SESSİZ İSTİFA KAVRAMINA DAİR

arthaconsult.com

 

Son günlerde gündeme gelen bir kavram olarak “ sessiz istifa” iş hayatındaki tüm tarafların dikkatini çekti. Aslında sessiz istifa yeni bir kavram değildi. 1970 li yıllarda tanımlanan bir çalışan tepkisiydi. Ama sosyal medyada bir çalışanın samimi itirafları ile birleşince viral oldu ve herkesin gündemine oturdu.

 

Sessiz istifa bir çalışanın sessizce işten el çekmesidir. Çalıştığı şirkete inancını yitirmesi ama başka bir çıkışı olmadığını için bir süre daha çalışmaya devam etmesidir. İşverenlerin sorması gereken soru bir çalışanın şirketine inancını nasıl yitirdiğidir. Nasıl olur da bir şirkette çalışma koşullarını kabul ederek işe başlayan ve emeğini şirketten aldığı karşılığında şirkete seferber etmeyi kabul eden bir çalışan “sessizce işten el çeker?”  Bu durumun bir çok sebebi vardır: Adaletsizlik, kötü yöneticiler, güven kaybı, gelişim fırsatının olmaması, kötü ilişkiler ve iletişim bir çalışanı yavaşça bu noktaya getirir.

 

Sonunda kaybeden işveren olur. Hem bir çalışan kaybeder hem de verimli olmayan bir çalışanına verimli olacağını varsayarak ödediği parayı ödemeye devam ederek parasını sokağa atar.

 

Sessiz istifa çalışanın iş yapmaması değildir. Çalışan artık söylenileni yapar, duygusunu katmaz,

Düşüncesini katmaz, inancını katmaz. Bedeniyle işinde ama ruhuyla başka yerlerdedir. Böyle bir çalışan işinden kopmuştur ve sessiz istifası ilk fırsatta somut bir çıktıya dönüşecektir.

 

Şirketler çalışanlarını yakından izleyerek ve bu konuda destek olarak onların motivasyon ve bağlılıklarını değerlendirmeli ve şirketlerinden bir “motivasyon mimarisi” geliştirmeliler. Sessiz istifa bireysel bir fenomen değildir. İşyerinde bazı şeylerin ters gittiğini ve yönetim problemleri olduğunu gösterir. Önlem alınmazsa bu problemler şirketin “çekirdek” kadrolarına kadar sirayet ederek yeteneklerin kaybı ile sonuçlanacaktır.

 

Exit mobile version