Hemen burnumuzun dibindeki bu antik kenti hiç gördünüz mü?

Alexandria Troas Antik Kenti, Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyü sınırları içerisindedir. Kent, Büyük İskender adına MÖ 310 yılında kurulmuştur. Aleksandria Troas, “İskender’in Troas’taki Yurdu” anlamına gelir.

20191112133428493_CANAKKALE 7 ALEKSAN TROAS SABIT KALFAGIL~1

Alexandreia Troas kenti, Büyük İskenderin adına M.Ö. 310 yılında kurulmuştur. Bunun için bir plato 8 km. uzunluğundaki bir sur duvarıyla çevrilmiştir. Kısa bir süre sonra ekonomik açıdan kalkınan kentin önemli bir merkez haline gelmiştir. Roma imparatoru Sezar’ın yaşam öyküsünün yazarı Sueton’un yazdığına göre kentin Avrupa ve Asya arasında bağlantı noktası durumundaki konumu nedeniyle, Roma imparatorluğu’nun başkenti olması dahi düşünülmüştür. Daha sonra İmparator Konstantin tarafından da benzer düşünceler öngörülmüş, ancak sonunda Bizans imaparatorluğu’nun başkentinin Konstantinopolis / İstanbul olmasına karar verilmiştir.

 

Kentin ikinci kez canlanışı Roma imparatoru Augustus ile gerçekleşir. Augustus M.Ö.1.yy’ın ortalarında emekli Roma askerleri için burada bir koloni kurdurtmuş ve kentin bir Roma metropolisi haline getirilmesini desteklemiştir. Aziz Paulos, kentin bu halini M.S.52 yılında kenti ziyaret ederken görmüş ve Avrupa kıtasına buradan geçmeyi kararlaştırmıştır. Kentin bir başka altın çağı M.S. 2. yy’dadır. Antik dünyanın en zengin kişilerinden bir tanesi olan Atinalı Herodes Atticus, Kaz Dağı’ndan Alexandreia Troas’a ulaşan muazzam bir su yolu (Aquaduckt) inşa ettirmiştir.

 

Görülecek Önemli Yapılar:

 

Doğu Kapısı (Neandria Kapısı):

Kentin doğusunda yuvarlak bir iç avlusu ve iki yanında birer kulesi olan, muazzam bir su kapısı yer almaktadır. M.Ö.3. yüzyılın başında inşa edilmiş ve kentin terk edilişine kadar kullanılmıştır. Kapının iç avlusunun çapı 20 m. ‘dir. Duvarların alt kısmı anakayadan oyulmuş ve iç avludaki anakaya yükseltileri düzlenmiş olması çok ilginç ve özeldir.

 

Hamam :

Kentin büyük hamamı su yolu ile birlikte M.S. 135 yılında inşa edilmiştir. 1809 yılında kadar büyük bir kısmı ayakta olan yapı bir deprem sonucunda yıkılmıştır. 123×84 m.’lik boyutlarıyla Anadolu’da ki Roma imparatorluk Dönemi hamam yapılarının en büyüklerinden biridir.

 

Tiyatro:

Kentin en yüksek noktasında, daha Hellenistik Dönem’de muazzam bir tiyatro inşa edilmiştir. Tiyatro’nun konumu ziyaretçilere etkileyici bir kent manzarasının yanı sıra, doğuda Çığrı Dağı’nın üzerinde yer alan erken yerleşim Neandria’nın güneyde Lesbos (Midilli) adasının, batıda Tenedos (Bozcaada)’un ve kuzeyde Çanakkale Boğazı’nın (Dardanelles) manzarasını sunmaktadır.

 

Saray ( Maldelik):

Tiyatro’nun kuzeybatısında yer alan dörtgen planlı yapı hakkında efsaneler çok çeşitli olmakla birlikte fonksiyonu bugüne kadar kesin bir anlam kazanmamıştır. Antik dönemde yapının güney köşesi Tiyatro caddesine bir koridor ile bağlıdır. Ortaçağ ve Yeniçağ gezginleri yapıyı “Gençkızlar Sarayı”, korsanlar için bir sığınak veya bir saray olarak tanımlamışlardır. Günümüzde ise kış mevsiminde yalnızca koyunların barınması için kullanılmaktadır.

 

Tapınak:

Antik kent merkezinin batısında yer alan idari kamu yapılarının yanında, bugün kazı çalışmalarının devam ettiği tapınak yer almaktadır. Temelinde hellenistik döneme aşt kesme taşların tekrar kullanıldığı görülmüştür. Bu tapınağın yeni inşaatı Roma imparatoru Augustus tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Tapınak alanında gün ışığına çok sayıda kabartmalı ve renkli mermer mimari yapı parçaları çıkarılmıştır. Bu görkemli parçalar kentin zenginliğini ve geniş ticari bağlantılarını da kanıtlamaktadır. Yürütülmekte olan kazılar sırasında gün ışığına çıkarılan Dionysos heykel başı ve yapı ornamentik bulguların üzerinde bilimsel çalışmalar devam etmektedir.

 

Liman:

Günümüzde denize kapalı olan Antik liman, gün batımında ziyaretçilerine muhteşem bir manzara sunmaktadır. Bir zamanlar Ilion’un kumla kaplanmış limanının yerine geçtiği varsayılmaktadır. Doğu savaşları sırasında Roma askerlerinin bu limandan geçtikleri bilinmektedir. Romalı tüccarların ise bu limana gelip şehre yerleştikleri söylenmektedir. Bu limandan Aziz Paulos’un Hıristiyanlığı Avrupa’ya yaymak için yola çıktığı kaynaklardan bilinmektedir. Alexandreia Troas ve limanının Avrupa’ya açılan kapılarının en önemlilerinden biri olduğu bilinmektedir.

 

 

Exit mobile version