YASİN SAGAY’DAN SİPARİŞ VAR!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

KARESİ Belediye Başkan Yardımcısı Şaban Akkol’un annesinin vefatı nedeniyle başsağlığına gitmiştik, Çankaya Sokak’taki evlerine.

Hava sıcak, taziye ziyaretçileri kalabalık; salgın da geçmeyince henüz..

Sokaktaki bir kafede gayet mesafeli halde oturup serinlemeye çalıştık.

Şaban Bey ve eşi Yasemin Hanım’la dertleşirken, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Yasin Sagay göründü uzaktan.

Yanında Bilgi İşlem Daire Başkanı İlker Şahin ve Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı Taner Korkmaz  ile birlikte. Ayrılmaz üçlü…

Onlarda mesafe yok!

Tuttuklarını sarılıp öpüyorlar.

Oturduğumuz masa gitgide kalabalıklaşıyor. Akkol Ailesi’nin akrabaları, arkadaşları, başsağlığı için gelen eş dost.

Sagay’la yan yana oturduk uzun süre. Nicedir görmüyorduk.

Öyle bir bakışı var ki.. Sanki, peş peşe laf çakıp saydıracakmışım da gardını alıyormuş gibi.

Vücut dilinin bendeki yansıması öyle.

 

***

ÇOK çalışmışlar, bu saatte Belediye’den çıkmışlar; ertesi gün Meclis varmış, gündem çok yoğunmuş, cenazeye katılamayacaklarmış, o sebeple akşam saatinde taziyeye gelmişler.

Çayları yudumlarken, icraatları sıralamaya başladı.

Masadakiler, her an Başkanvekili görmüyor ki.. Tesadüfen aynı masayı paylaşınca, muhabbet olsun faslında, “o nasıl olacak, buraya ne yapılacak, şurası şöyle olsa” falan…

Sagay da kırıp dökmeden yanıt vermeye çalışıyor.

 

***

KIRIP dökmek dedim de.. Büyükşehir Meclisi’nin AK Parti Sözcüsü Mehmet Birol Şahin’in, her açıklamasında, her paylaşımında kırık döken üslubu da konuşuldu masada.

Bir açıklama yapıyor meselâ, bir projeyi, bir yatırımı haber veriyor.. İki satır asıl mevzuya değinip, geri kalan onlarca cümlede önüne gelene laf çakıyor, atar gider yapıyor, milletin sinirlerini zıplatıyor.

Bu durumun, Büyükşehir yönetimi için sıkıntı olduğu malum.

Yani, bir milyon üç yüz bin nüfuslu memleketi yönetmeye çalışan Yücel Yılmaz’ı da kamuoyu önünde zora sokan bir üslup bu.

Her açıklamasında hart hurt yapan sözcünün, Yücel Yılmaz ve partisine kazandıracağı pek bir şey yok; kayıp getirir çok çok.

Ayrıca, Büyükşehir yönetiminden, en çok da Başkan’dan beklenir projeler ve yatırımlarla ilgili açıklamalar. Sözcü arkadaş başrole kendini yazıp herkesten önce kameranın karşısına geçiveriyor.

Kırıp döküyor.

“Biz O’nu kendi haline bıraktık” dedi Yasin Sagay.

Durumdan rahatsız oldukları belli; ama çok yansıtmamaya çalışıyor.

Neyse.

 

***

ŞİMDİ şehirde hummalı bir çalışma var malum. Bir yandan Zağnos Paşa Meydanı’nda ikinci etap düzenlemeleri.. Bir yandan Millikuvvetler Caddesi.. Kamulaştırmalar, yıkımlar, alan genişletme faaliyetleri falan.

Tabi il merkezinde yaşayanlara, “işte şuranın projesi, işte buranın projesi” diye bir açıklama yapmadıkları için kimse neyin ne olduğunu, ne olacağını bilemiyor. Bittiğinde görecek herkes!

Sagay’ın siparişi ise radikal bir mevzu.

Millikuvvetler Caddesi’nin tamamen trafiğe kapatılması…

“Caddeyi trafiğe kapatsak nasıl olur; bu konuda yazsana bir şeyler” dedi.

“Ben o konuyu yirmi sene önce yazdım” yanıtını verince,  “Yine yaz Abi; bakalım kamuoyunda nasıl bir karşılık bulacak” dedi Yasin Sagay.

Demek ki “caddeyi trafiğe kapatırsak iyi bir şey mi yapmış oluruz, memlekete kötülük mü yaparız” ikilemi içindeler.

..ve bu mevzuyu derin derin konuşuyorlar içerde.

 

***

GEÇEN gün Orduevi’nin oradan başlayıp caddenin sonuna kadar yürüdüm. Gözlem yaptım.. İnşaat alanının röntgenini çektim.

