Hilmi DUYAR / POLİTİKA
“Balıkesir mola yeri değil, varılacak son durak olmalıdır” ilkesiyle 2019 Yerel seçimlerinde, Altıeylül Belediye Başkan Adayı olan Esin Balıbek, hem Balıkesir Liseliler Derneği başkanı olarak hem de siyasetçi olarak Balıkesir’e neler kazandırmak istediğini anlattı. Siyaseti ve insanları çok sevdiğini söyleyen Balıbek, kent için çalışmalarına devam ettiğini belirtti. Balıkesir Liseliler Derneği olarak, Balıkesir’e Şehitler Anıtı, Keşşaflar Müzesi kazandırdıklarını vurgulayıp, hedeflerinde eski lise binasının tekrar Balıkesir Lisesi’ne verilmesi için çabaladıklarını kaydetti. Esin Balıbek, Balıkesir Lisesi Keşşaflar Müzesi ve Şehitler Anıtını Balıkesir’e kazandırmanın öyküsünü Politika Gazetesi okurları için anlattı.
Esin Balıbek kimdir?
1977 Balıkesir doğumluyum. Ailem Balıkesirli. İki üniversite bitirdim. Üç kardeşiz ve ben gazetecilik mesleğine baba yadigarı diye Yeni Haber Gazetesi’yle devam ediyorum. İki çocuk annesiyim. Ailem bizleri Balıkesir sevdalısı yetiştirdi. Bizim ailemizde sofrada dahi otururken sohbetlerde, onun bunun dedikodusu değil, hep Balıkesir yer alırdı. Balıkesir kültürü, yemekleri, sokakları, aileleri, insanları, görgüsü, kuralları, Balıkesir’le ilgili her şey anlatılırdı. Babamın gazeteciliğinin yanı sıra siyasette yer almasından dolayı Balıkesir’e olan ilgim daha fazla oldu. Ben de, Balıkesir’e olan sevgimi, ilgimi, heyecanımı daha çok gösterir oldum. Siyaset, gazetecilik, sivil toplum örgütlerinde bulunmamla bu sevgi daha çok perçinlendi ve daha çok ön planda tuttum.
Öğrenim gördüğünüz okullardan söz etmediniz, hangi okullara gittiniz?
Bizim ailemizde bir gelenek var. Karesi Ortaokulu ve Balıkesir Lisesi mezunu olmak. 1988’de Altıeylül İlkokulu’nu bitirdiğimde, Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi’ni kazanmıştım. Babam bir gün geldi, “1-G sınıfı, numaran 1313” dedi. Ben de sevinmiştim ama Karesi Ortaokulu’nu söyleyince sevincim kursağımda kaldı, dünyam değişti. Kızı olarak, şimdi olsa tepki gösterirdim. Kazandığım okula beni neden göndermediğini sorardım yada gitmek için daha çok mücadele verirdim. Babam, “Aile geleneğini bozamazsın Karesi Ortaokulu’nda okuyacaksın” dediğinde riayet etmek zorunda kaldım. Sonrasında da Balıkesir Lisesi’nde okudum kardeşlerim ve aile fertlerim gibi. Ben de oradan mezun oldum. Balıkesir Üniversitesi, daha sonra da Anadolu Üniversitesi’nde okudum. 2002 yılında babamla birlikte gazetede çalışmaya başladım. Fazla disiplinliydi. Haber yazarken, özellikle yabancı sözcükleri yani Farsça, Arapça kökenli kelimeleri kullanmamamı isterdi. Gazetede her zaman, Ekrem Bey ve Esin Hanım olarak bu birlikteliği sürdürdük. Babama çok kızdığım zamanlar vardı. Şimdilerde anlıyorum ki o kızdıklarında çok haklıymış. Bunu yıllar geçince, yaşım ilerledikçe, olgunlaşınca, daha çok yaşam törpüleyince anladım. Anne ve babama çok teşekkür ediyorum. Yaşam herkese farklı farklı tecrübeler edindiriyor ama her zaman bize güçlü olmayı, dik durmayı öğretmişler. Her zaman dik duracaksın, yenilsen bile zorlukların altından kalkacaksın, düşersen kalkacaksın diye hep böyle büyüttüler. İyi ki öyle yapmışlar, düşsem bile kalkmayı öğrendim onlar sayesinde. Her zaman yoluma devam ediyorum. Balıkesir’de pek çok Demokratik Kitle Örgütü ve vakıfa üyeyim.
