Zabıta milletinin hâli pür melâli

CUMHURBAŞKANI Erdoğan belediye zabıtasını göreve çağırdı.

Cümle belediye, zabıtaya görev emri çıkarıp “marketlere dalın” dedi.

Sonra, Büyükşehir ve ilçe belediyelerindeki zabıta arkadaşlar market market, Pazar Pazar dolaşmaya başladı.

Maksat ne?

Fahiş fiyatla mal satılmasını önlemek.

Cumhurbaşkanı söyleyince zabıta harekete geçti.

Söylemese..

Fahiş fiyattan satılan malı biz gibi, zabıta arkadaşlar da alıp evine götürecek.

Yani, “bu malın fiyatı neden bu kadar yüksek” diye sormayacaklar.

Çünkü, herhangi bir şikayet yoksa, zabıta hiçbir şeye müdahale etmiyor.

Şikayet varsa bile, herkesin yüz yüze baktığı taşra memleketlerinde, marketçiye, pazarcıya, şuna buna “höt” denmiyor.

Siyasi bağlantılar, ahbap çavuş muhabbetleri falan..

Hem “bizim partiden” olur bunların çoğu.. Partili esnafa ceza kesip küstürmeyelim yani!

O halde durum şudur:

Cumhurbaşkanı söylediği için, görüntü faslında üç beş denetim yapılır.. Bir iki marketçiye ayar verilir, birkaç minnak ceza yazılır.. Sonra görev tamamlanmış olur.

 

***

HERGÜN masasında oturup çay kahve içtiğin kafeciye sordun mu:

“On liraya bi fincan kahve mi olur birader?..”

Sormazsın.

Bir tas etli çorbaya on – on beş lira fiyat koyan lokantacıya karışmazsın.

Tam buğday dedikleri ekmeği bir fırında iki buçuğa, diğerinde dört liraya alırsın.. Aynı un, aynı hamur, aynı üretim, bu fark niye diye diklenmezsin.

Büfeci bir buçuk liraya satar küçük suyu, alışıyla satışı arasındaki astronomik farka hiç takılmazsın.

Aynı su kafeteryada beş lira olur, “ne iş” demezsin.

Manava gir, kasaba gir, kırtasiyeciye gir, tostçuya, dürümcüye, çiğköfteciye falan.

İkiye katlanmış durumdadır fiyatlar.. Sen market rafındaki makarnaya odaklanırsın.

Makarna mühim!

 

***

BÜYÜKŞEHİR Zabıta Daire Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın talimatı sonrasında zabıtaya şu talimatı veriyor:

“Fahiş giyatla satış yapan, uygunsuz etiketleri olan, fiyatı çok çabuk değişen malları ve stokçuluk yapanları tek tek denetleyeceğiz. Bu konuda Başkanımız ZEKAİ Kafaoğlu’nun hassasiyetini biliyorsunuz…”

Ne hassasiyeti varmış Zekai Kafaoğlu’nun?

Saray’dan o talimat gelmese, mal, fiyat, etiket mi denetletecekti yani?

Durumdan vazife çıkarmış, pek çok mevkidaşı gibi.

Meselâ oğlunun MADO’sunda ürün fiyatları çok yüksek.. Ailecek MADO’ya oturup çay kahve muhabbeti yaptın mı, bir haftalık pazar parasını kasaya bırakıyorsun.

Zabıta bu tür mekanları bi dolaşsın şimdi.. Geçen ay neymiş fiyatları, bugün kaç lira?

 

***

HER ŞEYE zam geldi..  Olur olmaz her malın, her ürünün fiyatı ikiye katlandı.

Zabıta görmezden geldiği için hızla türeyen dilenciler bile zam yaptı.. Verdiğin bir liraya dudak büküyorlar.

Çoluk çocuğunu yanına alıp mekan mekan, sokak sokak dolaşan dilenciye tek laf etmiyor zabıta.. Gözünün önünde dileniyor adam, görmezden geliyor.

Cumhurbaşkanı söyleyince, denetim görevi aklına geliyor.. Market raflarına dalıyor!

***

PEKİ ya işgalciler?

Malını dükkanın önüne, kaldırıma sermiş alenen.. Kaldırım babasından miras…

Masalar, sandalyeler, tezgahlar alabildiğine…

Hangisi denetleniyor?

İşgaliyeyi kaptın mı, işgal serbest.

Balıkesir işgal altında.. Zabıta nerede?

 

***

İŞGÜZARLIK yapmayalım yani.

Ortada, görevini layıkıyla yapmayan bir zabıta teşkilatı var; tüm Balıkesir şahit.

Ortada, çifte standart virtüözü belediye başkanları var.

Ortada, tamamen politize olmuş belediye yönetimleri var.

Durum budur.

Zabıta arkadaşlara selam ederim.

Exit mobile version