12 AĞUSTOS Çarşamba günü ihale var Büyükşehir Belediyesi’nde.
Cengiz Topel Caddesi’ndeki 7.1 dönümlük arsa satılacak.
Belediyelerin arsa satma işi gündem olunca, aklıma mezbahada kesim sırasını bekleyen çaresiz hayvanlar gelir nedense.
Kaçarı yoktur; insanoğlu et yesin diye kesilmek zorundadır.
Gelir sağlamak için akıllarına ilk gelen şey arsa – arazi satmak olunca belediyelerin.
Halkın malı olan o araziler de kasaplık koyun, kesimlik dana gibi oluyor bir nevi!
***
CENGİZ TOPEL’deki arsanın statüsü değiştirilmişti. Kültürel alan vasfından çıkarıldı, turizm, ticaret, konut alanına dönüştürüldü.
Orada bir zamanlar kültür sarayı inşa ediliyordu.
Altmışlı yılların ‘kültür kenti’ kimlikli Balıkesir’inden geriye, ‘kültür – sanat’ adına hiçbir şey kalmadı tabi. Yeni yeni kültür merkezleri falan yapılıyorsa da o eski kimliğe erişmenin imkanı yok artık.
Neyse.
Lunapark alanı olarak adlandırdığımız arsada kültür merkezinin temelleri uzun yıllar öylece kalmıştı. Beton kuma dönüştü, demir paslanıp çürüdü. Ne iktidarlar, ne bakanlar, ne milletvekilleri geldi geçti, kültür sarayına dönüp bakan olmadı.
Sonra temizleyip attılar, yerine lunapark yaptılar.
Belediyelerin ağırlama giderlerinin yarısıyla ne merkezler, ne saraylar yapılır aslında.
Yeter ki istesinler!
Yani, oraya sıfırdan bir kültür merkezi..
Ya da şehrin sosyal – kültürel – sanatsal beklentilerini karşılayacak bir tesis..
Ya da dinlence – eğlence alanı falan yapılabilirdi.
Hiçbir şey yapmasan, Atatürk Parkı’nın devamı şeklinde yeşil alan düzenlemesi, meydan, az biraz peyzaj olabilirdi yani.
***
ÇARŞAMBA günü yirmi üç milyon lira muhammen bedel üzerinden satışa çıkaracaklar arsayı.
Muhtemelen alıcısı hazırdır.
Çünkü bu işler böyle oluyor. Önce alıcıyı ayarlıyorsun, sonra onun isteğine göre statüsünü belirliyorsun. Yeşil alansa meselâ, ticaret alanı yapıyorsun; turizmle konutu da yanına ekliyorsun.
Önemli bir kıyak daha yapıyorsun.. Arazide temizlik, hafriyat, yıkım işleri falan işte…
Bursa yolundaki Fen İşleri Deposu’nun satışından sonraki temizlik – hafriyat işleri buna örnektir.
***
CHP’liler yine bağırıp çağırıyor.
İl Başkanı Serkan Sarı basın toplantısı yaptı, “lale devri” dedi, “her şeyi satıyorlar” diye kızdı.
Yetmedi, imza kampanyası başlattı.
Ne ki, geçen sene bugünlerde arsanın satış kararı oylanırken muhalefet gruplarından bazı üyeler mazeret beyan edip toplantıya katılmadı. Onlar gelmeyince sayı eşitlendi.. Başkan’ın iki oyu ile karar Meclis’ten geçti.
Sonra bu karar unutuldu. Ta ki Büyükşehir Belediyesi ihale ilanını yayımlayana, POLİTİKA Gazetesi bunu haber yapana kadar.
Bu arada CHP Grubu satış kararı sonrasında yargıya gitti, yürütmenin durdurulması için dava açtı. Mahkeme iptal talebini reddetti. Bir üst mahkemeye taşındı mevzu. Halihazırda yargı süreci devam ediyor.
Yargı süreci tamamlanmadan arsayı satışa çıkaran Büyükşehir Belediyesi, bir anlamda “ben yargıyı tanımam, işime bakarım” havasında.
***
PEKİ bu arsalar birer birer satılırken Balıkesirli ne yapıyor?
Yaz modunda olduğumuz için beyinlerimizi, vicdanlarımızı, duygularımızı tatile çıkardık.
Sosyal medyada bir iki eleştiri, üç beş kızgın emoji paylaşımının ötesine geçmiyor; fena halde tepkisiz durumdayız.
SSK’nın Saat Kulesi’nin yanındaki arazisini sattılar; eski binayı yıkıp her yanından çıkmalar taşmalar olan yeni bir inşaat diktiler.. Hâttâ şehrin iki tarihi sembolü Saat Kulesi ile Şadırvanı gölgeledi bu inşaat.
Ayrıca Anafartalar’dan ufka bakınca eskiden, caddenin derinliğini görürdün..
