Yücel Başkan! Haydi bu köprüyü de şahlandırıver…

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’nin medyaya servis ettiği haberde “Altıeylül’ü şaha kaldıran yatırımlar” başlığı kullanılıyor. Önceki dönemlerde yapılan yatırım ve hizmetlerin de listelendiği ‘şahlanış’ haberinde sosyal alanlar, gençlik merkezleri, tarihi yapıların restorasyonu, enerji, içme suyu şebekesi, alternatif yollar ve daha bir çok yatırıma dikkat çekiliyor. İçerikte dikkatlerden kaçmayan bir ayrıntı daha var.

Altıeylül yatırımlarının anlatıldığı haber bültenindeki ayrıntı şu: “Kırsal mahallelerde de ömrünü tamamlayan dere köprülerini yıkıp, yeni baştan inşa eden Büyükşehir; Macarlar ve Karamanlar’ı birbirine bağlayan köprünün iki tarafına yaya kaldırımları da yaparak araçların yanı sıra yayaların da güvenle kullanabileceği hale getirdi.”

Macarlar ve Karamanlar’ı birbirine bağlayan köprüyü yenileyip genişlettiğini açıklayan Büyükşehir Belediyesi, asıl öncelikli olması gereken Dereçiftlik ve Karamanlar’ı birbirine bağlayan köprüyü yıllardır ihmal ediyor. Bu köprü, Pamukçu’ya kadar onlarca köyün tek geçiş noktası. Harap görünümü, yetersizliği, bakımsız ve tehlike arzeden haline karşın bu köprüye bir türlü el atılmıyor.

Sadece köprü değil, Karamanlar, Kozören, Yörükkışla, Çiftçidere, Dişbudak, Cinge hattını oluşturan güzergah da Büyükşehir’in ‘şahlandırıcı’ yatırımlarından nasibini alamıyor. Hergün yüzlerce aracın gelip geçtiği bu yola yıllardır el sürülmüyor.

 

 

Bizim yollar da sıcak asfalt bekliyor!

 

AMA en sıcağından olsun; mıcırla zift iyice birbirine yapışsın. Kalınlığı şöyle en az bi on – on beş santim olsun. Malayla sıvamak gibi yapmasınlar; dolgusu da sağlam olsun ki çökmesin ileride.

Yani azizim, bizim oraların köylüsünü yamayla kandırmayın artık. O yamaların da içi boşaldı; haber vermiş olayım!

 

***

SINDIRGI – Yaylabayır yolunda boy boy poz verdi bizim Başkan Yücel Yılmaz.

Yanına Sındırgı Belediye Başkanı Ekrem Yavaş’ı da katıp asfalt çalışmalarını izledi. İş makinalarına bindi, resim çektirdi.

Başına baret geçirdi, sırtına iş yeleği; hani yol amelesinin başında bekleyen mühendis edasıyla…

Yaylabayır ve dahi civar köylerin muhtarları mutlu mesuttur şimdi.

Topluca karpuz peynir gübürdetirken bol gülücüklü pozlar verdiler yani.

Oysa o civarın ahalisi, daha dün “ne zaman bitecek bu yol” diye soruyor; bununla yetinmiyor tozdan topraktan şikayetçi oluyordu. O da yetmiyor, yolu trafiğe kapatıp “bitirin bu yolu” diye eylem bile yapıyordu.

Peki Yaylabayır yolu neden bitmiyordu?

Neden yaz sonuna kadar sarkıttılar da, yaz başında bitirmediler?

 

***

SINDIRGI kırsal ilçe. Siz bakmayın Ekrem Yavaş’ın ilçeyi ‘medeniyetin merkezi’ gibi gösterme çabasına. Nafiledir. Yani üç beş bina, bir iki park, müze falan yapınca oralar ‘modern şehir’ olmuyor.

Dursunbey de öyle, Kepsut da, Savaştepe de, Bigadiç de…

Kırsal ilçeler hep böyle.

Kırsallığın o hizmete susamışlığını makyajla, süslemeyle gizleyemiyorsun!

Hepsi kendi çapında, yöresel potansiyellerini avantaja çevirme gayretinde. Ama şuncacık bütçelerle olacak iş mi?

Bak, binlerce insanın yaşadığı, binlerce aracın gelip geçtiği yol bile, listenin son hanesine yazılıyor.

Sonra, yol çalışmasının başına gidip poz veriyorlar ki, “şehirde ne varsa kırsalda da olacak” diyebilmek için.

Sosyal medyada boy boy fotoğraflar.. “İşte hizmet, işte Büyükşehir, işte Yücel Yılmaz vizyonu…”

Rüzgar yapıyorlar!

 

***

AMA şükretsin Yaylabayır ahalisi.. “Buna da şükür” desin. Geç de olsa, asfalt makinaları çalışıyor, yollar asfaltlanıyor. Artık toz toprak çamur olmayacak yani.

