TALEBİMİZ: DEPREME HAZIRLIKLI EDREMİT

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Edremit’in “depreme hazırlıklı kent” haline getirilmesi konusunda, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar olarak, yerel yönetimimizden birkaç adım ilerideyiz. Sadece bugün de değil, her fırsatta bu konunun altını çizdik, uyarılarımızı yaptık. 6 Şubat’tan sonra ise uyarıyla yetinmeyip, taleplerimizi derledik ve dilekçe halinde ortaya koyduk. 15 Şubat 2023’te de Edremit Belediyesi’ne hem dernek ve hem de bireyler olarak çok sayıda teslim ettik dilekçeleri. 07 Mart 2023’de yapılacak olan Belediye Meclisi toplantısında taleplerimizin gündeme alınıp görüşülmesini istedik.

 

Fakat ne dilekçelerimize yanıt verildi, ne de Belediye Başkanı bu talepleri Meclis gündemine aldı. Şaşırtmadı bu hal bizi. Kendisi zaten göreve başladığından beri, sivil toplumla dayanışma içinde çalışmayı, halkın katılımını sağlama prensibini hayata geçirmeyi asla beceremedi. Seçimlerden önceki “birlikte yöneteceğiz” söylemi sadece lafta kaldı. Hatta, halka açık toplantılar yapmaya bile pek yanaşmadı. O tür toplantılar Selman Hasan Arslan için ya algı yönetimi aracıydı, ya da Ankara’ya “bakın görüşüyorum” deyip durumu kurtarmak içindi. Yoksa halkla istişare yapma, danışma geleneği yoktur Belediye başkanımızın. Toplantı yaparsa da, vatandaş kendisini ifade etsin diye fırsat tanımaz. Nitekim 17 Şubat 2023’de yapmak zorunda kaldığı “deprem toplantısını” da aslında “görüş alış verişi için” değil de, sadece kendisi konuşmak için düzenlediği anlaşılınca, epeyce kuruluşun temsilcisi salonu terk edip gitmişti. Ben çıkarken sergilediği “mikrofonu vermeme” komedisi ise, aslında sunduğumuz dilekçelere karşı tepkisiydi. Öyle ya, deprem konusunda da her şeyi o bilir, o yaparken rasyonel sorular sorup, acil önlemler istemeye hakkımız olabilir miydi?

 

Peki sonra neler oldu? 

Şimdi onu özetleyeyim. Belediye çeşitli başka toplantılar daha yaptı. Tabii ki belediye yönetimi için en önemli husus, durdurmak zorunda kaldıkları inşaat izinleriydi. “Anayasal hak” olarak savundukları ve Dalyan’da bile vermekte sakınca görmedikleri inşaat ruhsatlarını, daha fazla geciktirmek istememelerine de şaşmıyoruz haliyle. Fakat deprem duyarlılığı da güncel kamuoyunda. O nedenle mühendis, mimar, plancı, yerbilimci gibi meslek odaların temsilcilerini toplayıp, depreme hazırlıklı binalar yapmak için uygulanması zorunlu olan teknik şartları içeren “yeni plan notları” hazırlamaları için yardım istediler. Onlar da hızla çalışıp, 24 madde yazdılar ve teslim ettiler. Şimdi bu notların onay prosedürü de yerine getirilecek ve İmar Müdürlüğü uygulamaya alacak. Bakacağız zorunlu mu diyecekler, yoksa niyetlendikleri gibi tavsiye niteliğinde mi olacak? Elbette uygulama önemli bu konuda. Ülkemizdeki pek çok deprem riski olan şehirde, belediyelerin mevcut imar planlarına fay hatlarını ve sıvılaşma tehlikesi olan çürük zeminleri işleyip, inşaat izinlerini de artık bu özelliklere göre vermeyi tercih ettiklerine dair haberler okuyoruz basında. Bu usulün önünde yasal bir engel de yok. Öyleyse Edremit’te de “sen zemin etüdünü yaptır gel, biz sana inşaatı nasıl yapman gerektiğini söyleyelim” diye bir usulü devreye almanın anlamı ve gereği olamaz. Yoksa 6 Şubat öncesi yapılan zemin etütlerinin hepsinden emin olabilmeleri gerekirdi değil mi? Var mı böyle bir güven? Yok elbette. Yaptırım uygulamak şart demek ki. Üstelik, vaktiyle bu yönetimi, “altyapısı olmadığı için ruhsat veremem deyin, Dalyan’da inşaat ruhsatı dağıtmayın” şeklinde uyaranlar da olmuştu. Fakat pek liberal ve serbest piyasacı davranmayı tercih ettiler o zaman. Şimdi ne diyecekler? “Zemin güçlendirin”. Nerede? Şehrimizin tatlı su depolarının bulunduğu yerlerin üzerinde. Peki ya kanalizasyon işi? “Fosseptik yapın”. Ya sızdırırsa kim denetleyecek peki? Bizim tatlı su depolarımızı, o “villaların” fosseptiği kirletmeye başlarsa eğer, kendileri suçlu olmaz mı bu dağıtılan ruhsatlardan? O bölgede depremde sıvılaşma riski kadar, bu tehlike de var.

