PANDEMİYİ bitirelim diye tam kapanma kararı alıyorsan..
Tam kapatacaksın!
Cumhurbaşkanı Erdoğan “tam kapanma kararı aldık” açıklaması yapınca..
Hani dereden tepeden, dünyadan evrenden, siyasetten ekonomiden, Amerika’dan Yunanistan’dan, oradan buradan girip Ce Ha Pe’den çıkınca..
Son kertede kısıtlama ve yasaklara değinip birkaç cümleyle anlatıp geçince..
İnsanın kafası karışıyor haliyle.
Sonra bakanlık upuzun bir genelge yayımlıyor.
Ne yasak ne değil, ne kısıtlı ne kısıtsız, oku oku bitmiyor.
Hele bir de ‘kısıtlama kapsamı dışındakiler’ listesi veriyorlar ki..
Bir tek annem evde hapis; gerisi yine sokakta!
***
EN ilginci seyahat yasakları.
Şehirlerarası yolculuk yapmak yasak.
Neden yasak?
Virüsün yayılımını önlemek için.
Kısıtlama gününü, saatini açıklıyorsun; seyahat yasağı koyuyorsun.. Millet yasaklar başlamadan saatler önce yollara düşüyor.
İstanbul – İzmir arası otobanla üç buçuk saat güya.. Altı saatte Balıkesir’e gelemiyorsun. Karayolu dolu, otoban dolu; trafik vızır vızır.
İstanbullular yazlıklarına koşuyor.
Zaten yazlıkçıların yarısı hiç gitmedi; tuzu kurular kış dönemini buralarda geçirdi.
Üstüne öteki yüzde elli de bindi.
Ayvalık, Edremit, Burhaniye dolu şimdi.
Zaten kıpkırmızıyız. İstanbul’un kıpkırmızıları da eklendi; tam oldu!
***
SAHİL kesiminde öyle çok sıkı kontrol olmuyor, az çok biliyoruz.
İki hafta önce Ayvalık’ta bizim oğlanın evindeydik. Bir gece kaldık. Sabahın köründe motor sesiyle uyandık.
Sokağın bir köşesine konuşlanmış ihtiyar oduncu; elinde motorlu testereyle odun kesiyor.
Akşama kadar odun kesti adam.
Yüzünde maske yok; gelenle geçenle muhabbet gani.
Bir de sokak çocuk kaynıyor.
Güya evden dışarıya çıkmak yasak.. Onlarca çocuk bir oraya bir buraya koşturup duruyor.
Sokaktan geçen arabanın, motosikletin haddi hesabı yok.
Yan apartmanın bahçesinde çiçek saksılarını oradan oraya taşıyıp vakit geçiren komşu, her hafta en az beş altı kedinin arabaların altında ezildiğini söylüyor.
Kadınların balkondan balkona muhabbeti kesmiyor; sokakta bir araya gelip sohbetin dibine vuruyorlar.
Ev gezmelerini falan gözümüzle gördük, korktuk yani.
***
ŞİMDİ bu normal Ayvalık.
Buna bir de İstanbul’dan, oradan buradan gelip dahil olan yazlıkçıları düşünün.
Geçen yazdan beri görüşmemişler, özlem giderecekler.
Sonra markete, bakkala, manava, kasaba, balıkçıya ve dahi çerezciye falan gidecekler.
Malum, tam kapanmadayız ama her yer açık!
Alışverişe çarşıya inmişken iki iyot soluyalım deyip sahil bandında çaktırmadan yürüyecekler.
Bittabi ellerinde Pazar çantası, alışveriş torbası falan olacak ki, polis denk gelirse “marketten geliyoruz, hemen eve gidiyoruz” diyebilsinler!
***
ALKOLLÜ içkilere de tam kapanma getirdiler.
Gerçi “yasak kalktı” paylaşımları falan yapılıyor ama, bu konuda bir genelge yayımlanmış değil.
Yani biz bu yazıyı hazırlarken “alkol satışı serbest bırakılmıştır” şeklinde resmi bir açıklama olmamıştı.
Peki alkollü içkiler niye yasak?
Tamam; ramazan mübarek gün.. İçmesin millet, oruç tutsun.
..ve fakat içmek ya da içmemek vatandaşın kendi tercihidir.
“İçmeyeceksin” deme hakkı yok devletin.
Ayrıca, koronavirüsün başlangıç günlerinde “alkol virüsü temizliyor” falan açıklamaları olduydu hatırlarsınız.
Hafta sonları marketlerin içki reyonlarına bant çekiyorlar; uyarı yazıları asıyorlar.
“Alkollü içecek satışı yasak!”
Her şey serbest.. Alkol yasak…
Oysa devlet en çok alkollü içkilere koyduğu ağır vergilerden kazanıyor!
***
NEYSE efendim, tam kapanma günlerinde evinizde uslu uslu oturun.
Bayram sonra, tam kapanmanın sonuçlarını hep birlikte göreceğiz.
