Siyasal’da Kamu hizmetinin kar amacı gütmeden yapılması gerektiğini öğretmişlerdi. Mezun olduğum yıllar Türkiye’nin özelleşme furyasının olduğu yıllardı. KİT’lerin zarar ettiği, devlete yük olduğu ve hantallığı herkesçe konuşuluyordu.
Türkiye o yıllarda devasa kurumlarını sattı. Özel okullar hızla çoğaldı. Özel hastaneler hızla yayıldı. Emekli maaşları zaman içinde eridi. Uzun lafın kısası devlet ekonomideki rolünü azalttı ve sosyal devlet kimliğinden de uzaklaştı. Zamanla toplum olarak buna alıştık.1990’lardan 2010’lara kadar olan ekonomik şişme dönemlerinde bunu çok hissetmedik. Yer yer yaşanan krizler belli kesimleri daha çok vurdu.
Ancak günümüze geldiğimizde küresel ölçekte orta sınıfların erimesi, ücretlerde sürekli gerileme hem global hem de ulusal ölçekte hissedilen enflasyon gördüğüm kadarıyla sosyal devletin hayaletini uyandırdı. Aslında bu hayalet yıllar önce seçim çalışmalarında insanlara kömür, makarna, çay, kahve dağıtımıyla, Cem Uzan’ın iktidara yürüdüğü döner ekmekli, Gülben Ergen konserli mitinglerle kendini göstermişti.
Şimdi bu son seçimde sosyal devletin hayaleti çok daha ciddi bir şekilde arz-ı endam ediyor. Piyasadan düşük fiyatlı çay kahve hizmetine, hanım evlerine, çayın kekin bedava olduğu kütüphanelere, gençlere bedava suya, vefa kartlarına, köylüye bedava sulama sözlerine, yardım kartı projelerine, kreşlere, hayvancılık desteklerine, evleneceklere düğün salonu desteğine kadar sosyal politika vaatleri bu seçimi şekillendirecek görünüyor.
Türkiye Özal’lı yıllarla küçük Amerika olmaya koştururken sosyal devleti bir yük olarak görüp ardında bırakmaya çalışıyordu. Zaman içinde farklı hükümetlerle bunu yaptı da. Ancak sosyal devlet seçim vaatlerinde tüm partilerin söylemlerinde görüldüğü üzere bir hayalet olarak geri döndü. Ama dediğimiz gibi bu bir hayalet. Anayasal bir sosyal devlette kanunla tanımlanmış vatandaşların eşit olarak sahip olduğu hakların yerini bu defa bağışlar, lütuflar ve vaatler alıyor. Kişilere bağlı, durumlara bağlı ve konjonktürel. Hakkınız olduğu için değil, size lütfedildiği ve bahşedildiği şekliyle.