Balıkesir Liseliler Derneği Başkanlığına ne zaman getirildiniz?
Pek çok dernekte üyeyim fakat Balıkesir Liseliler Derneği benim için bambaşka bir anlam taşıyor. Uzun yıllar üyeliğim vardı ama 4 sene önce Balıkesir Lisesi Vakfı Başkanı Abdi Kahyaoğlu bana bu derneğin başına sen geç demişti. O zaman dernek yönetimindeydim ama pasif durmayı tercih ediyordum. Çünkü siyasete ve işime daha çok önem veriyordum. Ona da hep ‘’hayır’’ cevabını verdim. Israr etti, girişken olduğumu, çevremin geniş olması nedeniyle dernekte başarılı olacağımı söyledi. Hep ‘’hayır’’ desem de Abdi başkan öldükten sonra, o dönemin dernek başkanı Nihat Dedeoğlu beni zorladı ve Balıkesir Liseliler Derneği’nin başkanlığına layık gördüler. 2020 Kasım ayından beri dernek başkanıyım. Lisem de, Balıkesir Liseliler Derneği de benim ahde vefa ile baktığım, yeri apayrı olan yerler. Balıkesir Lisesi Vakfı’nın kurucuları arasında rahmetli babamın ve değerli insanların olmasından dolayı bakış açım ve dernekte bulunuşum aynı zamanda bugüne kadar yaptıklarım benim için değerli ve büyük bir onur.
Dernekte neler yaptınız? Derneğin hayata geçirdiği Keşşaflar Müzesi’nin öyküsünü anlatır mısınız?
Biz her zaman gençlerimizin yanında yer alarak kültür, sanat, eğitim anlamında okulumuz, okul yönetimi, öğretmenler, öğrencilerle, mezunları ile hep bir paylaşım içerisinde olduk. Çok kıymetli yönetim kurulu üyelerimizle birlikte hem çok anlamlı tanışıklıklar, dostluklar geliştirdik, hem de aynı bakış açısıyla bakarak, güzel ve anlamlı anılar bırakarak, kalıcı imzalar attık. Cumhuriyet ve sevgi konserleri, liseli gençlerimize Ankara ve İstanbul Sabancı Üniversitesi tanıtım gezisi, depremzedeler ve liseli gençlerimize burs sağlamak amacıyla kermesler, etkinliklerle düzenledik. Gerek protokole gerek mezunlarımıza yaptığımız ziyaretler, bazı önemli günlerde yaptığımız hayırlar, yeni yıla merhaba kahvaltısı, Sırrı Özbay Resim Yarışması, Cumhuriyet Balosu, Özlem gecesi, geleneksel Kaymaklı günleri gibi etkinliklerle, lisemizin de derneğimizin de adını onuruyla yaşatmaya çalıştık ve her birinde inanılmaz haz aldık. 2020 yılında ‘’Kınalı Kuzular’’ Keşşaflarımızı Uğurlama Töreni münasebetiyle, derneğimize Türkiye Olimpiyat Komitesi tarafından verilen Fair Play ödülü bizim için önemli bir unvan.
Balıkesir Lisesi’nin bir geleneğini, tarihini yaşatmak, insanlara aktarmak amacıyla yaptığımız keşşaf uğurlama töreni, hem protokolün, hem liselilerin katılımıyla her sene düzenleniyor. Balıkesir Lisesi’nin, nitelikli okullar arasında yer alması bizim için çok kıymetli. Balıkesir Lisesine iki yıldan beri LGS’de alınan başarı puanıyla giriliyor. Balıkesir Lisesi’nin eski eğitim ve öğretimdeki başarısına geri dönmesi için proje okullardan birisi olmasını sağlamaktı ve başardık. Okulun Kaymaklı Dergisi’nde bu konuyu kendi köşemde makale yazarak yer verdim.
