26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünyada savaş ve iç çatışmalar nedeniyle çok sayıda savunmasız kişi, işkence mağduru olmaya devam ederken otoritelerin ise etkin soruşturma yürütmediği belirtiliyor.

Savaş ve iç çatışmanın olduğu bölgelerde işkence, yalnızca ölümle sonuçlanmıyor, mağdurlarda bıraktığı travmalarla uzun süreli fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunlara da sebep oluyor.

AA, 26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla dünyada artan işkence suçlarına ilişkin verileri derledi.

 

İşkencenin maksadı “tahakküm”

Case Western Reserve Üniversitesi Felsefe Profesörü Jessica Wolfendale, işkencenin bilgi edinmek için gerçekleştirildiği yönündeki yaygın kanının aksine asıl nedeninin mağdurları üzerlerinde tahakküm kurarak savunmasız bırakmak olduğunu söyledi.

Wolfendale, mağdurlarla dayanışma için yaşadıklarını anlatacakları güvenli alan oluşturmanın önemli olduğunu belirterek, “İşkence mağdurunun iyileşme süreci son derece kişisel bir yolculuk. Bu nedenle yaşadıklarını anlatmaları için baskı veya talep olmamalı. Onlara saygı göstermeliyiz.” dedi.

İşkence suçları konusunda gelecekte karamsar tablo beklediği görüşünü paylaşan Wolfendale, sosyal medya kullanımıyla işkence suçlarının daha kolay belgelendiğini ve ifşa edildiğini söyledi.

İşkencenin önlenmesi için devletlerin “işkence yapıldığını kabul etmesinin” önemine dikkati çeken Wolfendale, “‘sorgu teknikleri’ adı altında yapılan bazı şeylerin bunları işkence kategorisinden çıkarmak” olduğunu savundu.

 

BM’ye göre işkenceyi cezalandırmak devletlerin sorumluluğunda

Birleşmiş Milletlerin (BM) 14 Mart’ta yayımladığı raporda “işkenceyi cezalandırmanın devletlerin sorumluluğunda” olduğu vurgulanarak, buna yönelik çabaların yetersiz kaldığı kaydedildi.

BM Özel Raportörü Alice Edwards, ülkelerin bu vakaları “devlet otoritesine tehdit” gördükleri için soruşturmadığını ifade ederek, aksine bu vakaları soruşturmalarının onların meşruiyetini artıracağını belirtti.

 

Afganistan’da sık sık kırbaçlama cezası veriliyor

Afganistan’daki BM misyonu UNAMA, mayısta yayımladığı raporda son 6 ayda 274 erkek, 58 kadın ve 2 erkek çocuğun maruz kaldığı kırbaçlama vakalarını belgeledi.

BM, Taliban’ı Afganistan’da yönetime geldiğinden bu yana gerçekleştirdiği “halka açık infaz, kırbaçlama ve taşlayarak öldürme” uygulamalarını durdurmaya çağırdı.

Misyonun İnsan Hakları Başkanı Fiona Frazer, Taliban’ın BM İşkenceye Karşı Sözleşme’yi ihlal ettiğini belirterek, bu uygulamaları durdurması gerektiğini bildirdi.

 

İran’da “düzmece yargılamalar infazla sonuçlanıyor”

BM’nin 20 Mart’ta yayımladığı raporda BM Özel Raportörü Javaid Rehman, İran makamlarının kanun ihlallerinin kapsamı ve ağırlığının, “işkence, zorla kaybetme, tecavüz ve cinsel şiddetle insanlığa karşı suçların işlendiği ihtimaline” işaret ettiğini belirtti.

İran istihbarat ve güvenlik güçlerinin Mahsa Amini’nin gözaltında ölümünün ardından ülkede başlayan protestolara destek veren en az 4 kişinin “işkence iddialarının gündeme geldiği keyfi, hızla görülen ve düzmece yargılamadan” sonra infaz edildiği kaydedildi.

Raporda, protestolarda İranlı güvenlik güçlerinin silahsız protestoculara karşı gerçek mermi kullandığı ve aralarında çocukların da bulunduğu bazı protestocuların “ölümüne dövüldüğü” bildirildi.

Protestolar sırasında 71’i çocuk olmak üzere 520’den fazla kişi hayatını kaybederken yüzlercesi yaralandı.

 

Myanmar’da sivillere yönelik “keyfi ve ölümcül” şiddet artıyor

Myanmar ordusunun 1 Şubat 2021’de yönetime el koymasının ardından BM’nin 6 Mart’ta yayımladığı raporda, sivillere yönelik “keyfi ve ölümcül şiddetin” artarak devam ettiği belirtildi.

BM’nin 1 Şubat 2022-23 Ocak 2023’ü kapsayan raporu, ülkede binlerce kişinin gözaltına alındığı, yüzlercesinin evinin yakıldığı ve aralarında çocukların da bulunduğu onlarca kişinin bombardıman ve askeri baskınlarla öldürüldüğünü gözler önüne seriyor.

BM’nin verilerine göre, 2021’den bu yana 244’ü çocuk olmak üzere en az 2 bin 947 sivil, ordu ve bağlı unsurlar tarafından öldürüldü.

Olağanüstü halin uzatıldığı ülkede “tutuklulara yönelik dayak, ölüme götürüldüğüne inandırarak psikolojik işkence, aç ve susuz bırakma, elektrik şoku ve cinsel şiddet eylemleri” rapor edildi.

BM’nin raporuna göre, 1 Şubat 2021’den bu yana 381’i çocuk olmak üzere tutuklanan en az 17 bin 572 kişiden 13 bin 763’ü hala parmaklıklar ardında.

