BAŞLIĞA bakıp, “Büyükşehir Başkanı’nın karakteri, üslubu, yönetim anlayışı, bakış açıları falan değişti herhalde” diye düşüneceksiniz.
Zaten bir an için öyle düşünün bu başlığı attık.
Yoksa, “Yücel Yılmaz mavi gömlek giymiş” desek..
“E herkes giyiyor birader, bunun değişimle ne ilgisi var” diyeceksiniz.
Ama şu var, mavi gömlek giymişse, Yücel Yılmaz’da bir evrilme söz konusu olabilir.
***
NEDEN Mİ?..
Adam beyaz gömlekten şaşmıyor çünkü.
Gardrobunda muhtemelen en az yüz tane beyaz gömlek vardır.
Bu gömleklerin hepsi yıkandı, kurutuldu, ütülemeyi mi unuttular da, adamcağız mavi gömleğe mahkum oldu?
***
DOĞRUYA doğru; yaz kış siyah ya da lacivert takım giyer. İçinde, kol düğmeli ya da düğmesiz ‘YY’ markası işlenmiş beyaz gömlek olur mutlaka.
Kravat taksın takmasın, beyaz gömlekle çıkar piyasaya.
İlk kez mavi gömlekle görünce şaşırıyor insan.
Çamaşır makinası.. Kul yapısıdır, bozulabilir. Tamirdedir.. Beyazlar tükenmiş, mavi gömleğe mahkum olmuştur.
Aynı şey ütü için de geçerli. Kurutma makinası varsa, o da arıza yapmıştır bir ihtimal.
Ama sonuçta balkonda da kurutulabilir çamaşır dediğin.
Elektrikli aletlerle ilgili bir sıkıntı yoksa..
Eşi isyan etmiş olabilir.
“Beyazları yıkamaktan renklilere sıra gelmiyor; yetti gari, götür annen yıkasın” türünden bir ihtar çekmiş midir?
Fotoğraf karelerinde otuz iki diş tekmili birden sırıtan Başkan, o ihtarı alınca yüzü düşmüş, kirli gömlekleri sepete koyup yıkasın diye annesine götürmüş müdür?
***
İLK kez nerede gördük maviyi?
Partisinin Kızılcahamam Kampı’nda.
Herkeslerle fotoğraf çektirmiş, sosyal medyada paylaşmış.
Mavi mavi dolaşmış Kızılcahamam’da.
Ne tarafa bilinmez ama, bir evrilme seziyoruz.
Karesi’deyken beyaz gömleklerine herkes alıştı.
Maviyi gören herkes yadırgamıştır muhtemelen.
Biz de yadırgadık.
“Aaa, mavi gömlek giymiş…”
Şaşkınlık ifadesinin ardından şu saptamayı yaptık:
“Hiç yakışmamış…”
Evet, hiç yakışmamış.
O bordo kravat, mavi gömlekle beraber adamı boğmuş resmen.
Ayrıca yüzündeki simli parıltıyı da almış götürmüş.
***
KIZILCAHAMAM’dan sonra yeniden beyaza dönmüş.. Büyükşehir ziyaretçilerini yine beyaz gömlekleriyle karşılıyor.
Kamptaki mavileşme, “bazen mavi de giyebilirim” anlamında belki de.
Siyah ve lacivert takımlarla görmeye alıştığımız Yücel Yılmaz kalkar da açık uçuk mavi, krem karemel takım elbiseler falan giyerse bir de…
Ne diyeyim, ekibindekiler alsın mesajı. Her rengin bir anlamı varsa, her renk değişiminin de bir anlamı vardır. Mesaj veriyordur.
Derin anlamlar yüklememek lazım ama, yine de temkinli olmakta yarar var.
Adam gerçekten değişiyor olabilir!
*******************
ZÜBEYDA HANIM BÜSTÜNÜN AKIBETİ
KAİDE yerinde duruyor, ama Zübeyde Hanım’ın büstü yok.