Bir yandan BASKİ’nin yeraltından geçen internet hattını nasıl patlattığını dinledim tanıdık esnaflardan.. Bir yandan, sil baştan yapılmaya çalışılan altyapıya odaklandım.

Caddenin nasıl bir şeye dönüşeceğini az çok hayal ettim.

Eski halinden çok farklı bir şey olmayacak.

Renkli kaldırım taşları sökülüp atılmış, yerine kara taşlar döşeniyor. Önceki halinde, araçlar park etmesin diye büyük saksılar vardı sıra sıra.. Şimdi, taşın rengine uygun kısa boy babalar diziliyor.

Caddeye renk katan ağaçlar budanmış.

İş makineleri eşelendikçe, alttan yıllar önce döşenen kaldırım taşları çıkıyor.

Arkeolojik kazı gibi düşünün yani. Bir dönemin kent vizyonu toprak ve betonun altından çıkarılıyor.

Her yerde iş makineleri.. Fosforlu yelek giymiş işçiler.. Renkli borular.. Paletlerin üstüne dizili kara taşlar.. Havada kalan altyapı kapakları…

Cadde hallaç pamuğu gibi atılmış; karmakarışık bir görünüm.

Bitince bir şeye benzer umarım.. Yani, eskisine göre daha modern, daha kullanışlı, daha farklı bir cadde kimliği kazansın isteriz.

 

***

HA, bir de tramvay olayımız var.

Etrafını açıp meydana dönüştürmeye çalıştıkları  Şeyhlütfullah Camii’nin oradan başlayıp, Zağnos Paşa Camii arasında gidip gelecek bir tramvay hattı… Nostalji maksatlı.

Bunu da yıllar önce yazmıştık bu köşede. Caddeyi trafiğe kapat, ortasından tramvay geçir…

Bunlarınki raysız olacakmış. Tek araç geçebilecek genişlikteki caddede tıngır mıngır ilerleyecekmiş.

 

***

ORDUEVLERİ, tren yolunun öbür tarafına taşınıyormuş bu arada. Büyükşehir, Subay ve Astsubay Orduevleri’ni  İstasyon’un arkasındaki alanda inşa edecek; cadde girişindekileri yıkacak.

Yıkacak derken, Ahmet Taprak Caddesi’ne bakan taş bina kalıyor; tescilli çünkü. Ayrıca güzelim bina, farklı bir mimarisi var, niye yıkılsın yani?

Ötekinin yıkılacağını söyledi Yasin Sagay.

“Bir daha düşünün, o da özellikli bir mimariye sahip, yazık etmeyin” dedim.

Belediye binası da yıkılınca oralarda geniş alanlar ortaya çıkacak, şehir meydan kazanacak, falan filan.

Yeni bir şey yapmak, korunması gerekeni yıkmaya dönüşmemeli.

Kent hafızasını dumura uğratmamak lazım.

 

***

ŞEHİRDE bir işe soyunurken, kamuoyunun sesine kulak vermek gerekir. Hem ‘birlikte yönetim ilkesi’, hem ‘şiir gibi yönetmek’ bunu gerektirir.

Kimsenin ne olacağını çözemediği, görüşünü aktaramadığı, “şurası şöyle olsa” diyemediği projeler hayır getirmez. “Ben yaptım oldu” mantığıdır ve şehrin kimyasını bozabilir.

Büyükşehir yönetiminin bütün işleri böyle.

 

***

BANA kalsa, şehir merkezinde birbiriyle bağlantılı dört ana caddeyi trafikten arındırır, tamamen yayalaştırırım. Bu radikal bir eylem olur; çok sert karşılıklar görür. Ama bir süre sonra vatandaş alışır.

“Bunu böyle yapsak nasıl olur” sualini yöneltin vatandaşa. Yayalaştırmanın, şehircilik açısından fark yaratacağına ikna edin.

İstim arkadan gelmesin yani, Yücel Yılmaz’ın mantığıyla..

Kervan yolda düzülmesin!

 

***

MADEM Millikuvvetler’e operasyon çekiyorsunuz.

Reklam ve tabela kirliliğini de ortadan kaldırın.

Örnek bir cadde olsun. Sadeleşsin.

Elektrik direklerine falan reklam panosu asılmasın.. İşyerlerinin tabelaları tek tip olsun.

Binaların dış kısımlarına boydan boya marka ve ürünlerin reklam tabelaları asılmasın.

Küçük pirinç tabelalar da iş görür.

Ortadaki taşları söküp asfalt atmak, kaldırımları yenilemek, ağaçları budamak, caddeye canlılık getirmez. Yedi yirmi dört yaşanabilir bir cadde için başka formüller üretmek lazım.

Yasin Sagay’a selam ederim.

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
YASİN SAGAY’DAN SİPARİŞ VAR!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!