Kendi evindesin! Taraftarını arkana almışsın, rakibinle aynı puandasın, çıkış arıyorsun, tehlikeli bölgeden uzaklaşmak için galibiyete ihtiyacın var. Adıyamanspor maçı öncesi böyle düşünüyor, umutla gelecek üç puanın hesabını yapıyorsun.
Maç başlıyor, rakibin ayağa paşalarla, baskı, presle seni kendi sahana hapsediyor. İlk yarım saatte baskıya boyun eğiyor, rakip sahaya bile gidemiyorsun. Defans ve orta sahan ileriye çıkamıyor, iki pası üst üste yapamıyorsun. Santraforun bu mevkiinin oyuncusu değil, hava hakimiyeti yok, ağır, toplu, topsuz oyunda yok, dripling, sürat desen hiç yok, sol kanat oyuncun kırmızı kart cezasını belli ki tatilde geçirmiş, henüz hazır değil ama ilk on birdeler. Galibiyet için gol gerekli olduğunu bilmeyen yoktur sanırım. Tek gol umudun genç Ayberk’in sürati, driplingleri onu da topla buluşturamıyorsun. 90 dakika boyunca bir kez planın tuttu o pozisyonda da şanssızdık.
Masal gibi yazdıklarımız değil mi?
Maalesef bu yazdıklarımız Adıyamanspor maçının özetiydi.
Sahaya çıkıp futbol oynamak için sadece tecrübe yeterli oluyorsa Uğur Balcıoğlu Hocaya sormak gerekiyor; bütün oyun planın neden genç Ayberk Kaygısız üzerine kurulu da diğer gençlerin suçu ne diye? Yoksa bilmediğimiz bir gerçek mi var? Sözleşmelerinde oynama garantisi olan oyuncular var da kamuoyu mu bilmiyor diye.
İlk devrenin son iki haftasına girilirken dikkat çeken bir başka husus da evimizde ve deplasmanlarda oynadığımız maçlarla ilgili puan cetvelinde üst sıraları paylaşan takımlarla, galip geldiğimiz Pazarspor haricindeki takımlarla hep deplasmanlarda karşılaşmışız. Kendimize rakip gördüklerimizle evimizde oynamışız. Yani lik yarı fikstür avantajımızı kullanamamışız.
Transfer yasağının kaldırılacağına ihtimal vermediğimizden ikinci devre işlerimizin daha da zorlaşacağına şimdiden dikkat çekelim dedik.