sınırlı sayı diye bir şey yok; millet çoluk çocuğu, eşi dostuyla gelmiş.

Basınla bir araya gelmeyi gerektirecek çok önemli gelişmeler mi yaşandı Balıkesir’de?

Hayır. Şunun şurasında kırk – kırk beş gündür görev yapıyorlar.

Çok önemli gelişmeler olmadı; Büyükşehir’in borçlarını açıklamanın dışında.

Kurum içindeki yeni yönetim ve kadro yapılanması devam ediyor. Bu böyle altı ay kadar daha sürecektir.

Yeni bir yatırım veya hizmetin duyurusu falan da yok henüz.

O halde bu basın buluşmasının sırrı neydi ki?

“Hepinize eşit mesafedeyim, ayrı gayrı olmayacak, bu yolu beraber yürüyeceğiz” mesajı mı?

Bunun için beş yüz kişini salona toplayıp kahvaltı vermeye gerek var mıydı?

Görevin yüzüncü gününde falan, hani gelenek faslında, “yüz günde şunları şunları yaptık, şu hedefleri belirledik, durmak yok yola devam” falan denir de..

Kırk gün, bu buluşma için hayli erkendi.

Ama kimi basın vardı ki, seçim öncesindeki yayın politikasını aynısıyla sürdürüyordu. Bu yayınlar Başkan Ahmet Akın ve ekibini rahatsız ediyordu elbette.

Sanırım onlara da “iyi ilişkiler içinde olalım” mesajıydı bu galiba.

Seçim öncesinde ve sonrasında, kendisi hakkında yapılan kara propaganda için “suç duyurusunda bulunacağım, adalet önünde hesap verecekler” demiyor muydu Ahmet Başkan?

Bittabi bu durumun sürdürülebilirliği yoktu.. İyi geçinmek lazımdı.

Bu O’nun yönetim anlayışı ve medya politikası olabilir; kendisini ilgilendirir. Belki de doğru olan budur. Geçmiş geçmişte kalmıştır; biz önümüze bakalım!

Zaten konumuz o değil.

Bu basın kahvaltısı programının erken ve gereksizliğidir konu.

O gün cumartesi.. Ertesi gün, Anneler Günü.

Basına dert anlatıp bir yığın acıtan soruya muhatap olmaktansa.. Şehit ve gazi annelerini, kimsesiz, bakıma ve yardıma muhtaç yaşlı kadınları, huzurevleri veya bakımevlerinde barınan teyzeleri ağırlasalardı, daha hayırlı bir iş yapmış olacaklardı.

Belediye’nin oteli sonuçta.. Kahvaltıda buluştur, akşam yemeğinde neşelendir; ne bileyim orkestra eşliğinde az biraz eğlensinler, neşelensinler.. İsteyen havuza girsin sıcak sıcak, dileyen SPA hizmetlerinden yararlansın. Hâttâ kalmak isteyenlere açın odaları.

Basın buluşmasının acelesi yoktu yani.. Annelerin gönlünü ve hayır duasını almak varken..

“Onu niye aldın, bunu niye atadın, o öyle mi, bu böyle mi” türü sıkıntılı sorulara muhatap olmak da bir tercih meselesi tabi!..

Exit mobile version