USTA ÖLMEDEN BANA BİR OYUN ÖĞRET!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

MÜNİR ÖZKUL

Türk sinemasının usta ismi, ‘Hababam Sınıfı’nın Mahmut Hoca’sı, Yeşilçam’ın ‘Yaşar Usta’sı Münir Özkul 93 yaşında İstanbul’daki evinde yaşamını yitirdi. Münir Özkul, uzun yıllardır KOAH ve DEMANS hastalığı ile mücadele ediyordu. Münir Özkul’un kızı Güner Özkul, babasının vefatıyla ilgili, “Defalarca asılsız haberlerle aslında bugüne biraz hazırlanmış olduk” dedi.

 

15 Ağustos 1925 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Münir Özkul, tiyatrodaki ilk sahne deneyimini 1940 yılında Bakırköy Halkevi’nde yaşadı. 1948 yılında Ses Tiyatrosu’nda sahnelenen Aşk Köprüsü” oyunuyla profesyonelliğe ilk adımını atan Özkul, daha sonra Muhsin Ertuğrul yönetimindeki Küçük Sahne’ye geçti. Usta oyuncu, İstanbul Devlet Tiyatrosu ve Ankara Devlet Tiyatrosu’nun da aralarında olduğu bazı tiyatrolarda sahneye çıktı. Türk tiyatrosunun önemli bir simgesi olan Kavuk” da, 1968 yılında İsmail Dümbüllü tarafından Münir Özkul’a devredildi.

Münir Özkul, Yeşilçam’daki ilk deneyiminde 1951 yapımı Vatan ve Namık Kemal” filminde figüran olarak rol aldı. Mahmut Hoca” ve Yaşar Usta” gibi Türk sinemasının unutulmaz karakterleriyle özdeşleşen Özkul, 200’den fazla filmde oynadı.

 

 

Münir Özkul, İstanbul Erkek Lisesi mezunudur. Sanat hayatına lise öğrencisiyken 1940 yılında Bakırköy Halkevi’nde tiyatro ile başladı. Bir süre İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne ve Edebiyat Fakültesi’nin sanat tarihi bölümüne devam etti. 1948’de Ses Tiyatrosu’nda sahnelenen “Aşk Köprüsü” oyunuyla profesyonel oldu. Daha sonra Muhsin Ertuğrul’un yönetimindeki Küçük Sahne’ye geçti. Bu dönemde John Steinbeck’ten Fareler ve İnsanlar (1951), John Millington Synge’den Babayiğit, George Axelrod’dan Yaz Bekarı (1954), John Patrick’ten Çayhane (1955) gibi oyunlarda oynadı. Daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları’nda (1958-59), Ankara Devlet Tiyatrosu’nda (1959-60) ve Istanbul Aksaray’daki Bulvar Tiyatrosu’nda arkadaşlarıyla kurduğu kendi topluluğunda (1960-62) çalıştı. 1963-67 arasında çeşitli topluluklarla turnelere çıktı; zaman zaman sahneden uzak kaldığı dönemler oldu. Sahne aldığı özel tiyatrolarda Sadri Alışık, Cahit Irgat, Nevin Akkaya ve Şükran Güngör gibi oyuncularla çalıştı.

1978’de yeniden Şehir Tiyatroları’na döndü. 1983-84’te, daha önce kendi topluluğunda (1961) sahneye konan ve büyük ilgi gören, Jean Anouilh’in “Generalin Aşkı” oyunuyla Dormen Tiyatrosu’nda sahneye çıktı. 1980’lerin ortalarında Ferhan Şensoy’un Ortaoyuncular topluluğuna katıldı, aralarında “İstanbul’u Satıyorum”un da yer aldığı dört oyunda rol aldıktan sonra sahnelere veda etti.

Özkul 1968’de Altan Karındaş topluluğunda oynanan Sadık Şendil’in Kanlı Nigar oyunundaki rolüyle İlhan İskender Armağanı’nı kazandı. Gene bu başarısı üzerine İsmail Dümbüllü, Kel Hasan’dan devraldığı 50 yıllık simgesel kavuğu Özkul’a verdi (Özkul bu kavuğu 1989’da Ferhan Şensoy’a devretti.)

