SIRA ATATÜRK’ÜN VASİYETİNDE.. ARKASI GELECEK Mİ?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

DÜŞÜNEN ADAM

 

Atatürk’ün, ölümünden yaklaşık iki ay önce (5 Eylül 1938) düzenlediği vasiyetnamesinden; “Sahibi olduğum tüm nakit ve hisse senetleri ile Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul mal varlığımı-belli koşullarla- CHP’ye devrediyorum”. Söz konusu koşullar şunlar:

 

  • “Nakit ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından değerlendirilecektir.
  • Manevi kızları; Afet (İnan), Sabiha “Gökçen”, Ülkü (Adatepe), Rukiye ve Nebile’ye-hayatta kaldıkları sürece- aylık olarak belirlenen… Lira ödenecektir.
  • Sabiha’ya bir ev alınabilecek para verilecektir.
  • İsmet İnönü’nün çocuklarının yüksek tahsillerini tamamlayabilmeleri için ihtiyaç duyulacak para ailesine ödenecektir.
  • Her sene nemadan geri kalan miktar para Türk Tarih Kurumu(TTK) ile Türk Dil Kurumu’na (TDK) yarı yarıya tahsis edilecektir”.

 

Kolayca anlaşılacağı gibi; Atatürk, İş Bankası’ndaki hisselerinin kuru mülkiyetini CHP’ye, gelirini de TTK ve TDK’na bağışlamıştır. Bunun tartışma konusu yapılması, siyasi malzeme olarak kullanılması, ölen kişiye saygısızlıktan öteye bir anlam taşımaz.

İki kurum da Atatürk tarafından, “Cumhuriyet Devrimleri ile getirilen ulus ve vatandaşlık bilincini geliştirmek” amacıyla kurulmuştur. Bunun için de, bu kurumlara siyasi baskılardan etkilenmeyecek bir tür özerk kimlik, özel statü tanınmıştır.

Atatürk’ün CHP’ye bıraktığı hisse senetleri, İş Bankası’nın yüzde 28.1 payına karşılık olup, CHP’nin bu pay karşılığında İş Bankası Yönetim Kurulu’na dört yönetim kurulu üyesi atamak dışında hiçbir akçeli hakkı yoktur. Zaten, Anayasa’nın 61. Maddesine göre, siyasi partilerin ticari faaliyette bulunmaları yasaktır.       

TTK ve TDK 1983’te kapatılarak “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu” adı altında bir kamu birimine dönüştürüldü. (12 Eylül tufanının sonucu olarak “netekim”)!

1938-2019. Seksen bir yıl sonra Cumhuriyet’in kurucusu bir insanın vasiyetini TBMM’nin oy çokluğu ile çıkaracağı bir yasa ile yok saymaya çalışmanın mantıklı, vicdani bir tarafı olabilir mi? Varsa, bilmek hakkımız değil mi?

Atatürk’ü yok saymak, küçük düşürmek, değersizleştirmek Türkiye’ye ne kazandıracaktır? İş bankası hisselerinin Hazine’ye devri ile faizler mi düşecek, yatırımlar mı artacak, işsizlik mi azalacak, enflâsyon mu düşecek?

Bu çığır açılırsa, 24 Kasım 1934’te Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadını veren yasayı oybirliği ile çıkaran TBMM’nin şimdi de aynı yasayı –oy çokluğu ile de olsa- değiştirmesinin bile gündeme getirilmesi şaşırtıcı olmayacaktır!

Afrika’nın ilkel kabilelerinin dışında Dünya’da örneği, benzeri görülmemiş, görülemeyecek, akla gelmeyecek, sığmayacak konuların, işlerin gündeme getirilmesinden bıktık, usandık…

Yaşadıklarımız da, düşündüklerimiz de, Fransız filozofu Descartes’in; “yaşıyorum düşünüyorum, düşünüyorum öyleyse varım” sözü ile hiç bağdaşmıyor. Déscartes’ın, “yaşamak” ve “düşünmek”, sözleri “içi dolu” konular, işler için geçerlidir. Ya bizim uğraştıklarımız?

Düşünen Adam (16 Mart 2019-Politika)

                                                                  

On Dört Ay Sonra

Aynı konu, aynı aktör, aynı hedef! CEHAPE’nin İş Bankası’ndaki-hiçbir akçeli getirisi olmayan- hisseleri Hazine’ye (iktidarın emrine) devredilecek, böylece;

  • Atatürk’ün vasiyeti, dolayısıyla manevi şahsiyeti yok sayılmış olacak,
  • “ayyaş” olduğu önceden ilân edilen Atatürk’ün vasiyetnameyi “ayık kafa”yla hazırlamadığı,
  • “Yeni Türkiye”nin insan haklarına saygılı, “ileri demokrasi” örneği bir “hukuk devleti” olduğu mesajı verilecek!

Bu da yetmeyecek, ardından Atatürk’ün padişahlık rejimini Cumhuriyet’e dönüştürülmesine, çağdaş devrimlerin kabulüne de ayıkken karar vermediği öne sürülerek, bunlar dahi TBMM’ deki “milli irade” çoğunluğu ile yok edilmeye ve ne olduğu bir türlü açıklan(a)mayan “2023 hedefleri”nin önündeki kalan engeller kaldırılmaya çalışılacaktır*. Hedefe yürürken “darbeci, fetöcü, terör işbirlikçisi” vb. tanımlanan sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının bertaraf edilmesi için gerekli “torbalı” yasal düzenlemeler de   TBMM’den geçirilecektir. TBMM’de “milli irade” figüranı olmak mı yoksa sine-i millet mi?

Ekonominin çökmüşlüğü, demokrasinin tükenmişliği önemli değil. Varsa yoksa CEHAPE, Atatürk ve 2023 hedefleri! (Büyük şehirlerde kilosu sekiz on liraya satılan zam şampiyonu limonun ihracatına izin veren ekonomi yönetimi!)

Atatürk, Kurtuluş Savaşını yönetirken, padişahlık yerine Cumhuriyeti rejimini kurarken bile “milli iradeye” bu kadar güven(e)memişti!

*Yalaka düşünce bidonları, liboş satılmış gazeteci bozuntuları, Anayasa’da Devletin niteliklerini tanımlayan ve “değiştirilemez” olduğu yazılı maddelerinin tartışılmasını bile “ileri demokrasi” adına zaman zaman aldıkları talimatlara uygun üslûpta “alo fatih” kanallarında, gazetelerinde dile getiriyorlar!

 

Düşünen Adam         

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
SIRA ATATÜRK’ÜN VASİYETİNDE.. ARKASI GELECEK Mİ?
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!