İnşaat Mühendisleri Odası Balıkesir Şubesi 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 24’ncü yıl dönümünde yaptığı yazılı açıklamada yönetmelik ve denetlemeye dikkat çekildi. İMO Balıkesir Şube Başkanı Zeki Büyükerdoğmuş depremlerde ortaya çıkan can ve mal kayıplarının nedeninin mühendisliğe kulak tıkanması olduğunu dile getirdi.
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üzerinden 24 yıl, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremin de üzerinden 6 ay geçtiğini hatırlatan İMO Balıkesir Şube Başkanı Zeki Büyükerdoğmuş, depremlerde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi. Büyükerdoğmuş Marmara depreminden günümüze yönetmeliklere uyulmamasını, hatalı işçilik ve denetleme eksikliğinin konuşulmaya devam ettiğini kaydetti.
“MARMARA DEPREMİNİN ÜZERİNDEN 24 YIL GEÇTİ”
İMO Balıkesir Şube Başkanı yaptığı açıklamada şunlara dikkat çekti:
“Bugün 17 Ağustos depreminin 24.yılı söylenecek sözlerin söylendiği, yapılacak işlerin yapılmadığı veya yeni başlandığı bir dönem . Bu acıların üstüne yaşanan 6 şubat felaketinin üzerinden 6 ay geçtiği bir gündeyiz. Kaybettiğimiz canlara Allahtan rahmet diliyoruz bir daha.
“HALA UYULMAYAN ŞEYLERİ KONUŞUYORUZ”
24 yıl sonra bile hala yönetmeliklere uyulmaması, yanlış malzeme, hatalı işçilik gibi denetleme eksiklerini konuşabilmekteyiz. Hala şantiye şefiğinin önemi anlaşılamamış olması bizleri üzmektedir. Şantiye şefliğinin kağıt üzerinde kalması tüm bina sahiplerinin can güvenliğini müteahhit ve hiç olmayan sorumluluğu ustanın insafına bırakılması demektir. Taşeron ve ustalarında kayıt altına alınarak bu sorumluluğu paylaşması gerektiği kanaatindeyiz.
“BALIKESİR’DE İMAR YÖNETMELİĞİ HANTAL İŞLİYOR”
Şehrimizde İmar yönetmelikleri ve belediye plan notlarının değişikliği ve yapı stoklarının anca çıkarılmaya başlanmış olmasına rağmen maalesef bürokratik hantallık ve denetimde yaşanan zaafiyetler, yapı stokunu olumsuz yönde etkilemektedir. Ortaya çıkan can ve mal kayıplarının nedeni olarak depremlerin büyüklüklerine bağlanması, alınması gereken önlemleri almayan, bilime ve mühendisliğe kulaklarının tıkayan zihniyetin sığındığı bahaneden öteye gitmemektedir. Böyle gittiği sürece de daha çok canların yanacağı kaçınılmazdır.”