Dönemin müdürü Sebahattin Arslan’a giderek bu konuda ısrarcı olmaya çalıştım. Okulumuz artık sınavla öğrenci alsın, eski başarılı eğitim öğretim hayatına geri dönsün diye. Kendisi de bu konuda girişimci oldu, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında lisemiz nitelikli okul oldu. Görkemiyle Tarihi Balıkesir Lisesi binasının önünde yer alan Şehitler Anıtı herkesin görmesini istediğimiz bir yapıt. Çanakkale Savaşı’na gidip dönemeyen gencecik liselilerin adını ve anısını yaşatmak, ülkemizin zafer elde ederken kimlerin canını feda ettiğini göstermek, bilmek ve ziyaretçilere aktarmak adına bu eser yapıldı. Açılışını 18 Mart gibi önemli bir tarihte gerçekleştirdiğimiz anıt şahsım ve derneğimiz adına onurdur, gururdur. Bu anlamda ülkemizde ve yurtdışında bir kadın mimar olarak çok güzel eserler ortaya koyan, Şehitler Anıtının heykeltıraşlığını yapan mimar Pınar Öktem Doğan’ a teşekkürlerimi sunuyorum.
Balıkesir Liseliler Derneğince ortaya konan eserlerin hepsi ayrı bir değer ama Balıkesir Lisesi Keşşaflar Müzesi, Balıkesir’e kazandırılmış çok güzel bir eser diye düşünüyorum. Balıkesir, tarihiyle, kültürüyle çok dolu bir yer. 2016 yılında İsmail Hakkı Özmumcu ve ailesi tarafından derneğimize 30 yıllığına verilen evin aslına uygun mimari çizimlerini ağabeyim Esen Balıbek yaptı.
Mezunlarımız ve dernek üyelerimizin yoğun katkılarıyla proje, Anıtlar Kurulu’ndan geçirildi. Tarihi binanın kullanılır hale getirilmesi düşüncesiyle dernek yöneticileri ile lisemiz mezunlarını ve iş insanlarını ziyarete başladık. Tutar büyüktü ama yaptırmamız gerekiyordu. Tarihi binayı çürümeye bırakamazdık. Bir akşam evimde dinlenmek üzere uzanırken’’ acaba bu binayı ne yapabiliriz diye düşünürken ağabeyim Esen Balıbek’e, “ Bu ev, müze olur mu? Müzenin içinde dernek ofisi olur mu?” diye mesaj attım, ‘’olur’’ yanıtı geldi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin Sokak Güzelleştirme Çalışmaları kapsamına binayı aldırmak için ağabeyimle protokol hazırlayıp, yönetim kuruluna sundum, düşüncemi ve protokolü dernek yönetim kurulu üyeleri onayladı. Keşşaflar Müzesinin öyküsü böyle başladı. Protokolü zaman kaybetmeden Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne sunduk ve kısa sürede kabul gördü. Eski Başkan Yücel Yılmaz’a, Genel Sekreter yardımcısı Mürsel Sabancı’ya destekleri için teşekkür ediyorum.
Kaymaklı Şenliğinin 139’uncu yılında, müzenin açılışını Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, belediye yöneticileri ve konuklarımızla birlikte yaptık. Balıkesirliler Derneği yıllardır kirada duruyordu, Müzenin bir odasını da ofis olarak kullanarak, derneğimizi kira giderinden kurtarmış olduk. Keşşaflar Müzesi, Balıkesir’e ziyarete gelenler için görülmesi gereken bir yer oldu. Balıkesir’e iyi bir değer kattık düşüncesindeyim. Haftanın 6 günü halka açık ve ücretsiz olan müzeye ziyaretçi bekliyoruz. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunacağımız bir gezi programı düşüncesiyle önümüzdeki Eylül ayından itibaren öğrencilere müzeyi tanıtmak istiyoruz.
Babanız Ekrem Balıbek Balıkesir Lisesi Radyosu’nun baş spikeriydi. Müzede radyo ile ilgili bir bölüm var mı?
