Tepeoba’dan Dalyan’a!

Edremit Körfezi’nin nihayete erdiği “Dalyan” bölgesinden geriye kalabilen bir avuç alan için, ne çok söz edildi son yıllarda değil mi? Bu yazı da oraya dair olacak. Fakat bu sefer konu, ilginç bir şekilde Havran’ın tepesindeki bir eski madenle de birleşecek.

tepeoba'dan-dalyan'a-kubilay-s-öztürk-yazdı

 

Edremit Körfezi’nin nihayete erdiği “Dalyan” bölgesinden geriye kalabilen bir avuç alan için, ne çok söz edildi son yıllarda değil mi? Bu yazı da oraya dair olacak. Fakat bu sefer konu, ilginç bir şekilde Havran’ın tepesindeki bir eski madenle de birleşecek.

 

Dalyan’da, Edremit Çayı’nın güney kıyısındaki 640 dönümlük bir alanda Edremit Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi (ETDİOSB) kuruluyor malum. Orası vaktiyle önemli bir sulak alandı. Sonra 1996’da Hamdi Türe Köprüsü inşa edilip, denize paralel bir şekilde Burhaniye Yolu da yapılınca, sulak alanın deniz bağlantısı kesildi. Bazı bölümleri kurudu ve meraya dönüştü, bazı bölümleri ise sulak alan özelliğini korudu (1).

Bölgenin sulak alan olmadığını iddia edenler bile, aslında her yağmurdan sonra oraya kasık çizmesiyle bile girilemeyeceğini gayet iyi biliyorlar. O nedenle de zaten, ETDİOSB’nin altyapı ihalesi yapılıp da çalışmalar başlayınca, ilk iş olarak alanda büyük bir kaya dolgusuna girişildi. Yoksa orada çalışmak veya bir iş makinasının girmesi bile mümkün değil kış geldiğinde.

 

 

ETDİOSB ARAZİSİNİ MOLOZ VE ATIKLARLA DOLDURUYORLAR

Geçen Ağustos ayından beri Ülkü Yolu’nu en çok kullanan araçlar, işte bu dolgu için taş ve kaya taşıyan devasa kamyonlar oldu. Getirip tonlarca kayayı, açtıkları servis yollarına boşaltıyorlar (2 ve 3). Faaliyet bir hayli de hızlandı, zira yağmur mevsimi başlamadan dolgunun bitmesi gerekiyor. Anlaşılan bir hayli malzeme daha taşınacak ETDİOSB arazisine ve planlanan tarım faaliyetleri başlamadan, sulak alandan ve meradan geriye hiçbir iz kalmayacak. Hatırlarsanız, Yücel Yılmaz da vaktiyle bu arazinin Burhaniye Yolu’na yakın kısmından dolgu işlemlerini başlatıp, Büyükşehir’e kaynak girişi sağlamaya uğraşmıştı. Derelerin yıllanmış kapkara çamurundan, kalorifer atıklarına, inşaat molozlarına kadar her şey boşaltılmıştı oraya. Şimdi ise öyle böyle değil, araziye dolgu için tonlarca kaya ve taş gömülüyor.

 

TEPEOBA’DAKİ MOBİLDEN MADENİNDEN TAŞ GETİRİYORLAR!

“Peki nereden getiriliyor bu kayalar?”, “maliyeti ne olacak bu dolgunun acaba?” derken, cevabı Havran’dan geldi. Tepeoba’da 2018’de kapanmış olan molibden madeninden dolgu malzemesi çıkartan kamyonlar, vatandaşların dikkatini çekti. Gördüklerini aktaranlar giderek arttı. Sonunda bir arkadaşım da sağ olsun, madene kadar gidip, iş makineleriyle kamyonların çalışmalarını fotoğrafladı. Bunun üzerine birkaç doğrulama görüşmesi de yapınca, durum anlaşıldı. Malzemeler, Özdoğu Madencilik AŞ’nin  atık çökertme havuzlarını inşa etmiş olduğu koca dolgu tepelerini tutan taş duvarların, alt tarafından alınmaya başlanmıştı (4). Şimdi bu taşlar yetmediği için, artık ana gövdeden de malzeme çekiliyor. Madenin çalıştığı döneme ait bir hava fotoğrafında (5) orta kısımda görünen ve o zaman hazırlandığı halde hiç kullanılmayan küçük atık havuzunun gövde dolgusundan alınıyor malzemeler.

 

BAKANLIK ATIK HAVUZUNDAKİ MEMBRANIN SÖKÜLMESİNDE SAKINCA GÖRMEDİ!

Tabii bu durum akla bazı sorular getiriyor. Devasa açık ocaklar açarak yapılan vahşi madencilik modeli, ülkemizin en ciddi sorunlarından birisi. Maden çalışırken de, işler bitip terk edildikten sonra da, yarattığı sorunlar sürüyor ne yazık ki. Çünkü maden şirketlerinin ÇED sürecinde verdikleri sözleri tutmayıp, rehabilitasyon için sundukları programlara uygun davranmamaları, ülkemizde genel bir ilke haline gelmiş bulunuyor ne yazık ki.