Sosyal medyada herkes birbirine soruyor: “Büst ne oldu, çaldılar mı, kırdılar mı, saldırdılar mı…”
Hiç araştırma falan yapma zahmetine katlanmadan, suçlayan tarzda paylaşımlar.
Eh, Atatürk’ün annesinin büstü yerinde yoksa, “Atatürk düşmanları kesin bir şey yapmıştır” denilecek.
Ne olduğu belli değil, ama ‘bir şey’ olmuş işte!..
Sonra öğreniyoruz, Anneler Derneği eskiyen, yıpranan büstü yeniletiyormuş. Eskisini söktürmüşler, yenisini konuşlandıracaklar.
Tabi kimsenin olan bitenden haberi yok.. Resmi ağızlardan da bir açıklama olmayınca..
..ki o resmi ağızlar da durumun farkında değiller.
Dikkatli birkaç gözün dışında, zaten orada öyle bir büstün varlığının da farkında değil çoğumuz.
Yıllar önce şöyle bir haber başlığı atmıştık Zübeyde Hanım büstüne dair:
“Büstün kaidesi ıstavroza benziyor…”
İlk yapıldığı zaman dikkatimizi çekmişti.. Kaide ıstavrozu andırıyordu.
Dikkat çekici biçimde haça benzeyen kaidenin değiştirilmesini önermiştik.
Kimse umursamadı. Öylece kaldı.
Şimdi büstün yerinden sökülmesine tepki gösterenlerin de gözünden kaçmış bu durum belli ki.
Bir diğer nokta..
Kurtdereli Spor Salonu’nun dış duvarının dibinde, otobüs duraklarının arkasında, bakan gözlerin görmediği bir yerde duruyor bu büst.
Alın, başka bir yere, daha görünür bir noktaya yerleştirin.
Ayrıca, bu büstler, heykeller falan neden kısa sürede tahrip oluyor, yıpranıyor, değiştirilmesine gerek duyuluyor?
Avrupa rönesansının eseri heykeller, büstler falan asırlardır hiç bozulmadan yerinde duruyor da..
Bizimkiler niye kısa sürede değişime uğruyor?
Malzemeden mi çalıyorlar, işçilikten mi?
Çamlık’taki Atatürk Anıtı’nı sökmüşlerdi yakın zamanda.. Asker üniformalı Atatürk gitti, sivil Atatürk geldi.
Yerine gelen bir şeye benzemiyor.. Anlamı yok, mesaj vermiyor.
Kuva-yı Milliye şehrine yakışmıyor.
***************
Ankara ziyaretlerinden havadisler…
HEYETLER halinde Başkent ziyareti yapıyor bizimkiler.
Vekiller, başkanlar falan toplaşıp toplaşıp Ankara’ya gidiyor.
Bakanları ziyaret, bürokratları ziyaret, görüşmeler, poz vermeler, hediyeleşmeler falan.
Bu seri ziyaretlerden tek satır açıklama yok. Basına ve kamuoyuna bilgi paylaşımı yok.
Sosyal medya hesaplarından, “bilmem hangi bakanımızı ziyaret ettik, Balıkesir’in meselelerini konuştuk” ifadesi.. hepsi o kadar.
Hangi meseleler, hangi mevzular, ne konuştunuz, ne çözüm istediniz, ne cevap aldınız?
Balıkesirli’nin bilmeye hakkı yok mu?
Sırf hediye vermeye, gövdenizi göstermeye gitmiyorsunuz herhalde.
Hani birlikte yöneteceksek şehri, hangi mesele üzerinden ziyaretler yaptığınızı bilme hakkımız var o zaman.
Dikkat çeken bir ayrıntı da şu:
Vekiller ve başkanlar toplu ziyaretler yapıyor ya..
Başkanlar tam kadro.
Vekiller değil.
Adil Çelik bu arkadaşlara takılmıyor meselâ. Ayran içip ayrı düşmüşlükten mi, siyasi marazlardan mı; küs müsünüz, dargın mısınız, bilelim.
Hani eğer Adil Çelik, “ben kafama göre takılırım, sürüye dahil olmam” modundaysa..
Onu da bilelim.
Mesele, memleket meselesidir zira.