Babam Balıkesir Lisesi Radyosu’nun baş spikerliğini yapmış. Müzenin üst katında, Balıkesir Lisesi Radyosu’nu anlatan bir bölüm var. Babam, radyonun gelişimini bana şöyle anlatmıştı: “Dönemin Okul Müdürü Hilmi Ziya Apak, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlığı ile Telsiz Genel Müdürlüğü’nden izin aldı, kısa dalga üzerinden şehre yayın yapmaya başladık. İstanbul’da bir elektronik firmasından verici alındı, bir sınıf radyo yayın odası olarak düzenlendi. Baş spiker, teknik sorumlu, program ilgilisi ve 20 öğretmenin katılımıyla Radyo Meclisi oluşturuldu. Programlar okul müdürümüzün imzasından geçince yayına verilirdi. Yayın saatlerimiz cumartesi ve pazar günü öğleden sonra, diğer günler 12.00 – 13.30, 15.30 – 18.00 arasıydı. Vali ve Belediye Başkanı ile röportajlar yapılır kentin sorunları gündeme getirilirdi. Yerel haberler verilir, devamsız öğrenciler her gün anons edilirdi. Resmi bayramlarda, 9. Ana Jet Üssü’nün teknik yardımıyla naklen yayın yapardık. Bir dönemin belgesiydik. Kültür ve sanat ihtiyaçlarını karşılamada önemli hizmetler verdik. Günümüzdeki radyolarda kültür ve sanat değeri taşıyan yayınlara hasret yaşıyoruz.’’Önemli olan, insanlara neyin, ne zaman, nasıl, hangi şartlarda yapılabildiğini göstermek, o tarihi yaşatmak. Kapalı kapılar ardında, kilitli kapılar ardında bir şeyleri yaşatamazsınız. Öyle yapmağa kalkarsanız, Sadece tozlu, örümcek ağlarının arasında gizli kalır. Dernek olarak, Balıkesir Lisesi de, derneğimiz de, tarih de, o insanlar da, öğrenciler de yaşasın istiyoruz. Çünkü zaman geçtikçe eskiye önem kalmıyor. O yüzden bizim için bunlar çok kıymetli.
Balıkesir Lisesi’nden mezun olan ünlüler arasında kimler var?
On binlerce mezunumuz, çok ünlü mezunlarımız var. Her birinin yeri çok değerlidir. Bilim insanları, iş, siyaset, sanat dünyasından insanlar var ama birkaçına müzede yer verebildik. Dünyaca ünlü resim sanatçısı Devrim Erbil, İzmir eski belediye başkanlarından Burhan Özfatura, sanatçılar Tanju Okan, Çolpan İlhan, Atilla İlhan, Yusuf Atılgan, Mehmet Ali Erbil, Bedii Faik Akın, Tamer Yiğit, İlker Ayrık, Selahattin İçli, Ünsal Oskay, Tarık Minkari, İş insanı İbrahim Bodur, Tarihçi Aydın Ayhan, gibi pek çok isimler bulunuyor. Balıkesir Lisesi eskiden Türkiye’nin en önemli liselerinden biriydi. İsimlerini andığım sanatçılar bu okulun mezunları.
Mezun olmayıp öğrenim görenleri sayarsak, devasa bir pano yapmak gerekir. Bizim bir başka projemiz de Balıkesir Lisesi’nin eski binasını yeniden eğitim öğretim hayatına kazandırmak. O bina daha önce Mühendislik Mimarlık Fakültesi, bir ara Güzel Sanatlar Fakültesi olarak kullanıldı. Güzel Sanatlar Fakültesi binayı boşaltınca tarihi bina atıl durumda kaldı. Balıkesir Liseliler Derneği yöneticileri ile birlikte 2 yıl önce, atıl kalan binanın bize tahsisi için, kamuoyu oluşturmak adına yerel gazeteleri dolaştık, basın açıklaması yaptık. Türkiye’de Galatasaray Lisesi, Saint Joseph Fransız Lisesi, Edirne Lisesi, Kabataş Lisesi… gibi önemli okullar hala daha kendi binalarında eğitim, öğretim hayatına devam ederken bizim lisemiz neden atıl halde duruyor? Çocuklarımız neden orada okumuyor? diye kamuoyu yaratmaya çalıştık. İstiyoruz ki hem çocuklar tarihi binada yaşayarak eğitim hayatlarına devam etsinler, bina canlı kalsın, çürümeye yüz tutmasın. Binamızı tekrar geri istiyoruz, Balıkesir Lisesi’ne katmak istiyoruz.
Gazeteciliğe nasıl başladınız?
Üniversiteyi bitirdikten sonra, Sındırgı’nın Işıklar Köyü’nde bir yıl sözleşmeli vekil öğretmenlik yaptım. İkinci tayinim de İvrindi’nin bir köyüne çıkmıştı. Işıklar Köyü’ndeyken dönemin valisi Utku Acun babamla birlikte köye ziyarete gelmişlerdi. O güne kadar köye, ne vali gelmiş, ne bir yönetici. Oradaki köy halkının çok dikkatini çekmişti. Öğretmenlik yapmaktan çok mutluydum ama babam gazetenin devamlılığını sağlamak için benim gazetede çalışmamı çok istemişti. 2002 yılında babamla birlikte gazetede çalışmaya başladım. Bana karşı çok sert, dayatmacı tavırları olmuştu. Bir isteğim varsa, bir soru soracaksam o zaman odasına kabul eder, bana kızı olarak bir ayrıcalık yapmaz hatta bazen azarlayan tavırlar da sergilerdi. İyi ki yapmış diyorum.
