Ne renkli bir ülkeyiz, gün geçmiyor ki renkli bir tartışma olmasın. Gündemi takip etmek mümkün olmuyor, bazen aynı gün içinde birden fazla renkli gündem yaşanıyor. Bu da en çok siyasilerin işine geliyor çünkü bir sonraki gündem bir öncekini çürüttüğü için siyasetçi kendine yeni alan açıyor.
Malum ekonomide fren tutmuyor, ne faiz, ne döviz ve tabi ki enflasyon tutulamıyor. Faiz dediysek Merkez Bankasının 2021 Eylül ayında başladığı faiz düşüşleriyle yüzde 14’de tuttuğu Politika Faizinden değil, bankların kullandırdığı yüzde 50’lere varan piyasa faizlerinden bahsediyoruz.
Gelinen bu tablodan en çok etkilenen sanayiciler olduğuna göre Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu İstanbul Sanayi Odasının aylık toplantısına sözde sanayicileri dinlemek, sorunlarına çözüm üretmek için gitmiş olmalıydı! Ama öyle olmadı MB Başkanı sanayicileri aldıkları kredileri ‘döviz’ ve mal ‘stok’ lamakla suçladı bir anlamda İSO üyelerine ayar çekti.
MB Başkanı sanayicileri stokçulukla, kullandıkları kredileri dövize yatırmakla suçlayınca. İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan mikrofonların açık olduğuna, tartışmanın kamuoyuna yansıyacağına aldırmaksızın MB Başkanına ‘’Döviz tarafında varım ama stok tarafında yokum. O stok sanayicinin envanterinde niçin duruyor, onu doğru analiz etmezseniz olayın boyutu çok başka yere gider. Eğer bilançosunda kendisini enflasyondan korumak için, kendisin hec etmek için o stoku almış olan sanayiciyi de bu kapsama sokarsak bu çok daha farklı ve tehlikeli bir bakış açısına dönüştürür. Stoku şirketinde farklı nedenlerle taşıyan sanayicinin hepsini itham altına alırsak Türk Sanayisine karşı büyük haksızlık yapmış oluruz. Bir hafta, 10 gün sonra hangi malı bulacağımız belli değil. Hiçbir Türk Sanayicisi envanterindeki stoku piyasayı istismar etmek için kullanmamaktadır. Üretimin akışkanlığını ve istikrarlı bir şekilde üretmek için bu stoklar yapılma zorunda’’ diye cevap verdi.
Tartışma karşılıklı devam ederken MB Başkanı kredi kullanım kolaylığını gündeme getirince üyelerden biri krediye ulaşımın kolay olmadığını, kredi maliyetinin yüksekliğinden dem vurunca MB Başkanı devlet adabını, nezaketini bir kenara bırakarak ‘alma abi ciğim, pahalıysa alma’ dedi.
Ülkenin para, faiz, döviz politikalarını belirleyecek, fiyat istikrarını sağlama görevi olan MB Başkanı ile bunlardan doğrudan etkilene sanayici karşılıklı kavga ediyor. O halde ülkede üretim nasıl olacak, istihdam nasıl artacak, ülke nasıl kalkınacak; birbirinden etkileşim halinde olan kurumlar çatışarak mı?
MB Temmuz 2021, üçüncü enflasyon raporu: 2022 TÜFE tahmini yüzde 7.8 iken. Temmuz 2022, üçüncü enflasyon raporu: 2022 TÜFE tahmini yüzde 60.4… hedefler tutmamış, revize edilmiş, ne olacağı belli değil, uzun süredir hedeflerin tutmama gibi bir huyu ortadayken. Ve TÜİK’in açıkladığı Temmuz Ayı Enflasyonu on yılların rekorunu kırmaya devam ederek aylık %2.37, yıllık bazda %79,60’a çıkmışsa, yurtiçi ÜFE aylık %5,17 oranında, yıllık bazda %144,61 olarak gerçekleşmişe!
Sanayici de diyor ki enflasyona karşı kendimizi koruyabilmek, üretim yapabilmek için stok yapmak mecburiyetindeyiz. Bugün aldığımız yarın aynı fiyata bulamıyor, ürün tedarikinde zorlanıyoruz; Bize stokçu diyemezsiniz, haksız değiller, haklılar.
MB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun sanayicilere kimler döviz stokladı biliyoruz, listeler elimizde demesi vahim ötesi tehlikeli bir durum, bu adım adım sermaye kontrolü, serbest piyasaya müdahaledir.
Hadi biz de küçük ama önemli bir iki soru soralım! 128 milyar doları arka kapıdan kimler aldı, faiz indirimleri öncesi 8’den alıp 18’den satanlar kimler? 8’den alarak 18’e çıkınca satıp tekrar 11’den alanlar kimler onlarında listesi elinizde mi, onları da açıklayacak mısınız?
FİYAT ARTIŞLARI ALLAHTANMIŞ!
Yok yok akıl tutulması falan değil, bakıldı ki fiyat artışlarının önüne geçilemiyor, bildiğiniz Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu fetva verdi ‘fiyat artışları Allahtan’ diye! ‘’Ticarette kar haddi var mı’’ sorusu üzerine ‘’Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır’’ fetvasını paylaştı.
E o zaman soğan, patates depoları neden basıldı. Birçok zincir market ve özellikle üç harfli marketler diyerek neden hedef gösterildi, ağır cezalar kesildi. Ha bütün bu yollar denendi, dış güçler, iç mihraklar, şer odakları suçlamaları çare olmayınca imdada Diyanet mi yetişti!
Daha önce de ‘nas’ yok sayılarak, TOKİ’de uygulanan faizi normalleştiren bir fetva yayınlanmıştı.
Diyanetin ve din görevlilerinin bu ve benzeri açıklamaları sıkıntıya yol açmaktadır. Siyasi iradenin bu gelişmelerden rahatsızlığı olmadığı için mi bunlara dur denilmemektedir.
Daha önce Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın ‘’…Kur’an kurslarında bir tuğlası olana, cennete bir ev verilecek’’ açıklamasından sonra bir açıklamada Isparta-Yalvaç müftüsünden geldi ‘’İlçedeki Kur’an kurslarının 60 bin liralık elektrik borçlarını kim öderse cennet garanti’’ açıklamaları düştü sosyal medyaya.
Ne o, ‘tuğla ve elektrik’ alacak ekonomik gücü olmayan fakire yine cehennem mi kaldı, burada da mı varsıllar ‘cenneti’ parselledi!
Bu açıklamalar kimseyi rahatsız etmiyor mu? Dinin siyasileşmesi, ticarileşmesi, metalaşmasından memnuniyet mi duyuluyor!
Ortaçağ kilise papazları da cennetten tapu veriyordu.
Yapmayın etmeyin, mübarek dini, böyle şeylere alet etmeyin, bu kontrolsüzlüklere dur diyecek kişi ve kurumlar yok mu?