Özkul 1950’lerden itibaren sinemada da rol almaya başlamıştır. İlk dönem filmlerinden dikkat çekenleri Edi ile Büdü, Balıkçı Güzeli ve Kalbimin Şarkısı’dır. 1965’ten sonra sinemadaki karakter rolleriyle övgü toplayan Özkul, özellikle 1970’li yıllarda, kalabalık kadrolu ve genellikle Ertem Eğilmez’in yönettiği filmlerde önemli roller aldı. En bilinen rollerinden biri onunla özdeşleşen Hababam Sınıfı serisindeki Özel Çamlıca Lisesi’nin tatlı sert müdür yardımcısı Kel Mahmut tiplemesi oldu. Özkul’un kadrosunda yer aldığı bu dönemde çekilen kalabalık kadrolu aile filmlerinden bazıları Mavi Boncuk, Bizim Aile, Aile Şerefi, Gülen Gözler, Neşeli Günler, Gırgıriye ve Görgüsüzler olarak sayılabilir. Bu filmlerin büyük kısmında Adile Naşit’le beraber, Türk sinemasının unutulmaz ikililerinden birini oluşturmuştur. 1980 sonrası ise dönemin akımı olan video için çekilen pek çok filmde rol almıştır.

Kariyeri boyunca 200’den fazla filmde rol alan Özkul, Sev Kardeşim filmindeki oyunuyla 1972 Altın Portakal Film Festivali’nde “en iyi erkek oyuncu” ödülünü kazandı. “Bizim Aile” filminde canlandirdigi “Yaşar Usta” rolüyle de 1977 Azerbaycan Film Festivali’nde özel ödül kazandı. “Süt Kardeşler” filminde yönetmen yardımcılığı da yapmıştır.

Tarık Buğra’nın romanından televizyona aktarılan ve Naşit Özcan’ın yaşam öyküsünden bir kesiti canlandıran “İbiş’in Rüyası”nda canlandırdığı İbiş karakteri de unutulmazlar arasındadır. Televizyon dizilerinin yaygınlaşmaya başladığı 90’lı yıllarda dizi oyunculuğundan uzak dursa da Uzaylı Zekiye, Ana Kuzusu ve Şaban ile Şirin gibi dizilerde rol aldı. Son olarak 2000’li yılların başında, Hamdi Alkan’ın canlandırdığı “Yarmagül” karakterinin dedesini oynadığı Reyting Hamdi televizyon programında kamera karşısına geçti.

1980’de yapılan bir jübileyle 40’ıncı sanat yılı, 1996 yılında da Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen gecede 55’inci sanat yılı kutlandı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Münir Özkul’a “devlet sanatçısı” ünvânı verildi.

 

Ömrünün 40 yılını sinema ve tiyatro içinde geçiren Münir Özkul bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getiriyor:

“Benim sanat yaşamımda beş kişinin büyük etkisi olmuştur. Bunlar Muhsin Ertuğrul, Ferdi Tayfur, Haldun Dormen, Sadık Şendil ve Şakir Eczacıbaşı’dır. Bugün sanatımın geleceği ile ilgili hiçbir şey söyleyecek durumda değilim. Yalnız şu sıralarda Haldun Taner’in benim için yazdığı bir eser var. Tüm arzum bu piyesi başarıyla oynamak. Sanat yaşamım içinde her zaman İbiş’e ve Kavuklu’ya hayranlık duymuşumdur. Nedenini şöyle anlatayım; İnsanı çeşitli etkilerden kurtarabilseydik ortaya birçok müşterek yönleri olan bir insan tipi çıkardı. Bu, gerçek yönleri ağır basan evrensel insan tanımı ve tipidir. Ben Kavuklu’da veya İbiş’de kendi içimdeki o insanı yakalamak ve o insana varmak istiyorum.”

Şunu da belirtmek gerekir ki Münir Özkul hep sanatıyla yaşayan bir kişidir. Onun kendine güven duyduğu, kendini güçlü hissettiği tek yer sahnedir. Aslında sahnede kendisine güven duymasının nedeni orada ona yardım edecek kimsenin olmayışından kaynaklanır. Orada sorumluluk yükleyecek kimse yoktur ona… Ama, özel yaşamında bu sorumluluğu yükleyecek kişiler bulmuş, kendisine yardım edecek kişilere rastlamış ve üzerindeki sorumlulukları bu kişiler üzerine devretmiştir. Böyle olduğu için de ona yakın olan kişiler onun tembel olduğunu söylerler. (KAYNAK: ucuncuadam.wordpress.com)

 

Muhsin Ertuğrul “İnsan ve Tiyatro Üzerine Gördüklerim” kitabında Münir Özkul hakkında çok az bilinen bir anıya yer verir. Münir Özkul henüz 12 yaşındayken Ankara’da bir tiyatro oyununda sahneye çıkar. Atatürk bu tiyatronun seyircileri arasındadır. Tiyatro da etkili bir performans sergileyen Münir Özkul, dönemin diğer bir efsanesi Muhsin Ertuğrul tarafından Atatürk’le tanıştırılır. Atatürk ona övgü ile karşılık verir. Ve ona:”Çocuk çok büyük bir tiyatrocu olacaksın”, der. Ve başını okşayıp alnından öper.

