• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2024 - Balıkesir

YAYINLAR YAYINLAR…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uzun zamandır televizyon yayınlarından şikayetçiyim, izleyecek kanal bulamıyorum.

Haberleri farklı kanallarda izlemeye çalışırken bazen aynı haberi bile ters açılardan

dinleyince pes dedirtiyor. Bir kanalda “dikkatsizlikle nehire düştü” denilen habere konu olay,

diğerinde “zemin kayması oldu”, ötekinde “arkadaşı itti”, bir diğerinde “araba çarpınca düştü”, bir ötekinde  “başına ağaç devrildi” olunca hem gülüyorum, hem kızıyorum.

İzleyiciye değer vermemek mi, siparişe göre söylemek mi bilemedim.

 

Güncel haberleri izledikten sonra bazen televizyon kanallarında uzaktan

kumandaya dokunarak gezinmeyi deniyorum. Ama reklamlara  izin vermeden.

Hani rahmetli Barış Manço’nun dediği gibi seke seke geçiştirerek, atlayarak.

 

-Kadınları birbirine düşüren, hakarete varan seviyede tartışmalı dedikodu programları,

-Açlığın gündemde olduğu ortamda  lüks et yemeklerine tuzu koluyla gözümüze sokar gibi

göstere göstere atanların alkış aldığı acaip, çeşit çeşit yemek programları..

 

-Hukukun, yasaların, devletin çözemediği cinayet davalarını çözeceğine soyunan,

yayında kameramana “şurdan al” diye sürekli talimatlar yağdırarak kendilerini gösterten

uzun saçlı gösteriş meraklıları..

 

-Konserler ahlaksız diye iptal edilirken ıssız adada bikinili, şortlu kızlı-erkekli genç gurupların

sözde yarışma eğlenceleri..

 

-Başkasını konuşturmamayı marifet sayan hep aynı tiplerin ağırlıklı olduğu, sözde güncel

olayları tartışan ama tam söz verilince şimdi reklam arası denilen uzun süreli ,

kişiye, sunucuya göre programlar..

 

-Ağız kavgaları terbiyesizleşince sık sık sesi kesilen boşanma, ara bulma programları,

-İnsanlar karnını doyurmayı düşünürken çeşit çeşit lüks, bazen garip yemekleri ağır çekim

ağızlarına götüren, dakikalarca çiğneyip yutmalarını yayınlayan, “Ne diyecek acaba ?” diye

el pençe divan duranların saatlerce ağızlarına baktıkları eski osmanlıdaki uşaklık türü gariplikler..

 

-Aslında her biri gizli reklam programı, son model saatlerin, cep telefonlarının, pahalı (lüks)

kıyafetlerin, markaların  ağırlıkla öne çıkarıldığı, ne iş yaptığı belli olmayan sözde firmalarda

iç çekişmeler, kültürümüze aykırı aleni aldatmalar, kandırmacalar, kavgalar,yalanlar,

-Kısa sürede zengin olmak için her yaş gurubunda okumayı bırak şarkıcı olmaya bak, köşeyi dönimajıyla göklere çıkarılan, ama yarışmayı kazandırsın diye halktan gönderilen yüzbinlerce

cep telefon (sms) mesajlarıyla düzenleyenlere bir gecede trilyonları kazandıran sözde yarışmalar..

 

-Sunucusunun adı soyadıyla bahsedilen haber programları, hafta sonu gezme, eğlenme programları..

 

-Evlerde mutlaka onarım, yıkım yapılması gerektiğini işleyen usa kökenli, bir evde “mermer

kullanılmaz, yıkalım, metal mutfak koyalım”  diyen, aynı metal mutfak olan diğer evde “metal

mutfak kullanılmaz mermer olmalı” diyen sadece tüketim ağırlıklı saçma ev mobilya programları..

 

Ve daha neler neler…

Bunlar ilk akla gelenler, tıklayınca sık karşılaşılanlar…

 

Konusu belirsiz, bölüm sayısı duruma göre ayarlanan, bazen bitiveren, oyuncusu para isteyincehikayede (senaryo) öldürülüveren, adı dizi, özü boş  oyalama görselleri.

