SİYASİ VE SOSYAL FAY HATLARI

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

DEPREM VE SONUÇLARI

Korkunç bir depremle 10 ilimiz, yüzlerce ilçe ve binlerce köyümüz yerle bir oldu. Yaşadığımız tarihi bir felaket. Yıkımın sonuçları öylesine büyük ki bölgesel bir savaş bile bu denli  korkunç  bir can ve mal kaybıyla ve kargaşa ile sonuçlanmazdı.  Felaket, Bakan Kurum’un açıklamasıyla 13,5 milyon insanı etkiledi.  Enkaz altında yüzbinlerce insan var. Ölü sayısı her geçen gün artıyor. Yapılabilecekler sınırlı. Depremin ilk gününden bu yana ülke insanının yardım severlikte birbiriyle yarıştığına şahit oluyoruz. Muazzam bir kenetlenme var. Elbette önceliğimiz can kayıpları ve enkaz altında kalanların kurtarılması. Bunun için süre gittikçe daralıyor.

 

KORKUNÇ BİR NÜFUS HAREKETİ YAŞANABİLİR

Kurtarma faaliyetleri sona erince deprem yeni bir safhaya ulaşacak. Enkazın kaldırılması, ölümlerin tespiti, alt yapı çalışmaları, bölgenin yeniden inşası, kurtulan nüfusun sosyal ve ekonomik etkinliğinin sağlanması gibi ciddi gündemler var. Depremin etkilediği 14 milyon insanın 5 milyonunun yer değiştirme kararı alması bile ülke içinde korkunç bir nüfus hareketi anlamına geliyor.  Bu başlı başına bir yönetim riskidir. İşsiz, ailesiz, evsiz devasa bir insan dalgasından söz ediyoruz.

 

SİYASİ VE SOSYAL FAY HATLARI

Depremin neredeyse başından beri Devlet, sorumlulara yönelik kovuşturmalar yürütüyor. Bu kovuşturmalar artarak devam edecektir. Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Diğer yandan depremin bu kadar can kaybıyla sonuçlanmasının nedenleri ile ilgili sosyal medya, basın ve sivil toplumda başlayan tartışmalar şiddetini artırarak genişleyecektir. Bu tartışmaların siyasi ve sosyal fay hatlarını tetiklememesine ve farklı mecralara dökülmemesine azami dikkat etmek gerekiyor. Ülkenin bütünlüğü için bu tüm kanaat önderi ve siyasilerin omuzlarındaki büyük bir sorumluluktur.

Bölgeden yağma ve akla hayale gelmedik hırsızlık ve dolandırıcılık haberleri geliyor. Bunun yanında yağmacıları yakalayıp cezalandıran sivil bazı grupların faaliyetleri de sosyal medyaya düşmüş durumda.

 

 

TÜRKİYESİZ BATI İÇİN ALTERNATİF SENARYOLAR

Önümüzde EYT ve Genel Seçim gibi önemli dönemeçler var. Depremin sonuçlarının bu iki konuyu nasıl etkilediğini göreceğiz. Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi de basit bir karar değil. Ülkenin uzun vadede beşerî sermaye potansiyeline zarar verecek bir konu. Diğer yandan böyle bir karar alındıysa karar alıcıların göz önünde bulundurdukları çok daha ciddi meseleler olması muhtemeldir.

 

ABD Büyükelçiliği 27 Ocak’ta bir güvenlik uyarısı yayınladı. Ardından birçok Avrupa ülkesi Taksim civarındaki konsolosluklarını kapatma kararı aldı.  5 Şubat tarihli Guardian gazetesinde Türkiye’nin cezalandırılması temalı uzun bir yazı kaleme alındı. Uzun zamandan bu yana önemli batılı basın ve think tank kuruluşlarında Türkiye’de seçimler ekseninde bir dönüşüm senaryoları tartışılıyor. İlk defa Türkiye’siz bir Batı alternatifi de masaya yatırılmış durumda. Özellikle NATO’nun genişlemesi tartışmalarında Türkiye’nin izlediği muhalif tutumdan sonra bu sesler çok yükseldi.

En son 4 Şubat’ta Reuters’de ABD’nin Türkiye’yi Rusya’ya ihracatı konusunda uyardığı haberi yer aldı.

 

11 Şubat itibariyle İsrail, Alman, Avusturya ve Yunan arama kurtarma birimlerinin güvenlik nedeniyle deprem bölgesinde ayrılma kararı aldıkları açıklandı.  Bölgede üzüntü ve yas yerini öfkeye ve gerilime bırakıyor. Avusturya silahlı kuvvetlerinden Yarbay Pierre Kugelweiss bölgede farklı gruplar arasında artan bir tansiyon olduğunu belirtiyor. Alman Kurtarma Operasyonları Şefi Steven Berger’de acının öfkeye dönüştüğünü beyan edenlerden.  12 Şubat’ta  The Times Of Israel adlı bir internet gazetesinde Judah Ari Gross imzalı bir yazıda  İsrailli yardım gruplarından Hatzalah’ın bölgedeki sivil tansiyon ve Suriye kaynaklı bir tehdit gerekçesiyle bölgeden çekildiğini belirtiyor.

 

Suriye sınırı tarafında Ordu’nun yaklaşık 2 yıldır yaptığı hazırlıklar ve yığınak ve karşıda Batı destekli filli bir YPG oluşumu var.

 

“İŞLER NASIL BU NOKTAYA GELDİ?”

Türkiye, Cumhuriyetimizin 100’üncü ve bu topraklardaki filli varlığımızın 952.  yılında bu depremin yarattığı yıkımı  ve yol açacağı sorunları ivedilikle, soğukkanlılıkla, el birliğiyle ve kendi imkanlarıyla aşabilir, aşmalıdır, aşacaktır da. Siyasi görüş farklılıkları bir yana etrafında kenetleneceğimiz yapı özgür ve bağımsız yaşamamızın teminatı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Depremin bilançosunu oluşturan sebepler her ne ise ve kimlerle ilgili ise Türkiye için bu konu siyaset üstü bir varoluş meselesi, Adalet Mülkün temelidir vecizesindeki bir mülk hassasiyetidir. Bu yarayı sarar ve bölgeyi yeniden inşa ederken bu işin sorumlularını bulacağız ancak bunu yaptıktan sonra “işlerin nasıl bu noktaya geldiğini siyasi kimlikleri bir kenara koyarak” düşüneceğiz.

 

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
SİYASİ VE SOSYAL FAY HATLARI
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!