Tarım ve iklim değişikliği gerçeği

Türkiye’de etkisini özellikle son üç yıldır hissettiren iklim değişikliğinin, gastronomi ve tarım endüstrisin aleyhine etkileri mevcuttur. Döneminde gelmeyen yağışlar, mevsim normallerinin üzerinde ya da altında gerçekleşen hava şartları, Türkiye’de önceki yıllarda pek görülmeyen kasırga gibi doğal afetler, ürün yetiştirilmesinin maliyetlerini artırmıştır. 2023’ün Nisan ayında gece ile gündüz arasındaki hava sıcaklık farkının yükselmesi sonucunda, özellikle İç Anadolu bölgesinde henüz yeni filizlenen ürünlerin zarar görmesine ve beklenen rekoltenin azalmasına sebebiyet vermiştir. Hatta birçok çiftçi ürünlerini dondan korumak için plastik örtü altında soba yakmıştır.

2023 yılının özellikle son çeyreğinde yaşanan kuraklık, beklenen yağışların gelmemesi sebebiyle barajlarımızdaki doluluk oranlarını %20’lerin altına düşürmüştür. İstanbul, Tekirdağ, Sivas, Kilis, Hatay ve Konya Valilikleri, bireysel kullanım ve tarımsal sulamada bir takım kısıtlamalar getirmiştir. Nisan ayının sonlarına doğru beklenen yağışlar gelmeye başlamış ve barajlarımızdaki doluluk oranları artarak bu krizin bir süreliğine önüne geçilmiştir.

İklim değişikliği dışında tüm dünyada artan nüfus, yani ihtiyaçlar doğurmuş ve bu durum birçok sektörde arz talep dengesizliğini beraberinde getirmiştir. Sanayileşme hızla artarken, tarımsal üretim aynı oranda azalmıştır. Sanayileşmenin hızlanması bir takım çevre kirliliklerini artırmış, ve tarımsal toprakların azalmasına sebep olmuştur. Tarım ve gastronomi endüstrisinin ayrılmaz bir bütün olduğu, her ikisinin de birbirini tamamlayan sektörlerdir. Köyden kente göçün yoğun olduğu, kayıtlı çiftçi sayısının azaldığı, tarım ile uğraşanların ekonomik durumlarındaki gerilemeler gastronomi ve tarım sektörünü zora sokmuş durumdadır.

Öncelikle yapılması gerekenler, Tarım ve Orman Bakanlığının başlattığı Tarımsal Organize Sanayi Bölgesi Projelerinin daha kırsal bölgelere kurularak, kentten köye göç sürecini hızlandırmak. Kayıtlı çiftçi sayısını artırmak için çiftçilere, Ziraat Bankası ya da Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığı ile düşük faizli ya da faizsiz krediler sunulması.

Son yıllarda büyük şirketlerin enerji ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri adına sanayi sitelerine ve organize sanayi bölgelerine sunulan güneş enerji sistemlerini hibe ya da destek yoluyla çiftçiyle buluşturulması, yeni nesil ve teknolojik seraların kurulması için teşvikler verilmesi gerekmektedir. En çok su tüketimine sebep olan hatalı tarımsal sulamaya önlem olarak tüm Türkiye’de üretim yapan çiftçilere, akıllı sulama sistemleri kurulumu için teşvik yapılması, doğal kaynaklarımızın daha kontrollü kullanımı için etkili bir yöntem olacaktır.

Kalkınma ajansları ve KOSGEB aracılığı ile çiftçilere tarım 4.0 eğitimleri verilmesi, daha kaliteli, daha verimli ürün yetiştirilmesini sağlayabilir.

Bu girişimler, Türkiye’yi önemli bir tarım ürünleri üreticisi ve yemek turizmi için popüler bir destinasyon haline getirmeye yardımcı olabilir.

 

Exit mobile version