Bittabi bu çok önemli icraatı, kamuoyuna duyurmak lazım.

Haberler yazılıyor, resimler videolar ekleniyor, basına servis ediliyor.

Başlıklar şöyle: “Ulaşımda konfor artıyor… Sındırgı yollarına sıcak asfalt… 10’dan fazla kırsal mahallenin sakinleri artık daha rahat bir ulaşım imkanına kavuşuyor…”

Falan filan.

 

***

E haydi o zaman, bizim köylerin yoluna da bir el atıversin Yücel Başkan.

Milyon kere yazdım, yine yazayım.

Dereçiftlik’le Karamanlar’ı birbirine bağlayan eski köprüyü yenileyin ilkin.

Bunu kaç kez söyledik Başkanvekili Yasin Sağay beyefendiye.

“Programda yok” dedi.

Duydunuz mu oraların muhtarları, ahalisi, sakinleri.. Programda yoksunuz!

O köprü ki, üstünden araç geçerken yayalar sıkışmamak için yan duruyor…

Korkulukları çürümüş, paslanmış, yamulmuş.. Demirin demirliği bitmiş.

Bir araç geçerken, öteki köprü girişinde bekliyor.

Oysa bu köprüyü hergün yüzlerce araç kullanıyor. Hele de yaz döneminde, ortalık traktörden geçilmiyor. Hafta sonlarını hiç anlatmayayım; şehirde çalışan veya yaşayan köy kökenliler, cumartesi Pazar otoyola çeviriyor oraları.

Köprü, Karamanlar’dan sonra sırasıyla on – on beş köyü birbirine bağlıyor. Bu güzergahı kullanıyorsan, köprüden geçmek zorundasın, başka yol yok çünkü.

Genişletilmesi lazım. Yenilenmesi lazım. Sağlamlaştırılması lazım.

 

***

ARDINDAN yola çıkıyoruz. Macarlar tarafına değil, Kozören’e döndüğünüz andan itibaren hem daraşmalık yollarda, iki aracın yan yana geçme eziyeti çektiğini göreceksiniz, hem de amortisörleri patlatacak derinlikteki çukurlarla tanışacaksınız.

İlerlediğinizde, asfaltın nasıl taş toprağa dönüştüğüne, o kıvrımlı yollarda sürücülerin ne çileler çektiğine tanık olacaksınız.

 

***

YANİ Yücel Başkan, bizim oraları da tozdan topraktan kurtarmak lazım. Binlerce insan yaşıyor güzergahtaki köylerde. Yamayla, dolguyla olmuyor.

Bir yağmur, bir kar, bir rüzgar, senin dandik yamaları alıp götürüyor. Çukurlar her yağıştan sonra daha da derinleşiyor.

 

***

GEL, yaz bitmeden giriver bizim yollara.

Köprüye el at, yolları iyileştir.

Ahali karpuz da keser, keçi peyniri de ikram eder billahi!

Kornişonumuz yok ama, bizim bahçeden hıyar toplar veririm, ne kadar istiyorlarsa.

Pembe domatesimiz de var; karpuzlar oldu, kavunlar üç beş güne hazır.

Bir kasa köfteci biberi de toplarız, yanına kapya, üçburun ekleriz. İster taze taze yersin, istersen ipe dizip kurut; kışın yersin.

Mangal da yaparım vallahi. Et çok pahalı ama olsun, bir kilo pirzola alamayacaksak, niye yaşıyoruz zaten?

Fotoğraf da çekersin hem. Tarlaları biçtiler, sarı sarı şimdi; tarla performansı pozu için ürün lazım.

Bizim bahçede hallederiz onu; çerileri veya dolmalık biberleri toplarken çekiniriz…

Söz, “en iyi tarla performansı pozunu Yücel Başkan veriyor” diye yazacağım!

 

***

AMA Yücel Başkan, geçen hafta yandı ya bizim köy hani. Her yer simsiyah şimdi!

Terkedilmiş bazı evler, damlar falan… Kül oldu bizim oralar.

Karşıdaki ağaçlık tepe yandı meselâ. Alevler arka sırttaki ormanı sarıyordu, zor durdurdular.

Bizim evi önden arkadan yakaladı ateş; çok şükür zararsız atlattık.

..ve sen, bir “geçmiş olsun” demedin, iyi mi!

Oralara gelip ahaliyi dinlemedin.

Zararı ziyanı sormadın.

Aramadın.

O rüzgarla birlikte, çok daha geniş bir alana yayılabilecek bir felaket atlattı bölge.

“Geçmiş olsun, Allah beterinden korusun” diyemedin!

Sağlık olsun.

Selam ederim.

 

 

 

 

Exit mobile version