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kapatıldıktan sonra 5 yıl süreyle izlediği bu madenin, hem kullanılmış olan büyük atık havuzunun ve hem de hiç kullanılmayan küçük atık havuzunun membran örtülerinin sökülmesinde, içlerinin çevredeki doğal malzemelerle doldurulmasında bir sakınca kalmadığını 2022’de açıkladı. Bu işlemler şirket tarafından yaptırıldı ve alan Orman Bakanlığı tarafından teslim alınıp “bal ormanı” kurmak üzere değerlendirildi. Arıları çekecek çeşitli bitkiler ekildi. Fakat Özdoğu’nun 17 Kasım 2007’de Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden ihaleyle satın aldığı 1.439 dönüm daha arazisi bulunuyor orada. Dolayısıyla, mülki idare tarafından, Dalyan için dolgu malzemesi talebinde bulunulması üzerine, kendi tapulu arazisinde bulunan bu atık havuzu dolgusundan taş ve kaya alınmasına müsaade etmiş şirket. Malzemeyi para karşılığında da vermiyor, hibe ediyor.

 

MADEN SAHASINDAN KİRLİ MALZEME Mİ ÇEKİLİYOR?

Buraya kadar tamam. Fakat iki husus çıkıyor ortaya. Birincisi bu madende yıllarca sülfürik asit ve arsenik gibi kimyasallar kullanıldı. Şimdi her ne kadar, faaliyete hiç alınmamış olan atık havuzu tarafından malzeme çekildiği söylense de, daha önce bu kimyasalların herhangi bir sızma yapıp yapmadığı da bilinmiyor. Haliyle buradan “kirli” malzeme mi çekildiği konusunu sıkça soruyor çevredeki vatandaşlar. Bu kirli malzemenin aşağıda ETDİOSB’ne seriliyor olması ihtimali de herkesin kafasını bulandırıyor.

İkincisi ise, atık havuzlarını inşa etmek için şirketin yaptığı o devasa dolgudan şimdi malzeme alınmasından sonra, zamanla yağışlar sonucunda bu kütlenin kayıp aşağıya doğru akma ihtimalinin bulunması endişesini de doğuruyor. Her ne kadar, teraslama yapılarak malzeme alındığı söylense de, herkesin aklına İliç’te yaşanan o korkunç facia geliyor. Buradaki taş kaplama sökülmeden önce hangi incelemelerin yapıldığını, hangi raporların alındığını da hiç kimse bilmiyor. O kütle kayar ve heyelan olursa, önce çalışanların can güvenliği önemli elbette. Sonra da aşağıda henüz kazısı yapılmamış olan Thebe antik kenti bulunması ve Kumluca Deresi’nin (6) de ovaya doğru akıyor olması sorun teşkil ediyor. Tam bir doğa felaketi yaşanabilir, büyük sorun olabilir orada.

 

BİR İŞ YAPARKEN GERİDE SORU BIRAKMAMAK GEREKİR

Tabii ki, Havran Tepeoba’daki madenin atık havuzlarının kurulduğu o yapay tepeden taş ve kayaların alınıp, Dalyan’daki ETDİOSB’ne kadar taşınması ve dolgu için kullanılması, taş “bedava” olsa bile, büyük parasal maliyetler gerektiriyor. Elbette sonuçta ne olacağına da bakmak lazım. ETDİOSB’nde önemli tarımsal üretim olacak, şirketler para kazanacak, 1.500 kişilik bir ek istihdam da yaratılacak. Az şey değil bunlar.

Fakat diğer maliyetleri de dikkate almak şart. Onların neler olabileceğini yukarıda belirtmiştim. “Taşı sahibi verdi, biz de aldık” değil buradaki sorunun cevabı. Özdoğu Madencilik oradaki 1.439 dönüm araziyi, 17 Kasım 2007’de Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nden ihaleyle satın almış zaten. İster satar, ister bedavaya verir kayasını. Fakat orada vaktiyle inşa edeceği atık havuzlarına alan yaratmak uğruna doğal zemine hiç uygun olmayan o devasa dolguyu korumak için taş duvarları nasıl yaptıysa, koruma sorumluluğu da doğrudan kendisine aittir.

Malzemeyi oradan alan ETDİOSB’nin kurucuları ise Balıkesir Valiliği, Edremit Kaymakamlığı, Balıkesir B. Belediyesi, Edremit Belediyesi, Edremit Ticaret Odası, Edremit Ticaret Borsası ve Edremit Ziraat Odası gibi önemli kurum ve kuruluşlar. O nedenle, uygulamaya alınan bu işlemle ilgili doğru bilgileri ve o alanda yapılan incelemeleri kamuoyuyla şeffaf bir şekilde doğrudan paylaşmaları, gerekli ve örnek bir davranış olacaktır. Durumu da tamamen netleştirecektir. İş yaparken, geride soru bırakmamak her zaman iyidir.

 

Exit mobile version