Ege mutfağının özgün lezzetlerini sunan İzmir restoranları, dünyanın en prestijli restoran değerlendirme sistemlerinden biri olan Michelin’de yıldızla işaretlenmek istiyor.
Michelin ekibinin, İstanbul’un ardından İzmir ve Bodrum’u da Türkiye seçkisine dahil etmesinin ardından lezzet dedektiflerinin yaptığı değerlendirmeler sonucu oluşan restoran seçimleri, 9 Kasım’da duyurulacak.
İzmir restoranları, bu değerlendirme sonucu Michelin yıldızı almayı ya da Bib Gourmand olarak tanımlanan seçkiye dahil edilmeyi bekliyor.
Türkiye’nin önemli turizm merkezleri arasında yer alan İzmir’in gastro şehirler arasına dahil edilmesinin önemine dikkati çeken sektör temsilcileri, Ege mutfağının Michelin yıldızıyla tescilleneceğini umut ediyor.
“Turist çeşitliliğini artıracak”
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Betül Öztürk, Michelin Rehberi’ne İzmir ile Bodrum’un da alınmasının bölgede gastronomi ve agroturizmi geliştireceğini söyledi.
Öztürk, kentteki deniz, kum, güneş ve spor turizminin yanına özel bir ilgi alanına hitap eden turizm dalının da ekleneceğini belirterek, şunları kaydetti:
“İzmir ve Çeşme’de yer alan restoranların Michelin yıldızı kazanması demek, bizlerin de kazanması demek. Michelin değerlendirmesi turizm sektörü kadar tarım sektörünü de etkileyecek. Konaklamadan ulaşıma kadar çok ciddi kazanç sağlayacak bir kapı açılıyor.
Turizm artık şekil değiştirdi, özel ilgi alanlarına hitap eden kollar geliştirildi. Tarım ürünleriyle, agro turizmle gastronomi turizmini birleştirecek bir ortam sağlayacak. Çeşme’nin, Urla’nın, Karaburun’un zeytin ve zeytinyağlarını tadan turistler bu ürünleri evlerine götürecekler. Deniz, sağlık, spor turizmine gastronomiyle beraber agro turizmi de ekliyoruz. Bu özel ilgi alanlarına çok fazla para harcamayı tercih eden turistler de konaklamaya gelecek.”
Dedektifler inceledi, deneyimlerini tartıştı
Ege mutfağı araştırmacısı, şef Ahmet Güzelyağdöken ise Ege mutfağının yıldızlanmasının zamanının geldiğini söyledi.
Michelin Rehberi için gizli çalışan ve restoranları inceleyen dedektifler kurulunun görev yaptığını, restoranların lezzetten sunum kalitesine kadar birçok kriter üzerinden değerlendirildiğini aktaran Güzelyağdöken, kurul üyelerinin nihai kararı vermek için ekip olarak deneyimlerini tartıştığını anlattı.
Güzelyağdöken, Michelin Rehberi listesine girmenin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Michelin dedektiflerinin kendilerini tanıtmaları, ifade etmeleri söz konusu değil. Belirli kriterleri var. Sunum, yaratıcılık, temizlik ya da konsept bu değerlendirmenin içerisinde yer alıyor. Bunun bir de tavsiye tarafı var. ‘Bib Gourmand’ dediğimiz yıldız verilmeyen ama gidilmesi tavsiye edilen yerler de var, bu da önemli. O listeye girmek de önemli bir şey. İşin kıymetli tarafı, gelen dedektiflerin tanınmaması, bilinmemesi, gizemi önemli bir detay.”
Michelin Rehberi’nde yer almanın gastronomi alanında çok önemsendiğini kaydeden Güzelyağdöken, “Mutlaka kent gastronomisine katkısı olacak bir motivasyon, bir heyecan. Bir yarıştan ziyade bir hak edişle ilgili bir durum. Ege mutfağının artık yıldızlanması gerekiyordu, zamanı geldi.” dedi.
Michelin değerlendirmesinde yıldız almak kadar bunu sürdürülebilir kılmanın da çok önemli olduğunu ifade eden Güzelyağdöken, İzmir’in gastronomi zenginliğinin kültüründen kaynaklandığını dile getirdi.
Güzelyağdöken, sözlerini şöyle tamamladı:
“İzmir’de Türk mutfağının yanı sıra Sefarad, Ermeni, Rum, Levanten, Fransız ve İtalyan kültürleri ile göçten gelen Balkan, Boşnak, Bulgar ve Girit kültürlerinin lezzetleri var. Bunların tümünün anlatılabildiği bir platform. İzmir’in ve Ege mutfağının dinamiklerini dikkate alan bir ödüllendirme olursa bizim için çok daha faydalı, kendimizi ifade edebildiğimiz bir alan olur diye düşünüyorum.”