YENİ YILIN ilk gününde yine mesai.
Bizim işler böyle.
Tatil yok, hafta sonu yok, dinlenmek yok.
Bu tempoya öyle alışmış ki hem vücut hem beyin, bir güncük boşa çıksak “ne yapacağız şimdi” diye düşünüyoruz!
***
EFENDİM, yeni yılınız kutlu, mutlu olsun. 2023’ün cümle hengamesini atlatıp akıl ve beden sağlığını koruyabildiyseniz, sizden iyisi yok.
2024 sağlıklı, musmutlu, huzur dolu, bol kazançlı geçsin hepiniz için.
Bizim için de öyle olsun.
***
NE yaptınız yılbaşı gecesi?
Portakal, mandalina soyduk, cevizsiz ve kaymaksız kabak tatlısı yedik.
Eh, iki kadeh bi şeyler içmeyelim mi?
Pijama – terlik – televizyon diyeceğim ama, bu kez farklı kutladık yani.
Altı senedir bitirip yerleşemediğimiz köy evinde ilk kez yeni yılı karşıladık işte.
Meşe odunlarımızın alevi ve yanık odun kokusu eşliğinde ısındık.
Nicedir kulağımız paslanmıştı müziksizlikten; biraz Türk Sanat Müziği dinledik, sonra hareketli şarkılara geçtik.
Kuzinede güveç pişirdik.
Köpeciklerimizle oynadık uzun uzun.
Eh daha ne olsun.
Sabah erkenden yine iş başı.
O zaman mesainin hakkını verelim…
***
SABAH sabah hiç güleceğim yoktu; kahkahalarla olmasa bile, müstehzi bir tebessümle gelen elektronik postaları okurken, ‘ortak akıl’ ifadesine takıldım.
Meselâ Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz’ın Kent Konseyi genel kurulundaki konuşmasının satır aralarında geçiyordu bu ifade.
Şöyle demiş:
“2019’da başlattığımız ‘ortak akılla hep beraber hareket edelim, şehrimizi güçlendirelim’ sloganı yerini buldu. Bunu en çok sahiplenen de Kent Konseyi.. Konseyin şehrin tüm değerlerini yukarıya çıkardığını düşünüyorum. Buna liderlik yapmak, insanların potansiyelini ortaya çıkarma yolculuğunda eşlik eden biri olarak çok memnunum.”
Bir kere Kent Konseyi, hem iktidarın hem Büyükşehir Belediyesi’nin arka bahçesi. Bu, pek çok şehirde, ilçede böyle. Konseyler, belediyelerin tastikçisi gibi çalışıyor. İşin başında da zaten mutlaka bir belediyeci oluyor. Hem belediyeyi, hem Kent Konseyi’ni yönetiyor.
Balıkesir’de de durum böyle.
Büyükşehir’in yönetim anlayışında, ortak aklı nereye koyarsınız diye sorsak sokaktaki vatandaşa?
“Onlar yönetiyor, biz izliyoruz” diyecektir pek çoğu.
Çünkü biliyoruz ki, Yücel Yılmaz’ın ‘ortak akıl’ dediği şey, realitede tam tersi.
“Biz yönetiriz, biz karar veririz, biz uygularız, siz tâbi olursunuz…”
Geride kalan dört buçuk küsur senede bu hep böyleydi.
Kent Konseyi, “para, kaynak, kadro bizim; o halde neyin nasıl olacağına biz karar veririz” modunda çalışıyor. Yürütmesi, meclisleri falan dolgu yani. Salonlar dolsun, Başkan konuşsun.
***
BİR ‘ortak akıl’ ifadesi de CHP’nin Büyükşehir Başkan adayı Ahmet Akın’dan.
Yücel Yılmaz’ın yönetim anlayışı ve uygulamalarını gördük, izledik, eleştirdik; o kısmı biliyoruz.
Ahmet Akın da, yeni yılın ilk sabahında, karga şeyini yemeden henüz, hava da aydınlanmamış; sokağa çıkıp Zağnos Paşa Meydanı’nda turluyor.
Karşılaştığı vatandaşlarla sohbet ediyor falan.