Türkçeyi nasıl kullanmam gerektiği, Farsça, Osmanlıca, Arapça sözcük kullanmamam konusunda, devrik cümleler yazmamam açısından, Türkçeyi layıkıyla aktarabilmem için çok uğraştı. Kuş uçsa haberdir diyordu. Doğru haberi her zaman kullanmak üzere gazeteciliği öğrenmem için bana kucak açtı, yol gösterdi. Siyasette olmamı çok istedi, Sivil Toplum Örgütleri diye adlandırdığımız kuruluşlarda insanlarla iç içe olmam, daha sosyal olmam gerektiği konusunda yol gösterici oldu. Benim gazeteci olmamı sağlamak için yaşamı yetmedi ama hem baba olarak, hem kişi olarak, hem gazeteci olarak bana sert davranan halleri ile ben farkında olmadan beni biraz daha güçlendirmiş oldu.
Babanız neden siyasette olmanızı istedi?
Babam 1984 yılında Sosyal Demokrat Halkçı Parti’den (SHP) Balıkesir Belediye Başkan Adayı olmuştu. O dönemde SHP İl Sekreterliği de yapmıştı. Evimize yerel ve genel siyasette yer alan bazı kişiler gelir giderdi. Biz de onların evlerine giderdik. 1980’li yıllarda yaşım küçüktü. Politikacıların arasında bulunarak, dinlediklerimden, sürekli haber dinlenmesinden, gazete okunmasından ve gerek aile ortamında gerekse siyasilerin arasında güncel konuların yorumlanmasından dolayı yaşım ilerledikçe siyaset daha çekici olmaya başladı hayatımda. Babam bir gün beni odasına çağırıp, “Üç çocuğum var. Hepinizin karıncayı bile incitmeyecek duyarlılıkta olduğunuzdan eminim. İyi insanlarsınız, insanlara da zarar vermezsiniz. Hepiniz de iyi yerlerde olacaksınız. Ama senin bir gün mutlaka siyasette olman gerekir” dedi.
Girişken, konuşmayı seven, güler yüzlü, olduğumu hatırlatıp siyasetçi olmamda ısrar etti. Geçmişten beri siyaset bana cazip gelmesine karşın, 2015 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) üye oldum. Aklımda hep Balıkesir’in belediye başkanı olmak vardı. O babamdan kalan yarım bir hikayedir. Babamın yapamadığını belki de ben yapacaktım. Partiye üye olduktan sonra, ‘’Emek en yüce değerdir’’ şiarıyla her yerde boy göstermeye başladım. Partinin her çalışmasında, her açıklamasında, her yerde eksik kalmamaya gayret gösterdim.
Emek vererek bir yerlere gelindiğinde daha çok değer bulunacağı öğretildiği için, ilke edindim. 2019 yılında yapılacak olan yerel seçimlerde Altıeylül Belediye Başkan adayı olmak için 2016 yılının ilk aylarında çalışmaya başladım. Yaz kış demeden, tanımadığım insanların kapısını çalarak, tarlalara giderek, onları tanımaya, isteklerini, düşüncelerini dinlemeyi tercih ederek kendimi tanıtmak istedim. Bazen iki çocuğumu da köylere götürdüm. Ellerine birer torba balon veriyordum. Oradaki çocuklara dağıtıyorlar, onlarla oyun oynuyorlardı. Önce muhtarlarla röportajlara başladım. Gazetemizde her bir muhtarın röportajı yayınlandı.
Tarladaki kadınlarla, işçilerle, köylülerle görüştüm. Onları ziyaret ettim. Köyün eksikleri nedir? Ne isterler? Ne talep ederler? Hep onları dinledim. Cenazelerinde de, düğünlerinde de bulunmaya gayret gösterdim. 2019 yılında Altıeylül Belediye Başkan Adayı oldum.81 köyü, 13 merkez mahalleyi seçim sürecinde dolaştım. 2014 seçimine göre oyları % 88 arttırarak 45 bin oy aldım. 8 bin civarı daha oy alsaydım o dönem belediye başkanı olacaktım. Ne yazık ki olmadı. Bende büyük üzüntü yaratsa da ertesi gün, 1 Nisan 2019’da, tekrar kaldığım yerden çalışmaya devam ettim. “Ağlamak yok, yola devam dedim”. Amacım Altıeylül Belediyesi’ni kazanmak içindi. 31 Mart 2024 Yerel Seçiminde Altıeylül Belediye Başkanlığı için aday adayı oldum. Ne yazık ki kısmet olmadı. Hedefime ulaşma isteğim yine aynı şekilde sürüyor. Bir Balıkesirli olarak bu kente hizmet etmek istiyorum. Yere düşsem de kalkarım. Durmak yok, yola devam!
