17 Ağustos depreminin yıldönümünde Balıkesir için çok ciddi uyarılar

Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Balıkesir İl Temsilcilik Başkanı Akın Adıgüzel 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 25’nci yıldönümünde yaptığı açıklamada unutulan deprem gerçeğine bir kez daha dikkat çekti.

balıkesir-için-çok-ciddi-deprem-uyarıları

Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Balıkesir İl Temsilcilik Başkanı Akın Adıgüzel 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 25’nci yıldönümünde yaptığı açıklamada unutulan deprem gerçeğine bir kez daha dikkat çekti.

 

Balıkesir’in depremselliği hakkında da bilgiler veren Jeofizik Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilcisi Akın Adıgüzel şehir imerkezinde 1898 yılından bu yana 6,5 büyüklüğünden fazla yıkıcı deprem olmadığını kaydederek büyük deprem üretebilecek fay hatlarını hatırlattı. Adıgüzel, “Son 10 bin yıla bakıldığında dirilikleri kesinleşmiş deprem üretebilecek fay zonları, Edincik, Sinekçi, Manyas, Yenice-Gönen, Sarıköy, Bekten, Evciler, Gündoğan, Kestanbol, Pazarköy, Edremit, Çan-Biga, Havran-Balya ve Balıkesir faylarıdır. Bunlardan Yenice-Gönen, Manyas ve Edremit faylarının batı bölümü son yüzyılda yüzey kırılması gelişmiş diri faylardır ve deprem yüzey kırığı olarak tanımlanmıştır” dedi.

 

“ÖNCE MARMARA SONRA PAZARCIK”

Jeofizik Mühendisleri Odası Balıkesir İl Temsilcisi Akın Adıgüzel yaptığı yazılı açıklamada şunlara yer verdi:

“17 Ağustos 1999 tarihinde, son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini yaşadık. O günün sabahı yerel saatle 03:02’de Kocaeli/Gölcük merkezli Richter ölçeğine göre 7.4 Mw büyüklüğünde, yaklaşık olarak 45 saniye devam eden deprem büyük bir afet ortaya çıkardı. 20 binden fazla yurttaşımız hayatını kaybetti, 50 binden fazla kişi yaralandı, yüzbinlerce yapı yerle bir oldu. Depremden sağ kurtulanlara ise ömür boyu unutamayacakları bir acı bıraktı. Ülkemizde yaşayan uzak veya yakın her aileyi bir ölçüde etkiledi.  06.02.2023 günü yerel saat ile 04:17’de merkez üssü Pazarcık (Kahramanmaraş), aletsel büyüklüğü 7.4 Mw, Odak derinliği 8.6 km. ve aynı gün yerel saat ile 13:24’de Elbistan (Kahramanmaraş) aletsel büyüklüğü 7.5 Mw, odak derinliği 7 km. olan, milletçe bizi yasa boğan yüzyılın ikinci büyük felaketini yaşadık.  Resmi rakamlara göre 55000’den fazla insanımızı yitirdik. Yüzbinlerce bina yıkıldı, kalanların çoğu da önemli hasarlar aldı. Maddi, manevi ve sosyal yönden özellikle depremin meydana geldiği 12 ilimiz ve tüm ülkemiz etkilendi.

 

“YENİ DEPREMLERE HAZIRLIKLI DEĞİLİZ”

Büyük üzüntüler ile yaşadığımız depremlerdeki can kayıpları ve yıkımları genel olarak; yapılaşma için hatalı yer seçimlerinin yapılması, yönetmeliğe aykırı kontrolsüz ve denetimsiz yapılaşmaya izin verilmesi, yapılarda görünen tasarım hataları, zemin-yapı etkileşiminin statik hesaplarda göz ardı edilmesi, zemin ve temel etüt raporlarına olması gereken önemin verilmemesi, zemin etüt raporlarını yapan ilgili mühendislerin denetlememesi, projesi olmayan hiçbir mühendislik hizmeti almamış yapılara ruhsat verilmesi gibi yıllarca süren eksik ve yanlış uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Depremlerin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, milat olarak 1999 depremini alırsak aradan geçen 25 yıl boyunca deprem gerçeği ile yüzleştiğimizde, 6 Şubat 2023’de meydana gelen Kahramanmaraş-Pazarcık ve Kahramanmaraş-Elbistan depremlerinde de görüldü ki; yeni depremlere hazırlanma konusunda önemli bir mesafe kaydedilmemiştir. Deprem doğal bir olaydır ama büyük felaketlere neden olmaktadır. Nedenlerden biri ülkemizin tektonik olarak üç tarafı faylarla(kırıklarla) çevrili deprem ülkesi olması, diğeri ise uzun yıllardır depreme hazır bir toplum haline gelemememizdir.