 

Ne olursa olsun her yayının ortasında çoğu zaman habersiz kesilen yayın ve araya giren reklamlar…

 

Yıllar önce ünlü tiyatro sanatçısı rahmetli Ayşen Gruda şimdi olmayan bir kanalda , yine  rahmetliolan gazeteci Savaş Ay’ın canlı yayın prgğramında gereken cevabı vermişti.  Sokakta içinde ateşyanan bir varil etrafında çekimi yapılıp canlı yayınlanan , telefonlarla ünlü konuklara bağlanan,sohbet eden,  sorular soran  bir programdı.

O gün de canlı yayında  Ayşen Gruda’ya bağlandılar ama “İyi akşamlar”dedikten hemen sonra“Şimdi reklamlar” dedi.

Reklamlardan sonra tekrar bağlanınca rahmetli Ayşen Gruda çok sert ve net konuşmuştu:

“Savaş bey, siz beni arayıp  programınıza katılmamı rica edip konuşmamı istemiştiniz.

Benim herhangi bir talebim olmadı. Annenizi sevdiğim için katkım olsun diye

kabul etmiştim. Ama beni arıyorsunuz, bağlanıyorsunuz, hemen ara verip

reklama gidiyorsunuz. Ben bunu kabul edemem. Kullanılmayı kabul edemem.

Lütfen bundan sonra beni aramayın“ deyip kapatmıştı.

Ve o program da kısa süre sonra ortadan yok olmuştu. Bir davette karşılaştığımızda

rahmetli Ayşen Hanım’a olayı hatırlatmış, tebriklerimi iletmiştim, teşekkür etmişti.

Şimdi bazı tartışma programlarına bakıyorum, tam soruyu soruyor, “şimdi reklam arası”.

Katılımcılar arasında ünlü siyasiler, saygın denilebilecek yöneticiler, aşina isimler de

olabiliyor. Ama yayıncılık çok farklı kulvarda.

 

Yani herşey büyük şirketlerin, çoğu yabancı markaların kaynak aktarmasına bağlı.

Parasal döngüyü sağlamak için kaynak, kaynak için tek unsur reklam olabilir. Yapılsın.

Ama izleyiciye, programa katılana saygısızlık yaparak, tam bir şey söylenirken değil.

İtici oluyor.

Hem de taktik, araya giren aynı kanalın bir başka programının tanıtımı.

Sonra uzun ticari  reklamlar.

Sonra aynı kanalda birazdan yayınlanacak dizinin parçaları. Sonra yine ticari reklamlar.

Sonra hafta sonu yayınlanacak programın reklamı. Sonra yine ticari reklamlar vs…

Eskiden reklamlar da güzeldi, bu kadar itici, boğucu değildi.

O halde kaç tane kanal, kaç tane şirketin olduğunu da bilmek önemli herhalde.

Hepsini net bilen sanırım yoktur.

 

O sebeple televizyon hep açıktır ama kısık sesle. İşlerimi yürütür, iletilerime bakar,

yanıtlar yazarım. Yurt ve dünya haberlerini, memleket haberlerini okurum.

Ve tabi kitapların arasında yolculuk. Kumanda da mutlaka yakınımda.

Onlar karar veremez neyi izlettireceklerine, ben karar veririm neyi izleyeceğime.

En rahat Ton Tv. İzliyorum. Böyle sıkıntıları yok. Bazen eski de olsa yerli-yabancı filmler

göze çarpıyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı akşamı Kurtuluş filminden bölüm ve tarihsel

görüntüler  duygulandırmıştı. Tavsiye ederim.

 

Orada da sıkılırsam yerel kanallara geçerim. Hiç olmazsa kavga yok.

 

Önceki yazımda da vurguladığım gibi ne alacağımıza, ne yiyeceğimize,

neyi izleyeceğimize biz karar verebiliriz. Başkası değil.

 

Ankara’dan gönül dolusu selamlar, saygılar.

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
YAYINLAR YAYINLAR…
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!