Sivrisinekler neden bu kadar arttı? Yerel yönetimler ne yapıyor?-2

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yerel yönetimler, küresel iklim değişikliği nedeniyle, sivrisinek mücadelesini artık 12 ay boyunca süren entegre bir çalışma olarak yapmak zorundalar. Lavratik ilaçlama gecikir veya ihmal edilirse, yaz geldiğinde sokaklarda sisleme araçları dolaştırmanın da nihai bir faydası olmuyor. Bu yöntemin sadece % 2 veya 5 kadar etkisi olduğu biliniyor. Yani entegre bir mücadele yapılmadığı takdirde, Körfez’de sivrisineksiz bir yaz dönemi geçirilmesi mümkün değil. Yerleşik türlerin, belirlenen yaşam alanlarında kontrole alınması; yeni ve istilacı türlerin girişinin engellenmesi de mümkün değil. Yeni türler ise yeni hastalıklar anlamına geliyor, bunu açıkça belirtmek lazım. Ayrıca sisleme işlemiyle ilaçların uzun süre havada asılı kaldığı, ortamdaki insanlar ve hayvanlar tarafından solunduğu da dikkate alınmalı. Ölçüsüz ilaçlamalar akut veya kronik zehirlenmelere ve her türlü kanser vakasının artışına yol açabiliyor. Yine havaya püskürtülen bu kimyasal ilaçlar, bir süre sonra yere inip, toprağa, yeraltı sularına ve her türlü yüzeye karışıyor; yağmur kanalları, dere yatakları ile denizlere ulaşıyor, yani bir bütün olarak çevre kirliliğinin artmasında önemli rol oynuyor. Bir diğer husus da, düzensiz kullanım sonucunda sivrisineklerin bu ilaçlara karşı bağışıklık kazandıkları gerçeği ne yazık ki.

 

SAZLIKLARI YAKIP SAZLIK ALANLARA İNŞAAT YAPMAK ÇÖZÜM DEĞİL

Bu nedenlerle, öncelikle sivrisineklerin üreme alanlarını ilk aşamada bulunup, uçkun haline gelmesine fırsat vermeden larvatik ilaçlamayla mücadele edilmesi zorunlu. Bu alanların ıslahı da önemli. Fakat bunun asla sazlıkların yakılması veya sulak alanların inşaata açılması ile yapılmayacağı da ortada. Sivrisineklerin yaşam ve üreme alanları zaten o kadar çeşitli ki. Su sızdıran bir sayacın altı, bodrum katlar, saksı altları, rögar ve foseptikler birer üreme alanı olabiliyor. Büyük durgun sular ve sazlıklar  kadar sokak hayvanlarına yönelik sulama kapları bile temel yaşam alanı olabiliyor. Bir kova suya milyonlarca yumurta bırakabiliyor sivrisinek. Elbette ilaçlama dışında doğal mücadele yolları da var. Bunlar tamamen bilimsel tabanlı, sürdürülebilir teknikler. Mesela balıklar ve kurbağalar sudaki lavraları yiyorlar. Uçkunları tüketen canlılar arasında çok fazla sayıda kuş, yarasa ve örümcek bulunuyor. Sivrisinekleri tümüyle yok edecek bir araç ise henüz yok, zaten ekosistemi bozmanın bir gereği de yok. Ayrıca kasımpatı, biberiye, lavanta, adaçayı, fesleğen, kekik otu gibi bitkileri dikmek suretiyle, insan yerleşimleri ile sivrisineklerin yaşam alanları arasına bir sınır, set çekilmesi de mümkün. Park ve bahçeleri bu bitkilerle doldurmak da.

 

ÇOK SAYIDA HASTALIĞI BULAŞTIRABİLİYORLAR

Yerel yönetimlerin sivrisinek sorununa sadece yazın başlarını ağrıtan bir dert gibi bakmaları ise artık mümkün değil. Küresel iklim değişimi, bu çeşit kanatlı zararlılarla mücadeleyi çoktan bütün bir yıla yaymış bulunuyor. Belediyelerin alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekiyor. Çünkü sivrisinekler davranışlarını çoktan değiştirdiler. Üstelik tropik kökenli sarı humma sivrisineğinin Afrika’dan Kuzey Amerika’ya, oradan Avrupa ve Türkiye’ye geldiği biliniyor artık. Mesela, İstanbul’da yayılım gösteren istilacı Asya kaplan sivrisineği de tropik kökenli. Demek ki, bu sivrisinek türleri sıcaklıklara çok rahat bir şekilde adapte olabiliyorlar. Üstelik sadece sıtma değil, Batı Nil Humması, Chikungunya, Deng Humması, Zikavirüs gibi hastalıklara da bulaştırıcı (vektör) olabiliyorlar. O nedenle, sivrisinekler sadece kulağımızın dibinde vızıldayan, arada bir vücudumuzu sokarak beslenen, kan emdiği yerlerin kaşınmasıyla rahatsızlık veren eski ve bildik canlılar değiller artık. Bulaşıcı hastalık taşıyan türlerden ve bunların yayılmasından da korkmak gerekiyor.

 

İLAÇLAMA SONUÇLARINDAN VATANDAŞLAR MEMNUN DEĞİL

Körfez’de hem Büyükşehir ve hem de ilçe belediyeleri ilaçlama işlemlerini yapıyor elbette. Fakat sonuçlar, vatandaşları hiç de memnun edici düzeyde değil. Nedeni de belli bunun, müdahale zamanı yanlış, mücadele entegre değil. Zaten o yüzden, 10 Mart 2021’de Balıkesir B. Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen Balıkesir Yerel İklim Değişikliği Eylem Planı Çalıştayı’nda konuşan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu “iklim değişiyor,  biz değişmiyoruz” diyerek uyarmıştı kendilerini. Sanırım pek de can kulağıyla dinlemediler. Yoksa, sivrisineklerin lavratik ilaçlamasını Büyükşehir kıştan başlatır, yazın ise başarı oranı çok düşük olan sisleme çalışmalarını hiç yaptırmazdı. Zira, sivrisinek ilacı üretebilmek için Türkiye’de aktif madde yok, bunlar Avrupa’dan ithal ediliyor, epeyce de döviz ödeniyor.

 

Sonuç olarak “stratejik eylem planları” elbette önemli. Fakat küresel iklim değişikliği olgusuna da rasyonel bir bakış gerekiyor. Yoksa sivrisinekler karşısında bile aciz kalınabiliyor. Salgın hastalık riski de cabası oluyor.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Sivrisinekler neden bu kadar arttı? Yerel yönetimler ne yapıyor?-2
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!