SOMA FACİASINDAN AMASRA’YA…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

NAMIK HAVUTÇA

26. Dönem Balıkesir Milletvekili

 

Yıl 2014.. Mayıs 13..  Saatler 22.00’yi gösterirken,Soma faciası haber bültenlerine düşmüştü.Dehşet içinde haberleri izliyoruz; gelen haberler kazanın yaşandığı maden galerisinde çok sayıda emekçinin mahsur kaldığını ve çok büyük kayıplar olacağı yönündeydi.

Herkes şok içindeydi.Bütün Türkiye ne yapabiliriz,nasıl yardım edebiliriz diye Soma’ya koşmuştu.Biz de Balıkesir Milletvekili arkadaşım Haluk Ahmet Gümüş ile Ankara’dan hemen hareket ettik, sabah saatlerinde Soma’ya vardık.Maden alanı Mahşer yeri,Balıkesir‘den, Dursunbey, Savaştepe, Kepsut,Bigadiç, Sındırgı, Balya‘dan çok sayıda hemşehrimizin Soma’da kömür ocaklarında çalıştığını biliyorduk.Kazanın yaşandığı mahalde kurtarma çalışmalarını görünce irkildik tam bir can pazarıydı.

Maden emekçilerinin eşleri, çocukları,ana babaları acılı,ağlamaktan moraran gözlerle bir oyana bir bu yana bir koşturuyordu. Yaşama dair bir umut ışığı bir haber için, kurtarma çalışmalarındaki kamu görevlilerinin her hareketini takip ediyordu.Allahım ne can pazarıydı.Biz de Haluk Vekilimiz ile şehit olan madencilerin toplandığı, kimlik tespitlerinin yapıldığı geçici Sahra Morg çadırına gitmiştik. Balıkesirli hemşehrilerimiz bizden yardım istiyor,evlatlarının mukadderatı için bizden medet bekliyordu.

Sahra çadırında o zaman Balıkesir Valisi görevliydi ve o süreçleri koordine görevindeydi.Vali bey bize ölümlerin hemen hemen hepsinin karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle gerçekleştiğini ancak gerçek sebebin otopsi sonucu ortaya çıkacağını, Savcılık ve Adli Tıp Uzmanlarının olayı incelediğini  ve soruşturma sonucunda gerçeklerin netleşeceğini ifade ediyordu.

Biz bu acılara ortak olmak adına bütün metanetimizle çadıra girdik; şehit olan madenci kardeşlerimizin cansız bedeni uykuya yatmış gibi duruyordu, burunlarının ucunda siyah bir iz vardı sadece. Doktorlar karbonmonoksitten zehirlendiklerini ifade ediyordu.Çok zor anlardı gerçekten;  sözün, tesellinin bittiği yerdeydik. Sanki bir savaşın içinde şehitleri arıyorduk.

96 saat süren arama kurtarma çalışmaları sonucunda 486 işçi kurtarılmış, 301 işçinin cansız bedenine ulaşılmıştı. Tüm ülkeyi üzüntüye boğan büyük facianın ardından üç gün yas ilan edilmişti.Şehit madencilerden 103 şehit de bizim Balıkesirli kardeşlerimizdi ne yazık ki.

TBMM‘de faciayı ve sorumlularını ortaya çıkarmak için Soma Komisyonu kuruldu. Balıkesir Milletvekili olarak ben de Soma Özel Komisyonunda görevlendirildim.CHP‘den 24. Dönem değerli arkadaşlarım Manisa Milletvekilleri Hasan Ören, şimdi CHP Grup Başkanvekili olan Özgür Özel ve Sakine Öz ile Balıkesir‘den de ben komisyon üyesi olarak görevlendirildik.TBMM’de oluşturulan Soma Araştırma Komisyonu olarak pekçok defa Soma’ya gittik,incelemeler yaptık,raporlar ve dosyalar hazırladık, bildiğiniz gibi.

