Türk siyasetinin gündemi 2019’den beri Ekrem İmamoğlu hakkında açılan uyduruk ‘ahmak’ davası kararının sonucudur. Rakibini tasfiye etmek için uydurulan siyasi bir dava ‘ahmak’ davasıyla Türk siyaseti İmamoğlu’na ‘siyasi yasak’ getirilip getirilmeyeceğine kilitlenmişken Zekeriya Yapıcıoğlu tüm millete ‘ahmak’ diyor.
Muhalefetin tümüne ‘ahmağa anlatır gibi anlatıyorum’ diyen kişi iktidar ortağı HÜDA PAR Genel Başkanı Milletvekili Zekeriya Yapıcıoğlu. Millete meydan okuyan Zekeriya Yapıcıoğlu bu cesareti Malazgirt’te sahnede el ele tutuştuğu Erdoğan, Devlet Bahçeli ve yanına dizilen TSK Kuvvet komutanlarından almış olmalı ki pervasızca meydan okuyor!
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, katıldığı Rehber TV programında ‘’Ahmağa anlatır gibi tek tek söyledik hala anlamadınız. O zaman onların bile anlayacağı bir şeklide söyleyeyim. Biz anayasanın 4’ncü maddesi olmasın diyoruz’’; hızını alamıyor, meydan okuyan bir şekilde ‘’kameraya bakarak söyleyeyim bir daha, anayasanın 4’ncü maddesi olmasın diyoruz. Anayasanın 4’ncü maddesine karşıyız, anladınız mı’’ diyor.
Zekeriya Yapıcıoğlu’nun karşı olduğu MADDE 4- Anayasanın, 1. Maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. Maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. Maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Şiddetle karşı olduğu madde budur.
Yani, 1-Türkiye Cumhuriyeti bir cumhuriyettir.
2-Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
3-Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı ‘’İstiklal Marşı’’dır. Başkenti Ankara’dır.
Ahmağa anlatır gibi anlatıyorum diyen Bay Yapıcıoğlu Cumhuriyet’e mi, Dilinin Türkçe olmasına mı, Bayrağın şekline mi, Milli Marş’a mı, Başkentin Ankara olmasına mı; neye karşısın.
Bay Yapıcıoğlu’nun daha önceki açıklamalarından ayrı bir bayrak, ikinci bir dil istediği yönünde sayısız açıklamalarının olduğunu kamuoyu zaten biliyor.
Şimdi esas soru kendini milliyetçi olarak tanımlayan MHP, ortağının meydan okurcasına dile getirdiği bu taleplerine ne diyor? Bu talepleri kabul mü ediyor yoksa istemediği halde sesinin çıkmasını engelleyen mecburiyetlerden dolayı sessiz mi kalıyor.
Ve tabi ki Zekeriya Yapıcıoğlu ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın birinci madde dahil tüm maddelerinin yeniden yazıldığı bir anayasa yapacağız sözlerinin aynı zamanda söyleniyor olması iktidarın inşa ettiği siyasal rejimin anayasasını yapma kararlılığında olduğunun bir sonucu olsa gerek.
Mesele Erdoğan anayasaya uymuyorsa anayasayı Erdoğan’a uyduralım diyerek bugünkü siyasal rejimin önünü açarak iktidar ortağı olan Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP’nin, Erdoğan’a uydurulan anayasaya da uymayan Erdoğan için yeni anayasa yapımına olur verip vermeyecek olması.
Bu anayasa paydaşlarından birinin de ‘’Ay yıldızlı bayrak, Başkent’in Ankara, Dil’in Türkçe’’ olmasına karşıyız diyen HÜDA PAR olmasıdır.
Ne AKP’nin ne de HÜDA PAR’ın yeni anayasa talebi demokratikleşme, hak ve özgürlüklerin artırılmasına yönelik bir talebin sonucu değildir, bu talep; çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı, çok dilli, çok bayraklı yeni bir rejim inşasının anayasal hale getirilmesidir.
Bu sadece AKP ve HÜDA PAR’ın talebi değil, BOP ve GOP projesi kapsamında dışgöçlere açık hale getirilerek demografik yapısı tehdit edilen Türkiye’nin Osmanlı döneminde olduğu gibi ‘’çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı’’ olmasını savunan küresel siyasal operasyon güçlerinin. 2006’da Beyaz Saray’a sunduğu Türkiye raporunda, ‘’Türkiye’nin bu şekliyle, Amerikan politikalarının yanında olacağından emin olamayız…’’ Türkiye Cumhuriyet yerine şimdilik ‘’Yeni Türkiye Cumhuriyeti’’ devleti diyen eski CIA Türkiye şefi Paul Bernard Henze’nin. CIA’nın önde gelen isimlerinden Graham Fuller gibi, ‘’Yeni Türkiye Cumhuriyeti’’ adıyla kitap yazarak Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkararak ‘’Osmanlıcılık’’ hayalleri kuranların talebidir.
AKP sayısız kez anayasa değişiklikleri yaptı. Her değişikliği ‘’ileri demokrasi, süper anayasa’’ diye takdim etti ama kendi yaptığı anayasaya bile hiçbir zaman uymadı. Anayasaya uymadığı için anayasa kendisine uydurulan, uydurulan anayasaya bile uymamakta ısrar eden ‘zihniyet’in yapılmak istenen yeni anayasaya uyacağının bir garantisi var mı, yok. Mesele yeni, demokratik anayasa değil mesele anayasanın yönetene göre esnek hale getirilmesidir.