SEÇİMLER NE ZAMAN? YA DA SEÇİM OLUR MU?

Yönetenlerin iddiasına bakılırsa seçimler 23 Haziran 2023 yani zamanında. Peki bu iddiaya inanan var mı denirse değil muhalefet iktidar çevrelerinde bile buna inan yok denecek kadar az.

Seçim tarihini Devlet Bahçeli belirler deniyor, Bahçeli’de zamanında olacak diyor ama ona da kimse inanmıyor.

 

Herkes, her gün, seçim toto oynuyor, herkesin dilinde farklı tarihler dolaşıyor.

Meclis’in 1 Temmuz itibariyle tatile girmesiyle seçim tartışmaları bitmiş gibi gözükse de…

Zamanında olacağına pek inanan yok konuşulan tarihler ise Kasım/22, Mart/23, hem anlam bakımından hem de pazar gününe gelmesi açısından 23 Nisan 2023 iddiaları yabana atılır iddialar değil. Sağ siyaset açısından anlamlı, kulislerde konuşulan tarih ise 14 Mayıs/23. Seçimlere bir ay kala muhalefet erken seçime evet der mi soruları sorulmaktadır. Muhalefet kendince adaylık tartışması yapmak istemiyorum gerekçesiyle Erdoğan’ın önündeki anayasal engeli gündem yapmak istemeyeceğinden seçimlerin yenilenmesine destek vermesi beklenmektedir.

Muhalefetin erken seçim talep etmesi çok doğal, seçim olursa biran önce iktidar olabilme ihtimali doğacak. İktidar bütün imkanlar elinde zaten yönetiyor, erken seçim istemesi için bir neden yok. Ve fakat iktidar iki açıdan açmaz yaşıyor birincisi ekonomiyi bir türlü toparlayamıyor, denediği bütün yanlış modellere rağmen düzelme sağlayamıyor, her geçen gün ekonomik göstergeler kötüye gidiyor, kitleler sorunların altında bunalıyor. Bu da iktidardan kopuşlara yol açıyor. İktidar seçime az bir süre kala ‘taze kaynak’ bulabilir, ekonomide görece de olsa bir düzelme sağlayabilirse, bir beş yıl daha yönetebilmek için erken seçim isteyebilir.

İktidarı erken seçim kararı almaya zorlayan çok dikkate almıyoruz dense de bir başka sebep ise Erdoğan’ın aday olup olamayacağı tartışmasıdır. Hukukun, normlar hiyerarşisinin işlediği bir ülkede Erdoğan’ın Anayasa 101’nci maddesine göre aday olması mümkün değil. Lakin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ Erdoğan ikinci kez aday olabilir diyerek ilk adaylığını yok farz ediyor.

Hukukçular gerekli tartışmayı yapıyor, hukukçu ve siyasi hukukçuların görüşlerine bakarak başka bir yazıda değerlendirelim ama nasıl ki yeni sistemde anayasanın değişmeyen maddeleri aynen uygulanıyorsa, anayasanın 101’nci maddesi olduğu gibi duruyorsa, seçimler erkene alınmadığı sürece 3’ncü kez adaylık anayasaya aykırıdır.

 

SEÇİM OLUR MU?

 

Ne garip bir soru değil mi?

Anayasa’sında ‘Türkiye laik demokratik sosyal bir hukuk devletidir’ yazan, cumhuriyet anlayışı, devrimleri ve bugüne kadar bölgesinde yüzünü Batı’ya dönmesi, AB’yi hedeflemesiyle bölgede model ülke olarak gösterilen Türkiye’de seçim olur mu diye tartışılıyor.  

Sanki 100 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti değil, Patoganya veya krallıkların, emirliklerin olduğu herhangi bir Ortadoğu ülkesi.

Uzun süre devam eden Erdoğan aday olur mu olmaz mı tartışmaları Erdoğan’ın ben adayım demesinden sonra kısmen sona ermiş gibi gözükse de hala aday olmayabilir diyenler var!

Gel gelelim toplumun her kesiminde ‘bunlar seçim kaybetmez, kaybetse de gitmezler-bırakmazlar’ kaygılarının yanında bunlar seçim yapmaz Suriye veya Yunanistan’la savaş ilan ederler, savaş sebebiyle seçimleri bilinmeyen ileri bir tarihe ertelerler kaygıları oldukça yüksek. Bugüne kadar bu ve benzeri kaygıları etrafımızda sıkça duymamıza rağmen aksini iddia ederek hep karşı çıktık, aksini savunduk. Ancak geçtiğimiz hafta İstanbul’da ülkenin en üst düzey iş insanlarıyla ülke gündemi üzerine sohbet döndü dolaştı seçim olur mu sorusuna geldi. Bu düzeydekilerden böyle bir kaygıyı duymanın beni şaşırtmadığını söyleyemem, oldukça şaşırdım ve şaşkınlığımı kendileriyle paylaştım ve aksi görüşlerimi ilettim.

Tabi ki esas mesele toplumu bu düzeyde kaygıya sokan yönetim anlayışının yerleşmiş olmasında. Bir taraftan her gün seçim konuşulurken diğer taraftan yönetenlerce seçimin yapılmayacağına inanılması yönetenlerin uzun yönetim sonrası olası gitme ihtimaline karşı iktidarı bırakmak istememeleri olduğu kadar, iktidara yakın bazı çevrelerin kaybetsek de bırakmayalım açıklamaları olsa gerek.

Türkiye açısından böyle garip bir tartışma toplumun her kesiminde yapılır hale gelmiş olması hicap duyulacak bir tartışma olsa da!

Endişeye gerek yoktur. Türkiye normal demokratik kurallar çerçevesinde seçimlerini yapacak, halkın tercihi sandığa nasıl yansırsa gereği yapılacaktır. Türkiye bütün demokrasi eksikliklerine rağmen bu demokrasi sınavını da başarıyla yapacaktır. Nasıl ki 1950 seçimleriyle en kudretli iktidar seçimle el değiştirmişse, halk istediğinde değişim olacaktır; Hiç kimsenin aksi bir durumu aklından geçirmemesi gerekiyor.

 

‘’Bir hükümetten kan dökmeden bir seçim aracılığıyla kurtulmanın mümkün olduğu ve bunun mümkün olmadığı devletler. Önemli olan budur.’’ Karl Popper

 

Exit mobile version