 

Başka ne yaptılar? 

Muhtarları topladılar, kendileri bile varlığını bilmiyorlardı ama önce öğrendiler, akabinde de AFAD’ın vaktiyle hazırladığı afette toplanma bölgeleri, çadır alanları gibi bilgileri muhtarlara tebliğ ettiler. İşaretleme bile yaptılar. Sonra? Bir emekli asker danışman bulup belediyenin üst düzey kadrolarına sunumlar yaptırdılar, konu afet sonrası müdahale ve acil eylem planıydı. En sonunda da 7 Mart 2023’deki Belediye Meclisi toplantısında bir “Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü” kurulması kararını aldılar. Afete karşı mücadele müdürlüğü deniliyordu önceleri ama bu isme dönüldü şimdi. Yasa öyle diyormuş, olabilir. Tabii bu müdürlük kurma işinden biz vatandaşlar depreme karşı hazırlık yapılmasını anlıyoruz ama birileri de tutup Edremit’in depreme karşı en sağlam zemini olan Roman mahallelerindeki toprak mülkiyetinin el değiştirmesini hazırlamayı akıllarından geçirmeye kalkışmıyordur umarım. Fukaraların arsalarına göz dikmek yerine, deprem konusunda öncelikle sahil kesimindeki alüvyonlu zemin üzerine yapılmış binalar, gereksizce çok katlı olan binalar, tarım topraklarına dikilen siteler, kaçak katlar, plana projeye uymayanlar, dükkan yapmak uğruna teknik şartları zorlanan binalar, 2000 yılı öncesi yapılan ve bugün ayakta zor duran apartmanlar ve yazlık konutlar vb. için acil bir müdahaleye başlanması gerekiyor. Bir aydan fazla vakit geçti 6 Şubat’tan bu yana ve acaba kaç tebligat yapıldı Edremit’te bu türden binalara?

 

Üstelik bunları yapmak için müdürlük kurulmasını beklemeye de gerek yok aslında, mevcut kadrolar bunu yapmaya hemen başlayabilirler. Zaten biz vatandaşlar için muhatap da o müdür olmayacak. Ona talimatı veren ve bizim adımıza uygulamasını denetleyen kim ise, bizim muhatabımız da odur.. Baştan söyleyelim de, hiç kimse “havale ettim müdüre” deyip, yeni seyahatlere doğru yelken açmaya girişmesin yine. Bu iş çok önemli, daha doğrusu “hayati”.. Dört yıldır depreme hazırlık konusunda hiçbir şey yapılmadı zaten. Daha düne kadar afet toplanma alanlarını bile bilmiyordu yerel yönetimin başındakiler. AFAD’ı çağırıp kendi hizmet binalarında birkaç tatbikat bile yaptırmadılar. Bunlar da not edildi elbette, haberleri olsun.

 

Gelelim biz vatandaşların beklediği bir diğer önemli hizmete.. Edremit’teki mevcut eski bina stokuna yönelik bir hızlı tarama (tespit projesi) başlatmaya, mesela İstanbul’daki gibi ücretsiz bina dayanıklılık testleri yapmaya ve vatandaşları resmen uyarmaya Edremit Belediyesi hiç niyetlenmiyor bile. Daha “tık” bile yok bu konuda. Hatta “bari yerinde öğrenelim şu işleri, İstanbul’a birilerini gönderelim” de demiyorlar. Halbuki seyahat fırsatları da hiç kaçmazdı ama bu sefer böyle oldu nedense. Belki şimdi biz yazdık diye giden olur veya o müstakbel müdürü gönderirler artık.. Neyse, latifesi bir yana, bu çok gerekli toplumsal hizmet için, muhtemelen Balıkesir B. Belediyesi’nin duruma vaziyet etmesi bekleniyor.. Hani, Selman Hasan Arslan demişti ya, “Yücel Yılmaz’ın Edremit’te bir karşılığı var” diye, neyi kastettiğini şimdi göreceğiz bakalım. Öyle sahil makyajıyla, yol yapmakla falan olmuyor bu işler. Altyapı da yok ortada, bari şu “hızlı tarama” işini yapsınlar, değil mi?

 

Bunca “imar barışı” yapılmış bir ilçede, şimdi depreme hazırlık konusunda “binaya güvenmiyorsan, git denetleme firmasının kapısını çal” deyip de o koltukta oturmakla da olmuyor. Tamam birilerinin hayata bakışı böyle olabilir, zaten onlar çıkarttılar bu yasaları da.. İmar barışı yapıp, bina güvenliğini de pararsı karşılığı serbest piyasaya devir etmek, neo-liberallerin bile rüyalarının ötesinde bir “buluş” oldu gerçekten. Fakat hem sosyal, hem de demokrat olduğunu söyleyen bir partinin belediye başkanı, şimdi ancak lafıyla değil, işiyle bir fark koyabilirdi ortaya. Yoksa, o birilerinden “farkı yokmuş” der geçer vatandaş. Belki de çoktan dedi de geçti bile…

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
TALEBİMİZ: DEPREME HAZIRLIKLI EDREMİT
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!