CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, Yargı Reformu Paketi’nde Anadolu basınına büyük darbe vuracak düzenlemeleri eleştirdi. Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti’nin bu konuda milletvekillerine yazdığı mektuba yanıt veren Akın “bu belge 17 yıllık iktidarın gizli ajandasından dökülenleri adeta bir “makyaj” ile örtbas etmeye yöneliktir” dedi.
Ahmet Akın’ın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir’e yazdığı mektup şöyle:
“30 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde sıralanan vaatlere bakacak olursak; rotasını demokrasiye çeviren bir iktidar ile karşı karşıya kaldığımızı düşüneceğiz. Ama, gerçek öyle değil!
17 yıllık iktidarın, ülkemizi tehlikeli sularda yüzdürmeye ısrarla devam ettiğine şahit olduğumuz adı “reform” olan ama içi boş olan bir belge ile karşı karşıyayız. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yetkili kurulları ve hukukçuları, Yargı Reformu Strateji Belgesi incelemelerini ayrıntısı ile sürdürmektedir. Ki şeytan ayrıntıda gizlidir; bu belge 17 yıllık iktidarın gizli ajandasından dökülenleri adeta bir “makyaj” ile örtbas etmeye yöneliktir.
İktidarın son 16 yılda basın ve ifade özgürlüğü konusunda somut adımlar attığını ileri süren bu belgede, Türkiye’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 157’nci sırada yer aldığından söz edilmemiş olması makyajın en somut örneğidir!
İktidar, kendi gibi düşünmeyen, yazmayan ve yorumlamayan gazete ve gazetecileri yok etmek uğruna baskıcı tutumunu insafsızca sürdürmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Cumhuriyetin etrafında bir “düşünce kalesi” olan basınımız, demokrasinin en önemli halkasıdır. Bu hayati halkanın, yolunu ve nefesini kesmek için yasal düzenlemelerle düşünceye sınırlama getirmenin yanı sıra ekonomik şartların giderek zorlaştığı bir dönem ve düzende özellikle yerel basını ayakta tutan gelir kaynaklarını ortadan kaldırmak, tek kelimeyle demokrasinin cinayetine teşebbüs etmektir!
Sayın Demir;
Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin “katılımcılık ve fonksiyonel bir yaklaşımla ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ve katkılarıyla hazırlandığı” ifade edilmiş olmasına rağmen Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti’nin ya da gazetecilerimizin örgütlendiği sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve sendikaların görüşlerinin alınmadığı anlaşılmaktadır.
Paydaşların görüşlerinin alınmadığı belge için “katılımcı” ve “fonksiyonel” demek doğru değildir.
Sayın Demir;
Balıkesir Gazeteciler Cemiyetimizin mektubunda ayrıntıları ile dile getirdiği gibi, “Reform” adı altında Kanunda yapılacak değişiklik ile icra – iflas ve ihale ilanları başta olmak üzere Basın İlan Kurumu aracılığı ile alınan resmi ilanların yerel gazetelerde yayınlanma zorunluluğunun kaldırılacak olması, yerel basının hayati damarlarının kesilmesi anlamına gelmektedir ki, bu asla kabul edilemez bir tekliftir. Demokrasiye ve demokrasinin işleyişinde önemli bir güç ve unsur olan basın özgürlüğüne inanmış Cumhuriyet Halk Partisi’nin Balıkesir Milletvekili olarak bu düzenlemenin yerel basınımızın talepleri doğrultusunda yasalaşmaması için elimden gelen gayreti göstereceğimden şüphe duymamanızı arzu ederim.
Sayın Demir;
Yerel basın, her türlü toplumsal değişim ve dönüşüm karşısında halkın yanında ve halkın sesi konumunda olduğuna göre koşulsuz desteklenmelidir. Yerel yapıyı iyi tanıyan yerel basın, halkın sorunlarını ve gündeme ilişkin gelişmeleri yakından takip eden demokratik güç olarak, halkın sesidir, gözüdür, kulağıdır.
Bildiğiniz gibi; Milletvekili olarak yerel basınımızın daha güçlü bir demokratik güç olması adına yaptığım çalışmalar bulunmaktadır. Bunlardan biri de Basın İlan Kurumu’nun belirli koşullar altında ilan ve reklam ile sağladığı desteğin bugünkü koşullarda yetersiz kaldığı, bu desteğin artırılması adına hazırladığım, TBMM Başkanlığı’na sunduğum ve ilgili komisyonda görüşülüp yasalaşmayı bekleyen kanun teklifim bu çalışmalarımdan biridir.
Bu Kanun Teklifimin gerekçesinde de belirttiğim üzere; “Türkiye Radyo – Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununa göre TRT’ye devamlı ve yeterli gelir kaynağı sağlayan; radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan tahsil edilecek ücretler ile film, bant, plak, nota, dergi, kitap ve benzerlerinin yapım, yayın ve satışından elde edilecek gelirler, TRT gelirleri arasından çıkarılarak yerel basına karşılıksız olarak devlet desteği olarak dağıtılması amacıyla Basın İlan Kurumu’nun gelirleri arasına alınmasını amaçlanmaktadır.”
Kısaca belirtmeliyim ki; Türkiye’nin son zamanlarda ekonomik kriz yerel basını çok şiddetli bir şekilde olumsuz etkilerken, yerel gazeteler kapanma noktasına gelirken, fikir işçileri ve yerel gazete çalışanları işten çıkarılırken, insanların ekmeği ile oynanırken tüm bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması için yasal düzenleme yapması gereken İktidar ne yazık ki, bu olumsuzlukların üzerine tuz biber ekecek yasal düzenlemeler hazırlamaktadır.
Sayın Demir;
Demokrasiye, özgür düşünceye, yerel basının gücüne, emeğin değerine inanan insanlar olarak, iktidar tarafından her geçen gün daha fazla zorlaştırılan hayat şartlarına karşı gazete ve gazetecilerimizle birlikte el ele, kol kola ve omuz omuza haklı taleplerinizin yerine getirilmesi için mücadele edeceğimize inanıyorum. Mücadelenizde sizlerle birlikte olup, her türlü katkı ve desteği vermeye her zaman hazır olduğumu belirtiyor, saygılarımı sunuyorum.”