Seçim çalışmalarında iyi ya da kötü anılarınız oldu mu?
Çok soğuk günlerde, uzun süreli, doğru dürüst dinlenmeden sabaha karşı çalışmaya çıkıyor, gece saat 24.00’ten sonra eve giriyordum. Öğle yemeğimi gece yiyordum. 2 saat uykuyla tekrar güne başlıyordum. Gitmediğim hiçbir köy, hiçbir mahalle kalmadı. Benim için hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden değerli günler ve anılarla doluydu. Hepsini tekrar yaşamak isterim.
Siyasetin size kattıkları nedir?
Öncelikle hayatıma çok insan kattığımı düşünüyorum. Her köyden insanlarla hala görüşmelerim, ziyaretlerim devam ediyor. Siyaset bana insan tanıma anlamında çok şey öğretti. Siyaset aslında insan tanıma sanatı, insanı ikna etme sanatıdır. Bana çok katkısı oldu, insanlara bakış açım daha farklı olmaya başladı. Projelerim hala dosyalarda duruyor. Kentleşme ve kent estetiği anlamında, sosyalleşme anlamında projelerim hazır. Balıkesir’e gençlerin daha fazla ilgi göstermesi için, bir üniversite kenti olarak daha çok zenginleştirilmesi şart.
Şu anda Balıkesir’de üniversitelilerin kafeler dışında gideceği yerler yok. Yaşlıların zamanlarını, son yıllarını geçirebileceği alanlar yok. Çocukların gidebilecekleri, sosyal ve kişisel gelişimlerini, el becerilerini, beyin gelişimini sağlayacak sosyal alanlar yok. Balıkesir bu açıdan çok kısırdır. Tabii ki her belediyenin, belediye başkanlarının kattığı şeyler vardır ama yeterli değil. Çok daha güzel şeyler yapılabilir. Ben daha genç bir şehir yaratma düşüncesiyle projelerimi hazırladım. Bana göre, Balıkesir mola yeri değil, varılacak son durak olmalıdır. Altıeylül, Balıkesir’in en büyük ikinci ilçesi. Nüfusuyla, yüz ölçümüyle Balıkesir’e değer katacak, daha çok değerlendirilmesi gereken çok zengin bir ilçe. Tarım ve hayvancılık kentinde yapılacak çok iş var. Boşa geçirilecek her an, Balıkesir’ e zarar. Beğenmiyorsak Balıkesir’i değiştireceğiz ama önce kendimizi. Bu bağlamda umarım projelerimi gerçekleştirmek nasip olur.
Annesiniz, işiniz var, siyasete nasıl zaman ayırıyorsunuz?
Her şey planlı programlı olunca hepsine zaman ayrılıyor ama fedakarlık gerektiriyor. Özellikle bir kadın siyaset yapıyorsa öncelikle özveri gerekiyor. Türkiye’de kadın olmak, taşrada kadın olmak, siyasette kadın olmak zordur. Ben bunları olumsuz görmedim ama bazen zorlandığınız konular oluyor. Sorumluluklarınız daha fazla, eviniz, işiniz, çocuklarınız, bazen daha farklı platformlarda da sorumluluklarınız olabiliyor. Bu yüzden tamamen programlı çalışmanız gerekiyor. Geriye dönüp baktığımızda eğer siyaseti bir ideal uğruna yapıyorsanız helali hoş olsun. Gönüllülük, bir ideale baş koymak çok kıymetlidir. En büyük özveriyi çocuklarınızdan yapıyorsunuz. Çünkü onların nasıl büyüdüğünü anlamıyorsunuz. Oğlum bu hafta sonu üniversite sınavına girdi. Kızım 7’nci sınıfa geçiyor. Onlar büyüdüler fakat aynı evde yaşasak da bazen istediklerinde yanlarında olamadım. Siyaset benim yaşam biçimim. Her zaman sahada olacağım, mutlaka memleketime hizmet edeceğim.