Selçuklu ve Osmanlı döneminde Anadolu’da yetiştirilen ancak 19. yüzyılda üretimi çeşitli nedenlerle ortadan kalkan “İstanbul lalesi” yeniden üretilecek.
Lalenin bir Türk çiçeği olduğunu ulusal ve uluslararası düzeyde pekiştirmek, Türkiye’de yeniden bilinirliğini ve üretimini yaygınlaştırmak amacıyla eski İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş tarafından 2011’de kurulan İstanbul Lale Vakfı çalışmalarını sürdürüyor.
Her yıl düzenlenen lale festivalinde kullanılan on binlerce soğanı ekip üreten vakıf, İstanbul’a özgü hançeri sivri yapraklı, badem şeklinde çiçekleri olan, “Osmanlı lalesi” adıyla da bilinen çiçeğin yeniden kentin sokaklarını süslemesini sağlayacak.
İstanbul Lale Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Salih Arslan, laleyi insanların benimsediği bir noktaya taşımayı amaçladıklarını söyledi.
Arslan, “Bu yıl eylül, ekim ve kasım aylarında Çatalca’da yaklaşık 280 dönüm arazide ilk ekimlerimizi yapmaya başlayacağız. Bu 280 dönümün büyük bir kısmını İstanbul lalesi oluşturacak. Başka şehirlerin merkezlerinde, meydanlarında lale halıları da yaparak bu projeyi başka şehirlere de taşımış olacağız. Bunu hem müzemizde hem de başka sanatsal etkinlikler yaparak insanlara duyurusunu yapacağız.” dedi.
Çatalca’da 280 dönüm ekim alanıyla başladıkları projede hedeflerinin 4 bin dönüm arazide lale soğanı ve lale yetiştirmeyi hedeflediklerini aktaran Arslan, İstanbul lalesinin diğerlerinden daha ince ve zarif olduğunu dile getirdi.
“Tek çiçekli olması Allah’ın varlığını ve birliğini ifade eder.”
Arslan, yeşil sapının üzerinde tek bir çiçeğin olmasının da dikkati çektiğine değinerek, şunları kaydetti:
“Yeşil sapın üzerinde tek bir çiçek olmasından dolayı Allah’ın varlığını ve birliğini ifade eder. Önümüzdeki sene çok sayıda İstanbul lalesini göreceğiz. Şu anda bizim depolarımızda mevcut, yeterli sayıda lale soğanı ve çeşitleri var. Zaten bunu Kadir Bey (Topbaş) yaklaşık 12 yıl önce Çatalca, Silivri, Konya ve Karaman gibi şehirlerde büyük üreticilerle anlaşıp ektirmeye başlamıştı. Şu anda halihazırda o arkadaşlarımız yine üretimlerine devam ediyor. Ama biz burada hem çeşidini hem de neslinin devamlılığını biraz daha önemseyerek eğitimini ve ekim organizasyonunu yaymış olacağız.”