Ormanlar milli servet… Ama onları biz yakıyoruz!

Yaz aylarının geldiğini hissetmemizle gün geçmiyor ki havada altında sarkan su haznesiyle helikopter ve uçak sesini, canhıraş acıyla bağıran bir itfaiye sireni duymayalım. İrili ufaklı orman yangını haberleriyle canımızın yanmaya başladığını hissetmeyelim.

son-dakika-bakan-yumakli-duyurdu-canakkaledeki-yangin-kontrol-altina-alindi-17188035694665_1

Dikkatsizce atılan sigara izmariti, piknik ve kamp ateşlerinin kontrolsüzce yakılıp söndürülmeden bırakılması, anızların yakılması, kasıtlı olarak rant uğruna çıkarılan yangınlar ormanların yok olmasına neden olabiliyor. Dünya genelinde iklim değişikliği nedeniyle artan hava sıcaklıklarının etkisiyle birlikte yangın sezonu açılmış oldu.

Futbol sezonu, transfer sezonu, deniz sezonu, festival ve şenlik sezonu açıldı sanki! Memleketimizin her köşesinden kara dumanların yükseldiği haberleri gelmeye başladı.

Yaz aylarının geldiğini hissetmemizle gün geçmiyor ki havada altında sarkan su haznesiyle helikopter ve uçak sesini, canhıraş acıyla bağıran bir itfaiye sireni duymayalım. İrili ufaklı orman yangını haberleriyle canımızın yanmaya başladığını hissetmeyelim.

Sebep ne olursa olsun; ister rant, ister dikkatsizlik, ister piknikçiler, isterse art niyetli kişiler olsun ne yazık ki kendi ellerimizle güzel ülkemizin ciğerlerini söndürüyoruz. Doğal sebeplerden daha çok insan eliyle çıkan yangınlardan, her yıl daha da artarak canımızın yanmasını seyrediyoruz.

Peki, bu yangınlar durup dururken mi çıkıyor? Yok mu bir suçlusu? Olmaz mı! Bu sıcak havalarda söndürülmeden atılan bir sigara izmariti, piknik yaparken yakılan ateş, cam şişeler, tarımsal faaliyetlerin ardından yakılan anızlar değil mi? İnsan eliyle çıkarılan yangınların baş sorumlusu…

Çok mu zor, yanan bir sigarayı söndürüp atmak? Piknik ateşini söndürmek? Cam şişeyi çöp kutusu yerine yol kenarına atarken hiç düşünmez mi insan? Onun güneş ışığı altında bir bombaya dönüştüğünü, tarlasındaki anızı yakarken bir kıvılcımın canımızı ciğerimizi yaktığını.

Bu uyarılar bugüne kadar kim bilir kaç kere yapıldı. Var mı dinleyen? Var mı ders alan? Ne ypazık ki yok. Her yaz geldiğinde uyarılar havada uçuşuyor. O halde boşu boşuna mı yazıyoruz, çiziyoruz, konuşuyoruz? Bir kulağımızdan giren diğer kulağımızdan mı çıkıyor?

Böyle gelmiş ama böyle gitmemeli bazı şeyler artık kulağımıza küpe olmalı. Ormanlarımız milli servetimiz. Hiç mi insanoğlunun aklına gelmez 5 dakikada kül ettiği bir ağacın büyümesinin on yıllar aldığını.

Exit mobile version