Kahramanmaraş merkezli depremlerde tamamen yıkılan Hatay’daki Antakya Ulu Camii’nin enkazında kurtarma çalışması başlatan Afet Bölgesi Kazı Başkanlığının sanat tarihçileri, yapının nitelikli eserlerini moloz yığınına dönüşen alandan çıkarıyor.
13. yüzyılda inşa edildiği değerlendirilen tarihi cami, 6 Şubat’taki Pazarcık ve Elbistan merkezli depremlerde yerle bir oldu.
Afetin etkisiyle kentte en büyük yıkımı yaşayan tarihi yapı için sanat tarihçileri devreye girdi. Afet Bölgesi Kazı Başkanlığı, Hatay’ın önemli simgelerinden Antakya Ulu Cami’nin enkazında kurtarma çalışması başlattı.
Kafkas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan başkanlığında 9 üniversiteden 16 bilim insanı ve 21 öğrencinin yer aldığı ekip, tarihi caminin nitelikli eserlerini moloz yığınına dönüşen alandan çıkarmak için titizlikle görev yapıyor.
“Büyük bir külliyeyi teşkil eden yapılar topluluğu mevcut”
Afet Bölgesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan, AA muhabirine, Antakya Ulu Camii’nin kentin sembol yapılarından biri olduğunu söyledi.
Tarihi yapının sadece bir cami olmadığını anlatan Arslan, şöyle devam etti:
“Medresesi, yazlık mekanı, çeşmesi, türbeleri ve haziresiyle büyük bir külliyeyi teşkil eden yapılar topluluğu mevcut. Ulu Camii’nin kesin inşa tarihini bilmiyoruz ancak özellikle minaresindeki satranci kufi hattıyla ele alınmış bir kitabesinde, 1271 yılı ve Memlükler’den Sultan Baybars’ın adı geçer. Buradan hareketle ilk inşayı 13. yüzyıla tarihlendirebiliriz. Caminin doğu ve batısındaki avlu taç kapılarında, minaresinde, harim mekanının kuzeyinde çok sayıda kitabesi bulunuyor. Plastik bezemeli ve süslemeli taşları ile harim mekanında minberi var. Caminin güney batısının köşesinde güzel bir mezarlığı mevcut.”
Arslan, Ulu Camii’nin enkazında başlatılan kurtarma çalışmalarında nitelikli eserler için büyük gayret gösterildiğini vurguladı.
Nitelikli malzemenin tamamının koruma altına alınması hedefleniyor
Tarihi yapının depremlerde tamamen çöktüğünü aktaran Arslan, şunları kaydetti:
“Kitabeleri, taç kapıları, şadırvanı ve mezarlığı tamamen enkaz haline dönüşmüş. Cami ve külliye birimlerindeki nitelikli malzemenin tamamına ulaşıp sağlıklı şekilde koruma altına almayı hedefliyoruz. Ulu Camii, Antakya’da kültürel mirasımız içinde depremlerde en çok hasarı alan yapı oldu. Nitelik malzemenin sayısal olarak en fazla olduğu tarihi yapılardan biri olduğu için buradaki çalışma bizi oldukça zorlayacak gibi görünüyor. Ortalama 20-25 gün çalışmaların süreceğini düşünüyoruz.”