 

“BALIKESİR’DEKİ DİRİ FAYLAR CAN SIKIYOR”

Balıkesir özelinde deprem gerçeğini ele aldığımızda; en son yıkıcı deprem aletsel öncesi dönemde, 29 Ocak 1898’ de meydana gelmiştir. ‘’Koca Zelzele’’ olarak bilinen depremin o dönemlerde aletsel büyüklüğü hesaplanamamıştır. Ancak Koca Zelzele depreminin yaklaşık olarak 7.0 büyüklüğünde olduğu bilinmektedir. Balıkesir şehir merkezine yakın olarak, 1898’ yılından günümüze kadar M>6.5 büyüklüğünden fazla yıkıcı bir deprem olmamıştır. Dolayısıyla her yüz yılda büyük magnitütlü bir depreme maruz kalan Balıkesir ilinde büyük magnitütlü depremler her an olabilir.

MTA Genel Müdürlüğü verilerine göre, İlimiz civarında son yüzyılda deprem üreten mekanizmalar; Bandırma–Erdek, Yenice–Gönen, Ayvacık–Bayramiç, Bigadiç–Sındırgı, Savaştepe, Dursunbey–Kepsut, Susurluk ilçelerindedir. Son 10000 yıla bakıldığında dirilikleri kesinleşmiş deprem üretebilecek fay zonları, Edincik, Sinekçi, Manyas, Yenice-Gönen, Sarıköy, Bekten, Evciler, Gündoğan, Kestanbol, Pazarköy, Edremit, Çan-Biga, Havran-Balya ve Balıkesir faylarıdır. Bunlardan Yenice-Gönen, Manyas ve Edremit faylarının batı bölümü son yüzyılda yüzey kırılması gelişmiş diri faylardır ve deprem yüzey kırığı olarak tanımlanmıştır. Ayrıca Batı Anadolu’nun açılma rejimine bağlı olarak ve bunun sonucunda oluşan Gediz grabenlerinin etkisi nedeniyle oluşan orta büyüklükteki depremler, Balıkesir ilinde zaman zaman hissedilmektedir. Diğer yandan bilim adamlarımızın da medyada sürekli gündeme getirdiği, Balıkesir’i Doğu Marmara (Sakarya Çukuru-Gölcük-Kaynaşlı), Batı Marmara (Orta Marmara Adalar-Büyükçekmece-Batı Marmara Büyükçekmece-Saroz;) fay zonlarında da büyük magnitütlü depremler beklenmektedir.

 

“SİSMOLOJİ JEOIFİZİK MÜHENDİSLİĞİNİN ANA BİLİM DALIDIR”

Sismoloji (Deprem Bilimi) bilimi jeofizik Mühendisliğinin ana bilim dalıdır.  Balıkesir de Jeofizik Mühendisleri olarak, Depremler hakkında can kaybını en aza indirmek ve şehrimizin olası depremlere hazırlanması için meslek alanımıza giren teknik konularda, Yerel Yönetimlere her zaman katkı vermeye hazırız. 30-31 Mayıs 2024 tarihinde, Büyükşehir Belediyesi tarafından bilimsel olarak başarılı bir şekilde gerçekleştirilen Dönüşüm Kongresinde, TMMOB bileşenleri olarak, şehrin teknik sorunlarını ve önerilerimizi, oluşturulan masalarda dile getirdik. Sonuçları Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkanı, Sayın Ahmet Akın tarafından kamuoyuna açıklanmış olup ilerleyen zamanda gereğinin yapılacağına inanıyoruz.

 

“HIZLI TARAMA İLE RİSKLER BELİRLENEBİLİR”

Jeofizik Mühendisleri, yeraltının doğal kaynaklarını (petrol, doğalgaz, metalik maden, kömür, endüstriyel hammaddeler ve doğalgaz) araştırdığı gibi zemin etütlerinde yapay deprem dalgaları ile yer içinin statik ve dinamik özelliklerini belirleyip olası bir deprem anında kayaçların ve zeminlerin nasıl davranacağını belirleyebilmektedir. Yapılan bu mühendislik çalışmalarından sonra güvenli olarak zemine göre yapılar denetimli olarak inşa edilecektir. Yapılarda jeofizik yöntemler kullanılarak hızlı tarama yöntemleri ile riskli yapılar kısa sürede belirlenmektedir. Sondajlı yöntem ile Karot alınması yapıya hasar verdiği için ve de zaman aldığı için vatandaşlarımız sıkça tercih etmemektedir. Yapı jeofiziği uygulamaları çok hızlı sonuç verir, yapıda bir örnek almaya gerek kalmaz. Diğer yandan yapıda Karot yöntemi ile alınan numunenin alındığı yer incelenmiş olur, oysa hızlı tarama yöntemi ile cm mertebesinde tüm yapı hakkında bilgi edinilir ve yapının tomografisi çekilmiş olur. Yapı Jeofiziği olarak bilinen Hızlı Tarama yöntemlerinin sonuçları, inşaat Mühendislerine verilir. Bunun sonucunda İnşaat Mühendisleri yapıların olası depremlerde riskli olup olmadığına karar verirler.