Ama yaşadığım süreçte gördüğüm iki olay beni çok etkilemişti.. Birincisi maden sahasına ilk incelemeye gittiğimizde uzmanlar bize önce birifing vermişti,sonrada sorularımızı yanıtlamışlardı.Uzman görevliye “ölümlerin sebebi karbonmonoksit zehirlenmesi olduğu ifade ediliyor,işçileri 5/6 saat yaşatabilecek oksijen tüpleri olsaydı ne olurdu?”dediğimde 1000 dolarlık bu tüpler olsaydı karbonmonoksit ölümleri olmazdı cevabını aldım…

Oksijen olsaydı işçiler ölmeyecekti.Bu maliyet işçi başına 1000 dolardı…

İkinci olay da  Balıkesir Milletvekili arkadaşlarımız Ayşe Nedret Akova ve Haluk Ahmet Gümüş ile   Soma’da evlatlarını kaybeden ailelere yaptığımız taziye ziyareti esnasında yaşadık.  Bigadiç’in dağlık bir köyünde bir annenin kazanın yaşandığı işletmede iki oğlunun çalıştığını, kazada bir oğlunu kaybettiğini diğer oğlunun kurtulduğunu ve o nedenle en azından bir oğlum kurtuldu diye köyde kazanlarda yemek pişirerek yemekli mevlüt düzenlediğini görünce boğazımız o an düğümlendi . Hiçbir şey diyemedik. Aynı madende bir oğlunu kaybeden,diğeri kurtulan anneye, babaya ne denilebilirdi ki?

Gözünaydın mı?.. Başınız sağ olsun mu?..Sadece sustuk kurtulan evlada sarıldık. Daha önce Soma faciası için sorduğumuz sorular hala güncelliğini koruyor..

İki yıl önce 14 Mayıs 2020’de, Soma faciasının 6. Yılında Balıkesir Politika Gazetesi’nde sormuşuz yine soralım: Soma’da insanlık öldü!Şimdi de Amasra’da… Peki bu soruların yanıtı var mı?

Yine soralım..Şu anki üretimde işçilerin madene inerken yanlarında oksijen maskesi, tüpü olup olmadığını bilmiyorum.Varsa da denetimler yapılıyor mu? Bizim ülkemizde herşey çabuk unutuluyor, popülizm varsa, basın da,siyasetçi de orada.

Ya şimdi Soma’da göz göre göre ölüme gönderilen, madende yaşamını yitiren facianın arkasından şu sorular hala askıda yanıt bekliyor.

1-Şehit işçilerin çocukları ve ailelerinin ekonomisi, emekli maaşı ne durumda?

2-Facianın sorumluları hakettikleri cezaları aldılar mı?

3-Madende halen çalışan işçiler için oksijen maskesi standart olarak her birisi için tedarik edildi mi?

4- AB ülkelerinde kömür madenleri terk edilip güneş, rüzgar ve temiz enerji kaynaklarına geçilirken Dünyanın en büyük güneş tarlalarına sahip ülkemizde bu planlanıyor mu?

5-Her şeyden önemlisi sendikalar işyerinde etkili bir şekilde, çalışma düzeninin planlanması sürecine katılıyor mu?

 

Bartın Amasra’da yaşanan faciadan sonra hemen bu kabus dolu anılar gözümde canlandı.Acı acı düşündüm.. Amasra’da kömür ocağındaki işletmede patlamanın yaşandığı ocakta işçileri kurtarma ekibi kadar sığınacakları yaşam odaları var mıydı acaba? Bilmiyoruz.Soma’da olduğu gibi oksijen bittiğinde karbonmonoksit zehirlenmesinden korunmak için onları yaşatacak oksijen maske ve tüpleri var mıydı acaba?Bilmiyoruz.

Ama gerçek olan şu ki 41 emekçi kardeşimizi kaybettik. Soma’da yaşanan büyük faciadan sonra gerekli dersler alındı mı?Ocak denetimleri,İş ve İş Sağlığı Uzmanları raporları nerede?Çalışma Bakanlığı denetim raporları nerede? Bütün bu soruların yanıtlarını kamuoyu adına soruyoruz.

Tabi buradan İşçi Sendikalarına da sorulacak çok sorular var ama şimdi sırası değil. Eminim ki şimdi yine TBMM’de bu sefer de Amasra Araştırma Komisyonu kurulacak,yine aynı teraneler.. TBMM’de açın bakın Soma Komisyonu’nun görüşme tutanaklarına,sonuç raporuna orada gerçekleri göreceksiniz.Oksijen tüpü olmayan  yerde, karbonmonoksitten ölüm FITRAT ve KADER değildir. Kader ve FITRAT kavramları kişilerin, kurumların ihmal,dikkatsizlik,görevlerini yapmaması sonucu oluşan faciaların  sorumsuzluklarını aklama masumiyet ve sorumsuzluk kazandırma kavramları değildir.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
SOMA FACİASINDAN AMASRA’YA…
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!