 

************************

 

ERTEM EĞİLMEZ

Ertem Eğilmez, 18 Şubat 1929 tarihinde Trabzon’da dünyaya geldi. 

İlk ve orta eğitimini Konya’da bitiren Eğilmez, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde okumaya başladı. 

Buradaki eğitimini de tamamladıktan sonra bir süre bakkal dükkanı işletti. 

Vatani görevini yerine getirmek için bakkallığı bırakan Eğilmez, askerlik dönüşü Refik Erduran ile birlikte 1954 senesinde Çağlayan Yayınevi’ni kurdu. Aynı sene “Tef” dergisini çıkaran ekipte yer aldı. 

İlerleyen dönemlerde cep kitapları basan Ertem Eğilmez, bu kitaplarla büyük ses getirdi. Bir süre sonra cep kitapları işi kötüye gidince, Türkiye’ye langırt masalarını getirmeye ve satmaya başladı. 

1964 senesinde “Arzu Film” isimli yapım şirketini kurdu. Aynı sene çektiği “Yaman Gazeteci” filmiyle yapımcılığa başlayan Eğilmez, yine aynı sene çektiği “Fatoş’un Fendi Tayfur’u Yendi” filmiyle de yönetmenliğe başladı. (Dikkat: Müstehcen öğeler vardır.)

1967 senesinde sinema sektörüne girdikten sonra ki ilk ödülünü kazandı. 

Sinemanın her türünde (romantik, komedi, drama) filmlere imza atan Ertem Eğilmez, özellikle komedi türündeki “Hababam Sınıfı” serisiyle tanınmıştır. 

En son “Arabesk” filmi olmak üzere toplam 44 filmin yönetmenliğini, en son “Milyarder” olmak üzere 5 filmin senaristliğini, yine en son “Milyarder” olmak üzere 97 filmin yapımcılığını üstlendi.

Ertem Eğilmez, 21 Eylül 1989 tarihinde İstanbul’da 60 yaşındayken hayatını kaybetti. 

 

Yönettiği Filmler: 

Arabesk 

Aşık Oldum 

Namuslu 

Hababam Sınıfı Güle Güle

Banker Bilo 

Erkek Güzeli Sefil Bilo 

Gülen Gözler 

Hababam Sınıfı Tatilde 

Şabanoğlu Şaban 

Hababam Sınıfı Uyanıyor 

Süt Kardeşler 

Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı

Hababam Sınıfı 

Salak Milyoner 

Köyden İndim Şehre 

Mavi Boncuk 

Oh Olsun 

Yalancı Yarim 

Canım Kardeşim

Sev Kardeşim 

Tatlı Dillim 

Senede Bir Gün 

Beyoğlu Güzeli 

Son Hıçkırık

Kalbimin Efendisi 

Küçük Hanımefendi 

Boş Çerçeve 

İngiliz Kemal 

Sevemez Kimse Seni

Nilgün 

Ömre Bedel Kız

Yaşlı Gözler

Ölünceye Kadar 

Seni Bekleyeceğim 

Seni Sevmiyorum 

Bir Millet Uyanıyor 

Senede Bir Gün 

Helal Adanalı Celal 

Kart Horoz 

Fatoş’un Fendi Tayfur’u Yendi 

 

 

USTA ÖLMEDEN BANA

Bana bir oyun öğret ben onunla kolayca
Alayım gündüzleme palazın rolünü ezberime
Kanayım revnaklı ilk köhne baharın vızıltılı
Karnıbaharın tuzu ekşisi bol zeytinyağlı
Dilimlerden bir dilim iyi pişmişinden
İmbat eseninden bir gurûb vakti
Daha ne.

 

Usta ölmeden bana bir oyun öğret
İnsan olayım.


Gelmiyor içimden senfoni olmak sonat divertimento
Ölüm var beni tanıştır demiyorum usta arkadaşlarınla
Bana bir oyun öğret ben onunla kolayca
Esner tıksırır senin yâdınla camı aralarmışcasına
Unutmam uyuşmam bulaşmam aldırmazlığa
Ebadı ithal reprodüksiyonların nereciliği
Ne cins kâğıda hangi sür’atle basılageldiği
Usta öğret bana bir oyun
Ölmeden bir oyun öğret bana.

 

Senden öğrenemezsem ölmeden bir oyun
Usta ölmeden bir oyun öğretmezsen bana
Taşar yok yere köpüğümle ziyan olurum.  “

 

İSMET ÖZEL

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
USTA ÖLMEDEN BANA BİR OYUN ÖĞRET!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!