Sabah programıyla ilgili Akın’ın SKM’sinden gönderilen basın bülteninde şu ifadelere yer veriliyor:
“Balıkesir’in hizmetkarı olmak için mücadele edeceğiz. Çünkü Balıkesir daha iyisini hak ediyor. 10 numara kente 10 numara hizmet edeceğiz. Balıkesir’de yaşayan herkes mutlu olacak. Uzun yıllar milletvekilliği yaptım, Balıkesir’in sorunlarını tek tek dile getirdim, çözüm önerilerimi paylaştım. Şimdi artık o sorunları çözme zamanı. Hep birlikte ‘ortak akıl’la Kuva-yı Milliye ruhundan aldığımız güçle başaracağız.”
Politikacı milleti böyle süslü cümleler kurmayı pek sever.
Gazeteci milleti de satır aralarındaki ayrıntıları cımbızlamakla fark yaratmaya bayılır.
Akın’ın süslü cümleleri arasına sıkıştırılan ‘ortak akıl’ ifadesini cımbızlayıverdik işte.
***
CIMBIZLADIK da, lafı nereye getireceğiz?
Birincisi: Caddede, sokakta elini sıkıp sarıldığın vatandaşa, “her şey çok güzel olacak” demekten ibaret değil ortak akıl.
Bunu açmak, detaylandırmak, neyin ortak aklı olduğunu – olacağını anlatmak lazım.
İkincisi: Ahmet Akın, Kurultay gününe kadar CHP’nin Genel Başkan Yardımcıları arasındaydı. Kemal Kılıçdaroğlu’nu yeniden Genel Başkan seçtirebilmek için çok çabaladı.
Balıkesir’in ilçelerinde ve İl kongresinde, kendi desteklediği adayların arkasındaydı.
“Partiyi ortak akılla yöneteceğiz” sloganıyla seçim yarışına giren Ömür Boyuer’i değil, ‘ortak akıl’ ifadesini ağzına almayan Erden Köybaşı’yı destekledi; O’na seçim kazandırdı.
Boyuer, İl kongresi çalışmalarının her adımında ‘ortak akıl’ diyordu. Değişimciydi sonuçta.
Ahmet Akın, statükodan yana oldu; Boyuer’in ‘ortak akıl’ vaadiyle oyalanmadı.
..ve fakat şimdi kendisi ‘ortak akıl’ diyor!
***
BİR DE şu ‘kuva-yı milliye’ kavramını çok kullanıyor şehrimin politikacıları. Yücel Yılmaz ağzını açıyor, ‘kuva-yı milliye’ diyor.. Rakibi Ahmet Akın, bu kavramı dilinden hiç düşürmüyor zaten.
‘Kuva-yı Milliye’ dedi mi, hemen arkasından dedesinin istiklal madalyası cümleleri geliveriyor.
Biz de kuva-yı milliyeci torunuyuz birader; dedemizin istiklal madalyası da var yani, bende duruyor.
İkide bir “benim dedem, benim dedem” demiyoruz sonuçta.
Bu kutsal kavramları her cümlenin başına sonuna koyup eskitmemek lazım.
Yücel Yılmaz da, Cumhuriyet Meydanı’na “Kuva-yı Milliye Şehri” tabelası çaktı malum.
O da cümlelerin başına sonuna bu kavramı yerleştirmeyi seviyor.
Tamam da, bu şehrin Kuva-yı Milliye ruhunu yansıtan ne var?
Adnan Menderes Mahallesi’nde, Fırıntaş Kafe’nin gölgesinde kalan bir küçük anıt dışında…
***
KUVA-YI Milliye şehriyiz ama, henüz bir kimlik oturtamamışız Balıkesir’e.
Kuva-yı Milliye şehriyiz ama, bu çağda çoğu köyün kanalizasyonu yok, içme suyu sıkıntısı yaşanıyor.
Kuva-yı Milliye şehriyiz ama, şehrin geleceği olan güzelim arazileri parsel parsel satıyoruz, kime sattığına bakmadan; sırf günü kurtarmak için.
“Kuva-yı Milliye şehriyiz ama” ile başlayan cümleleri bir sıralarım peş peşe, canınız sıkılır.
Burada keselim.
***
EN baştaki dilekle bitirelim yine.
2024 umutlarınızın, beklentilerinizin gerçekleştiği bir yıl olsun.
Sağlıkla kalın; sofralarınız bereketli, huzurunuz daim, haneniz şenlikli olsun.
Ha bu arada, 24 benim uğurlu sayım.
Uğurunu görmek isterim.