Şimdi beton yığınını görüyorsun.
Birileri bu işlerden büyük kazançlar sağlıyor, şehir ziyan oluyor.
Sonra YAYLADA’nın yan tarafındaki arsayı sattılar, Hilton falan yapılacak diye.
Öyle kaldı proje.
Karşı taraftaki eski Özel İdare’nin Büyükşehir’e devrolan arazisini sattılar.
Yine aynı bölgedeki Fen Deposu arazisini sattılar.
Buralara süper lüks toplu konut alanları yapılacak.
Yapan kazanıyor.. Alan da kazanıyor.
Şehir ne kazanıyor? Bu şehrin yaşayanları ne kazanıyor?
***
OYSA bu araziler halkın malıdır. Dağın başındaki araziden söz etmiyoruz; şehrin göbeğindeki çok kıymetli arsalardır sözünü ettiğimiz.
Satarak şehri kıymetlendiremezsiniz. Sadece o arsalarda yapılacak binalar, konutlar, ticari bölümler falan kıymetlenir. Yani yapan, satan, alan kazanır.
Sana bana faydası olmaz.
Halkın ortak kullanabileceği projeler geliştirirseniz, hem şehir, hem şehir insanı için çok daha kıymetli olacaktır.
İki gün var ihaleye..
Bir daha düşünün derim.
*************
AKSAÇLILAR OPERASYONU NE OLDU?
“BALIKESİRSPOR nasıl kurtulur” başlığı altında yemekli bir toplantı düzenlemişlerdi.
Kulübün eski başkanları, yöneticileri falan.
Sandık ki, aksaçlılar Balıkesirspor için ellerini taşın altına koyacak, kulübü çoluk çocuğun inisiyatifine bırakmayacak, onun bunun oyuncağına olmasına izin vermeyecek.
Meğer onlarınki eski hatıralarını canlandırıp anılarını paylaşmaktan öte bir toplantı değilmiş.
Sesleri solukları çıkmadı bir daha.
Belki kapalı kapılar ardında fiskos yapıyorlardır.
Bize formül lazım tabi. O formülle problemleri çözecek plan program lazım.
Hiç kimsenin formülasyonunu bilmediği şirketleşme sözlerinin altını nasıl dolduracaklar?
Birkaç kişinin tekelinde bir kulüp mü?
İştigali ne olacak, hangi ticareti yapacak?
Bugüne kadar kulübü yönetenler ve Balıkesirspor’la yatıp kalkan herkes salaktı da, bu şehrin tek akıllısı Kadir Dağlı mı?
Ekipsiz, kadrosuz, birkaç kişiyle kulüp yöneten; girenden çıkandan kimsenin haberi olmadığı Balıkesirspor bugün bu şekilde yönetiliyorsa.. Dağlı’nın kurmayı planladığı şirketin şimdiki yönetim anlayışından ne farkı olacak?
Kulüp Başkanı olmadan önce tribünlerde kırmızı beyazlı forma için bir kere bile canhıraş bağırmamış adamların Balıkesirspor sevdasına inanabilir misiniz?
7 Ağustos’taki ilk oturum çoğunluk sağlanamadığı için yapılamadı. Kongre 14 Ağustos’ta.
7 Ağustos günü çoğunluk sağlansa ne olacaktı? Ne Başkan, ne yöneticiler ortada yoktu zira.
Duyduk ki, İstanbul’a gitmişler!
Çoğunluk toplanmasa bile, Balıkesirspor’a sahip çıktığını göstermek için salonda hazirun listesinin başında olursun yani.
Peki kamuoyuna şirket konusunu tartıştıran Kulüp Başkanı, bu projesiyle ilgili detayları paylaşmış mı Balıkesir’le?
Hayır! Hiç kimse Dağlı’nın kafasının içindekileri bilmiyor.
Kongre salonunda anlatacaklarmış.
Önce o salonda, üyelerin oylarıyla ‘ibra’ ol, ondan sonra anlat ne anlatacaksan.
Aksaçlılar ne yapıyor peki?
Duyum o ki, adaylık çalışmaları yapan Ümit Arslan’a “girme bu işe” demişler.
Bu ne anlama geliyor?
Ya kendileri bu işe gerçekten el atacak, ya da şirket mirket diye milletin kafasını bulandıran Kadir Dağlı’nın önünü açacaklar.
Bir de “Edip Uğur, Kadir Dağlı’yı destekliyor” dedikodusu çıkardılar. Böyle bir algı yaratmaya çalışıyorlar.
Kongrede ibra edilmeyeceği konuşulan, Balıkesirspor’u satmaya çalıştığı suçlamalarına muhatap olan, pek çok spekülasyonun odağı haline gelen bir kulüp başkanını niye desteklesin ki Edip Uğur?
Özetle; o yemekli toplantıda bir şeyler yapacaklarına dair algı oluşturan aksaçlılardan da umudu keselim derim.