Ah Muhsin Ünlü
Onur Ünlü (d. 24 Haziran 1973; İzmit), Türk senarist, yönetmen, yapımcı, şair, müzisyen ve oyuncu.
5 sezon süren Büyük Buluşma (2004-2008), Görünmez Adam (2004), Beşinci Boyut (2005) gibi dizileri yazdı. Unutulmaz dizi Leyla İle Mecnun’un yönetmeni Onur Ünlü, 1973 doğumlu. Sinema tek tutkusu değil. Edebiyat ve müzik de Onur Ünlü’nün emek verdiği sanatlar.
1993-1998 yılları arasında yazdığı şiirleri Ah Muhsin Ünlü ismiyle ve Gidiyorum Bu adlı kitap ile yayınladı.2006’da ilk filmi Polis’in yapımcılığını, yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendi.2011-2013 yılları arasında ise Leyla ile Mecnun dizisinin genel yönetmenliğini üstlendi. Dizi birçok başarıya imza attı. Sosyal medyada fenomen haline dönüşen dizi 3. sezon sonunda yayından kaldırıldı. Bu diziye devam ederken 2012-2013 yıllarında ise Şubat dizisinin genel yönetmenliğini yaptı. Ben de Özledim adlı dizinin yönetmenliğini üstlendi ve bu dizide Onur Ünlü rolünü canlandırdı. 2015’te senaristliğini ve yönetmenliğini kendisinin yaptığı Beş Kardeş dizisini yayınladı. Beş Kardeş’ten sonra “Sinema işine bu filmi yapmak için girdim.” dediği Kırık Kalpler Bankası filmini çekti. Yönetmenliğini Türkan Şoray‘ın yaptığı Uzaklarda Arama filminin senaryosunu yazdı. Eflatuntv ile birlikte yaptığı kısa, komik, absürd videolar youtube üzerinden yayınlandı akabinde Görünen Adam isimli youtube dizisini çekti. Bu iki proje henüz izleyiciyle buluşmadan senaryosunu da yazdığı Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok filminin çekimlerine başladı. 2021 yılında Leyla ile Mecnun dizisinin yeniden çekimlerine başlanmasıyla birlikte, dizinin genel yönetmenliğini tekrar üstlendi.
Onur Ünlü’nün emek verdiği eserler: Beş Şehir, Gazi, Deli Yürek, Acı Aşk, Güneşin Oğlu, Polis, Kalbin Zamanı, Şubat, Sen Aydınlatırsın Geceyi, İtirazım Var, Kırık Kalpler Bankası, Cingöz Recai,
Kitapları : Gidiyorum Bu, Bir Sürü Endişe, Kız Çocuğu, Hesabım Var.
“Yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.” ~
Allah yalnızlarla konuşur…
~ “Allah Resulü Hira’da yalnızdı! Âdem Aleyhisselam dünyada yalnızdı! Hacer Anamız Mina’da yalnızdı! Yunus, balığın karnında; Musa, Tûr’un başında; İsa, çarmıhın üstünde… Hep yalnızdılar…” ~
Ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum! Çünkü bu, Seni seviyorumun içine nal salmak demektir.
Çocuğuna otomobil değil bir şarkı, bir şiir bırak. Aşağı mahallede gördüm arabalar eskiyor…
İnsanların ayrıntılara boğulmadığı günlerden kalma, güzel bir cümle vardır: Göz gördü, gönül sevdi.
“Burası dünya yahu burası bu kadar işte.”
Biliyorsun zalimin dediği olur Ortadoğu’da.
Kuyulardır, derindir, içinde adam vardır Yusuf bile düşmüştür Aleyhisselam!
Dünya hesabı sorulamayan ahların katran gibi kaynayıp cümlemizi pişirdiği koca bir cehennem kazanı
Görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatli bir bombadır patlar
an gelir
attilâ ilhan ölür.
Attilâ Hamdi İlhan (15 Haziran 1925 – 10 Ekim 2005)[2], Türk şair, romancı, düşünür, deneme yazarı, gazeteci, senarist ve eleştirmen. Aydın çalışmalarıyla Türk edebiyat ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. Sözde aydınlarımız onu “Ben Sana Mecburum” dizesi ile ansa da “Kaptan” Attila İlhan, ülkemizin düşünce dünyasına ve tarihine iz bırakan eserler vermiştir. Balıkesir’de de gençlik döneminde yaşayan aydınımızı tanımadan, okumadan ve anlamadan bu dünyadan gelip geçmek, büyük bir boşluğa ortak olmaktır.
