NEW YORK’ta Sıfır Atık etkinliğine katılıp İyi Niyet Beyanı’nı imzalayınca..
Çevre duyarlılığı tescillenmiş oluyor öyle mi?
Şimdi bizim Büyükşehir Başkanı Yücel Yılmaz, Amerika’da Sıfır Atık etkinliklerinde yer aldı biliyorsunuz.
New York’taki Türkevi’nde, Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı’na imzayı çaktı.
Böylece çevre duyarlılığı tescillemiş oldu!
Ne bileyim işte iki çift güzel söz, iklim değişikliği, temiz şehirler, sıfır atık muhabbeti falan..
Al sana Sıfır Atık’çı Başkan!
***
GÖREN DE, Yücel Yılmaz’ın belediyecilik yönetiminde Balıkesir’in tertemiz, pırıl pırıl, gıcır gıcır bir şehir olduğunu düşünecek…
Peki gerçekten öyle mi bizim memleket?
***
SIFIR Atık İyi Niyet Beyanı’nı imzalıyorsun da..
Edremit Körfezi’ndeki derin deşarj işleri ne olacak?
Yapamadığın arıtmalar yüzünden denize boşaltılan kanalizasyon atıklarını ne yapalım?
Dalyan bölgesini ‘dolgu çalışması’ adı altında moloz ve hafriyat atıklarıyla doldurma işleri falan…
Sulak alanı molozla doldururken, Büyükşehir’in iş makinaları bataklığa saplanmıştı hani; onu da hatırlatmış olalım, kayıtlara geçsin.
***
SIFIR Atık’çısın ama, Balıkesir’in en müstesna yerlerindeki hoyrat madenciliğin yarattığı – yaratacağı tahribata gözünü kapatıyorsun hep. Havayı, suyu, toprağı, canlıyı kirleten vahşi madenciliğin baronlarıyla hoşbeşe devam.. Ama “temiz çevre, temiz deniz, daha yaşanabilir bir ortam” isteyen çevre duyarlılığına sahip kişi, grup veya demokratik kitle örgütlerine sırtını dönüyorsun!
Yeni imar düzenlemeleriyle, adı ‘koruma’ olan, ancak korunmayan doğal yaşam alanlarının betonla doldurulmasına da kayıtsız kalıyorsun meselâ.
Aksine, “ben zengini severim” modunda, yeni imar alanları, yeni yapılaşmalar, yeni zenginleşmelere kucak açıyorsun.
***
CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın Sıfır Atık konusundaki projeleri, etkinlikleri, çabaları, söylemleri malum.
Seninki, işin ‘görüntü’ tarafı oluyor zannımca.
‘Ses var, görüntü yok’ sözünün tersi; görüntü var, ses yok!
Süsleme, vitrin var, gerçekçi yatırım yok…
Balıkesir’in çoğu köyünde altyapı yok en başta… Fosseptikle idare ediyorlar.
İçme suyu sıkıntısı çekiyorlar.
Sokağın bir başına bir sonuna çöp konteyneri koyup, haftada bir toplamak değil ki Sıfır Atık?
“Ama beyim, atıklardan enerji üretiyoruz biz, o derece yani…”
Git bir bak bakalım şehir çöplüğüne… Senin dilindeki Sıfır Atık’la, oradaki atık işlerinin yolu kesişiyor mu gör!
Çöplükten yayılan ağır koku şehrin üstüne kabul gibi çöküyor.
Hani şartsız ve bağışsız hibe araçlar karşılığında imar düzenlemesi sözü verdiğin Çimento’nun lojman bölgesi var ya..
Şu ağaçlık alan yani.. Yüzlerce ağacı içinde barındıran o koskoca arazi.
Ha işte, hemen arkası çöplük. Yarın oraya lüks konutlar falan yapacak, şartsız ve bağışsız hibeleri veren…
Dünyanın parasını verip aldıkları konutlarda, çöplük sahasından gelen kokulara nasıl katlanacaklar?
Haydi Gaziosmanpaşalılar katlanıyor; onlar fakir…
O konutları satın alacak varsıllar katlanır mı?
***
BİZ her gün iki kez geçiyoruz Yakup Şevki Paşa Caddesi’nden; Çimento’nun oradan yani.
OSB tarafında başlıyoruz burnumuzu tıkamaya, eski SSK Hastanesi’nin oraya gelene kadar devam.
Tıbbi atıkları mı yakıyorlarmış ne…
En çok da tıbbi atıkların yanma saatlerinde başlıyormuş koku kabusu.
Hemen altında Hobi Bahçeleri var Belediye’nin.. Kira bedellerini üçe beşe katladıydınız hani.
Millet iki domates fidesi, üç beş biber yetiştirip toprakla oyalanacak.
Hani ateşi yakıp mangalı ısıtacak, iki tavuk kanadı, iki tek pirzola kızartacak.
O koku yok mu o koku… Katlanılır gibi değil, bilesin…
***
SIFIR Atık’çılığın öncülerindensin ama, derelerinden pislik akıyor memleketin.
Fabrika atıkları, hayvan dışkıları, kanalizasyon, ne ararsan artık.
Eskiden pırıl pırıl akan dereler, şimdi açık kanalizasyon hattı gibi!
***
YANİ sevgili Başkan, bu işler algı çalışmalarıyla yürümüyor.
Süsleme vitrin işleri, yaşadığımız çevre kirliliğinin üstünü örtmeye yetmiyor!
Atık gazete kağıtlarından örülen ekmek sepetleriyle falan poz vermekle de gerçekten Sıfır Atık’çı olunmuyor!
İyi niyetinden kuşkumuz yok.
Bilesin istedim.
Selam ederim.