 

“HIZLI TARAMAYLA BELİRLENEN RİSKLER”

Jeofizik Mühendisleri yapılarda, Hızlı Tarama yöntemleri ile şu bilgileri ortaya koyarlar; Mikrotremör yöntemiyle yapıların hâkim titreşim periyotu hesaplanarak olası depremlerde rezonansa girip girmeyeceği belirlenir. GPR yer Radarı ölçümleri ile demir donatılarda korozyon, betonda ve demirde bozulma olup olmadığı anlaşılır. Enine ve boyuna donatıların taşıyıcı sistemler içerisindeki lokasyonları, beton ile donatı arasındaki uzaklıkları, sıklaştırma bölgelerini, demir donatılarda meydana gelebilecek yer değiştirmeleri ve betonun nemliliğini belirlemek amacı ile kullanılmaktadır. Özdirenç Yöntemi (Beton rezistivitesi) ile yapılardaki betonun nemli olup olmadığı, betonda kırık-çatlak ve korozyon olup olmadığı hakkında bilgi verir. Sismik Yöntemler (Ultra sonik Hız Ölçümleri) Kaya ve beton malzemelerinin boşluk, çatlak vb. kusurlarının, malzeme içerisinden ultrasonik dalgalar geçirmek suretiyle hasarsız bir şekilde belirlenmesidir.

 

Tahribatlı ve Tahribatsız Yöntemler

Balıkesir ilinde ne zaman olacağını bilimsel olarak kestiremediğimiz her an büyük magnetütlü bir deprem olma olasılığı olduğuna göre, İlimizi en kısa sürede depremlere hazırlamamız gerekmektedir. Deprem ve afeter konusunu dertleniyoruz ve Jeofizik Mühendisleri olarak gerekli teknik katkıya vermeye hazırız.

 

“DEPREME HAZIR MIYIZ”

Balıkesir’de Jeofizik Mühendisleri olarak Şehrimizin ne zaman olacağını bilemediğimiz depremlere karşı hazırlanması için önerilerimiz şunlardır;

Balıkesir’de yapı stokunun durumunun İnşaat Mühendisleri ve Jeofizik Mühendisleri ile birlikte çalışma grubu oluşturarak, Hızlı Tarama yöntemlerinin verilerini İnşaat mühendislerinin verileri ile birlikte kullanarak bir an önce yapıların durumu ortaya konulup riskli yapıları belirlemelidir. Hızlı Tarama yöntemleri çalışmalarının neticesinde yapı güçlendirme uygulamaları (Sismik izolatör, Sönümleyici, Damper) yapılmalıdır. Merkezdeki eski yapılar zemin özelliklerine göre yenilenerek kentsel dönüşüm kapsamında yenilenmelidir.

Balıkesir merkezinde zemin sıvılaşma çalışmalarının gözden geçirilerek sismik ve rezistivite yöntemleri verilerine göre riskli görülen yerlerde tekrar çalışma yapılması gerekmektedir. Zemin sıvılaşması olan alanlar imara açılmamalıdır. İlçe Belediyelerinde zemin etütlerinin denetlenmesi (arazi çalışmaları, rapor) için Jeofizik Mühendisi istihdam edilmelidir. Zemin etüt raporlarının TMMOB bağlı meslek odaları tarafından denetimi gerçekleştirilerek, Belediyelere sunulan rapor ve projelerden sicil durum belgesi istenmelidir.

Bu şekilde zemin etütleri raporları bilimsel olarak nitelikli hale getirilmiş olacaktır. Yapı Denetim kuruluşlarında, zemin etüt raporlarının incelenmesi ilgili mühendislerce yapılmalıdır. Çevre Şehircilik Bakanlığının düzenlediği genelgeye göre, yapı denetim kuruluşlarının ilgili meslekte uzman kadrolu mühendisi yoksa, dışardan hizmet alımı alarak zemin etüt raporlarını onaylattırmalıdır. Jeofizik Mühendisleri olarak mesleğimize ait raporların bir başka meslek disipliniyle incelenmesine ve onaylanmasına karşıyız.”

 

Exit mobile version