Film Senaryoları
Yalnızlar Rıhtımı (1959)
Ateşten Damla (1960)
Şoför Nebahat (1960)
Devlerin Öfkesi (1960)
Rıfat Diye Biri (1962)
Ver Elini İstanbul (1962)
TV Dizi-Film Senaryoları
Paranın Kiri (1979)
Sekiz Sütuna Manşet (1982)
Kartallar Yüksek Uçar (1984)
Yarın Artık Bugündür (1986)
Yıldızlar Gece Büyür (1991-1992)
Tele-Flaş (1992-1994)
Baykuşların Saltanatı (2000)[5]
Şiir Kitapları
Duvar (1948, Attila İlhan kitabı) (1948)
Sisler Bulvarı (1954)
Yağmur Kaçağı (1955)
Ben Sana Mecburum (1960)
Bela Çiçeği (1962)
Yasak Sevişmek (1968)
Tutuklunun Günlüğü (1973)
Böyle Bir Sevmek (1977)
Elde Var Hüzün (1982)
Korkunun Krallığı (1987)
Ayrılık Sevdaya Dahil (1993)
Kimi Sevsem Sensin (2002)
Romanları
Sokaktaki Adam (1953)
Zenciler Birbirine Benzemez (1957)
Kurtlar Sofrası (1963)
Fena Halde Leman (1980)
Haco Hanım Vay (1984)
O Sarışın Kurt (2007)
Bıçağın Ucu (1973)
Sırtlan Payı (1974)
Yaraya Tuz Basmak (1978)
Dersaadet’te Sabah Ezanları (1981)
O Karanlıkta Biz (1988)
Allahın Süngüleri: Reis Paşa (2002)
Gâzi Paşa (2005)
Hangi Sol (1970)
Hangi Batı (1972)
Hangi Seks (1976)
Hangi Sağ (1980)
Hangi Atatürk (1981)
Hangi Edebiyat (1991)
Hangi Laiklik (1995)
Hangi Küreselleşme (1997)
Faşizmin Ayak Sesleri (1975)
Gerçekçilik Savaşı (1980)
Batı’nın Deli Gömleği (1981)
“İkinci Yeni” Savaşı (1983)
Sağım Solum Sobe (1985)
Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler (1985)
Ulusal Kültür Savaşı (1986)
Sosyalizm Asıl Şimdi (1991)
Aydınlar Savaşı (1991)
Kadınlar Savaşı (1992)
Bir Sap Kırmızı Karanfil (1988)
Ufkun Arkasını Görebilmek (1999)
Sultan Galiyef – Avrasya’da Dolaşan Hayalet (2000)
Dönek Bereketi (2002)
Yıldız, Hilâl ve kalpak (2004)
EZGİLERİ HAYATIN
Bazı insanlar hayatımızdan, sokağımızdan, ülkemizden sessizce geçip kendi yollarında yürürler ve sadece emekleri ile hayatlarına ve bize umut verirler. Ünlü olmak, sayılıp el üstünde tutulmak gibi bir kaygıları yoktur. Kemal Sahir Gürel, o az sayıda insanlardan biri.
1966 doğumlu sanatçı, ortaokul yıllarında kardeşlerinin etkisiyle blok flüt, darbuka ve bağlama gibi enstrümanlarla tanıştı, müziğe ilgisi yoğunlaştı. 1981’de Yavuz Top’ un müzik kursunda bağlama ve solfej dersleri alarak akademik eğitime başladı. 1982-83 yıllarında, İ.Ü. Konservatuvarı Türk Müziği Bölümü’nde bir yıl öğrenim gördü. 1984’te Türk Folklor Kurumu’nun (TFK) Halk Müziği Okulu’nda bir yıl öğrenim gördü. 1984 yılı sonlarında Halk dansları müziklerine düzenlemeler yapmaya başladı. İki yıl boyunca birçok yöre oyunlarının ülke içinde ve dışında müziklerini yönetip kavalla eşlik etti ve kayıtlar gerçekleştirdi.