 

Nikaragua’da protestolarda yaralananların sağlığa erişimi engelleniyor

BM, Nikaragua’da 300’den fazla kişinin hayatını kaybettiği ve on binlercesinin tutuklandığı 2018’deki kitlesel protestolar sırasında ülkede 40 kişinin öldürüldüğünü ve hükümetin, hastanelere “hükümet karşıtı protestolarda yaralananları tedavi etmeme” talimatı verdiğini açıkladı.

BM’nin 2 Mart’ta yayımladığı raporda Nisan 2018’den bu yana “yargısız infazlar, keyfi gözaltılar, işkence ve zalimane, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele” vakalarına yer verildi.

Ülkedeki ihlallerin “insanlığa karşı suç” olduğu vurgulanan raporda, protestocuların ölüm nedenlerinden yüzde 70 ila 80’inin ateşli silahlardan kaynaklandığı belirtildi.

“Fiziksel ve psikolojik işkenceden yargısız infazlara kadar çok sayıda insan hakkı ihlalinin” yapıldığı belirtilen ülkede soruşturmaların engellendiği iddia ediliyor.

– Mali’de “insanlığa karşı suçlar sürekli, cezalandırmalar ise yetersiz”

BM, 31 Ocak’ta yayımladığı raporda, Rus güvenlik şirketi Wagner grubu ve Mali ordusunun, Mali’de “keyfi gözaltı, işkence, zorla kaybetme ve yargısız infaz gibi sistematik ihlallerde” bulunduğunu belirtti.

BM tarafından atanan bağımsız uzmanların hazırladığı raporda, paralı askerler ve ordunun gerçekleştirdiği “insanlığa karşı suçların süreklilik kazandığı ve cezalandırılmadığı” ifade edildi.

En az 500 kişinin öldürüldüğü, 58 kadının cinsel şiddet ve tecavüze maruz kaldığı Mali’nin Moura köyündeki operasyondan Malili askerler ve Wagner grubu sorumlu tutuluyor.

 

“Libya’da insanlığa karşı suç işlendiğine inanmak için gerekçeler var”

BM Bağımsız Libya Araştırma Misyonu, Libya’da insan hakları konusunda kötüye giden durumdan endişe duyduğunu ifade ederek, güvenlik güçleri ve silahlı milis gruplar tarafından “çeşitli savaş suçları ile insanlığa karşı suç işlendiğine” inanmak için gerekçelerinin bulunduğunu belirtti.

BM İnsan Hakları Konseyine 27 Mart’ta sunulan raporda çok sayıda “keyfi gözaltı, cinayet, tecavüz, köleleştirme, yargısız infaz ve zorla kaybetme” vakalarının belgelendiği bildirildi.

Raporda, “Özellikle hedef alınan göçmenlere karşı sistematik işkence uygulandığına dair inandırıcı kanıtlar bulunuyor. İnsanlığa karşı bir suç olan cinsel köleliğin göçmenlere karşı işlendiğine inanmak için makul gerekçeler var.” ifadelerine yer verildi.

Misyonun görüştüğü kişiler, hiçbir suçlama olmaksızın su, yiyecek ve diğer temel ihtiyaç maddelere erişimlerinin engellendiğini, düzenli işkence ve hücre hapsine maruz kalarak kimseyle görüştürülmediklerini belirtti.

 

Ukrayna’da “keyfi gözaltı” ve “zorla kaybetme” vakalarında çocuklar da hedefte

BM’nin 24 Mart’ta yayımladığı raporuna göre Ukrayna’da “keyfi gözaltı, zorla kaybetme, işkence, yasa dışı hapsetme, çatışmayla bağlantılı cinsel şiddet ve kötü muamele” suçları kaydedildi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Rus saldırısı altındaki topraklarda medya çalışanları ve insan hakları savunucularına yönelik 7’si erkek, 3’ü kadın olmak üzere 10 zorla kaybetme ve keyfi gözaltı vakası belgeledi.

Bu ihlallerin çocuklara yönelik de yapıldığından endişe duyulduğunu ifade eden BM, 14 ila 17 yaşlarındaki 5 erkek çocuğun “zorla kaybedildiğini, işkenceye veya kötü muameleye maruz kaldığını” kaydetti.

Öte yandan, Ukrayna hükümeti tarafından kontrol edilen bölgelerde de Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ve kolluk kuvvetlerince işlenen, 79’u erkek, 12’si kadın 91 “zorla kaybetme” ve “keyfi gözaltı” vakasının kaydedildiği açıklandı.

Filistin’de “ölümcül güç” cinayetlerinin sadece yüzde 1’inden azıyla ilgili iddianame düzenlendi

BM’nin 3 Mart’ta yayımladığı rapor, İsrail güvenlik güçlerinin Filistin’de yargısız infaz ve toplu cezalandırmalar yaptığını ortaya koydu.

Çatışmalar haricinde 2022’de 131 Filistinlinin, İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü kaydeden BM, hayatını kaybeden 65 kişinin silahsız olduğunu ve herhangi bir saldırı veya çatışmaya karışmadığını bildirdi.

BM, 2017’den bu yana İsrail güçlerinin uyguladığı, ağır yaralanma veya ölüme yol açan “ölümcül güç” sebebiyle işlenen cinayetlerin yüzde 15’inden daha azının soruşturulduğunu ve bunlardan sadece yüzde 1’inden azıyla ilgili iddianame hazırlandığını açıkladı.

BM Genel Kurulu, işkencenin tamamen ortadan kaldırılması ve işkence mağdurlarına destek vermek amacıyla 1997’de 26 Haziran’ı “İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul etti.

BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 5’inci ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3’üncü maddesi, “insanlık dışı bir cezalandırma ve yıldırma aracı olarak uygulanan işkenceyi” yasaklıyor.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
26 Haziran İşkence Mağdurlarıyla Uluslararası Dayanışma Günü
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!