1985 yılından itibaren İTÜ Devlet Konservatuvarı Temel Bilimler Bölümü’nde beş yıl öğrenim gördü. Aynı dönemde TFK’da bir yıl bağlama dersleri verdi. 1986 yılında Grup Yorum’la çalışmaya başladı. Grup Yorum’la beraberliği 1997 yılına kadar devam etti. Bu zaman zarfında grupla beraber birçok albüm yaptı. Bu albümlerde besteciliğin yanı sıra aranjörlük de yaptı. 1999 yılından itibaren aranjörlük ve yönetmenlik yapıyor; kısa film, film ve televizyon dizileri için film müzikleri hazırlıyor.
Film-Dizi Müzikleri :
Bizum Hoca, Moskova’nın Şifresi: Temel, Balkan Düğünü, Sarı Saten, Bu Kalp Seni Unutur mu?, Denizden Gelen, Elveda Rumeli, Gitmek: Benim Marlon ve Brandom, Asi Ruh, Beyaz Melek, Hatırla Sevgili, Dicle, Yemin, Son Osmanlı Yandım Ali, Ayağımıza Sağlık, Esir Kalpler, Hasret, Aşka Sürgün, Bir Aşk Hikayesi, Kurşun Yarası, Sultan Makamı, Binbir Gece Masalları,
Twitter hesabından yaptığı paylaşımla, Erdal Eren için yazılan Büyü adlı türkünün bestelenme öyküsünü anlatan Kemal Sahir Gürel, şunları anlattı:”Bağcılar-Parsellerdeki evimizin salonunda bağlama çalarken, Ahmet Naim abim elinde Cumhuriyet gazetesiyle odasından çıkıp bana gazeteden bir şiir gösterdi. ‘Bunu besteleyebilir misin?’ diye sordu.” “Evden çıkarken gazeteyi yanıma almıştım” diyen Gürel, “Birkaç gün üzerimdeki gazete ile gittim her yere. Hem melodilere bakıyor, hem de arada bir gazetedeki şiire göz atıyordum. Eve dönüşlerden birinde, bindiğim minibüs (Margirus) Topkapı’da arızalandı. Ben de en ön koltuktayım. Arıza giderilinceye kadar gazeteyi tekrar açıp mırıldandım. Bir iki denemeden sonra bulduğum melodinin söz ile beraber oturması hoşuma gitmişti” diyerek, bestenin, “Acılar alacak, yokluklar alacak, baban sana” kısmının burada ortaya çıktığını söyledi. “Melodi beni içine çekiyor, üzerine gitmemi istiyordu. Durmuyor, giriş kısmını örmeye çalışıyordum minibüste mırıldanarak” diyen Kemal Sahir Gürel, o yıl Selda Bağcan’ın plak şirketinde karşılaştığını söylediği Ahmet Kaya’nın, yeni bestesini duyunca, “Kemal sana bir şey söyleyeyim mi; ben de bu şiir üzerine çalışıyordum. Ama senin besten çok güzel olmuş. Ben artık bestelemekten vazgeçiyorum” dediğini aktardı. Abisi Ahmet Naim’in ve Erdal Eren’in aynı siyasi hareketten olduğunu belirten Gürel, “Siyaseten yoldaşıydı ama hayattayken hiç tanışmamışlardı” ifadelerini kullandı.
Ağabeyiyle Erdal Eren’in ölüm yıldönümünün aynı gün olduğunu söyleyen Kemal Sahir Gürel, sözlerini şöyle tamamladı:”Erdal Eren, 13 Aralık 1980’de aslında 17 yaşında ama yaşı büyütülerek idam edildi.
Büyük ağabeyim Ahmet Naim Gürel’i ise 13 Aralık 2009’da kaybettik ama sadece abimizi değil, yol göstericimizi ve büyük bir dostumuzu, yoldaşımızı aynı zamanda.Ahmet abim politik yaşamını çevresine hiç anlatmadı. Hava atmadı veya onun kimliğine dayanmadı. Çünkü çok mütevazı idi. Herkese sevgi ile yaklaşan, kol kanat geren müthiş bir yüreği vardı. Bu dünyaya kattıkları ve etkisi çok derindi. Yıldızlar ikisinin de yoldaşı olsun…”