TEK kanallı televizyon çağı çoktan bitti. Uydu kanallarında, Kabloluda, internet ortamında, dijital platformlarda binlerce kanal mevcut.
Herhangi bir kanalda beğenmedin mi diziyi; ahlaksız mı buldun.. Aile kurumunu zedeleyecek içerik mi tespit ettin.. Kumanda elinde, başka kanala zapla; ‘terbiyesiz’ kanalı izlemek zorunda değilsin.
Her yaşam tarzına, her görüşe, her düşünceye ve bakış açısına uygun kanallar ve programlar var; envai çeşit.
Sana uygun olanlara takılırsın, ötekileri yok sayarsın.
Ayrıca zaten RTÜK diye bir kurum var, bunun dışında iletişim araçlarını, görsel medyayı, dijital platformları, internet sitelerini, web tv’leri şunları bunları yedi yirmi dört kontrol edebilen mekanizmaları var devletin. Gerektiğinde veya gerekmediğinde en küçük bir arıza bulup para cezasından kapatmaya kadar yaptırımlar uygulanabiliyor.
***
HER malın bir alıcısı olur. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında hedefe koyduğu Netflix’in de bir alıcısı var. Dünya çapında, en çok üyesi olan dijital platformların başında geliyor bu Netflix.
Sanırım son haftaların en çok izlenen Türk dizisi Erşan Kuneri’ye atıfla, “şarlatanlıktan öte bir meziyeti olmayan sözde komedyenlerin rol aldığı diziler artık haddi aşmıştır” diyor.
Sanırım yine bu diziye atfen, “küfür ve en seviyesiz esprilerin yapıldığı” diyor…
“Küfür etmenin neresine güleceğiz” diye ekliyor.
Mevzuyu ‘aile kudsiyeti’ne getiriyor ve “aile hayatı son sığınaktır, bu sığınağın yağmalanması için planlı bir propaganda devrededir. Kadını metalaştıran, erkeği yozlaştıran ucube dizi sahnelerinin neresini beğenip takdir edeceğiz” ifadelerini kullanıyor.
***
BELKİ, direkt Erşan Kuneri’den yola çıkarak söylemiyor bunları, başka yerli ve yabancı dizilerde de küfürlü replikler, kadını metalaştırmalar falan var yani. Hâttâ hepsinde var. 7 yaş ve üzerinden başlayıp 18+’ya kadar sayısız dizi ve filmde böyle sahneler mevcut.
Ama sonuçta Netflix kapalı devre.. Üye oluyorsun, bedelini ödüyorsun, istediğin kadar izliyorsun. Sen izliyorsun, sen gülüyorsun ya da izlerken ne yapıyorsan işte…
***
DEVLET Bahçeli’nin isim vermeden “şarlatanlıktan öte bir meziyeti olmayan sözde komedyenler” ifadesindeki kastı da, Erşan Kuneri karakterini oynayan ünlü komedyen Cem Yılmaz oluyor herhalde.
TRT’nin ‘Masumlar Apartmanı’nda oynayan psikolojik travmalı Safiye ile Gülben karakterini canlandıran iki kadın sanatçı da aynı dizide. TRT’deki diziden tanıdığımız bu iki ana karakter, Erşan Kuneri’de bambaşka roller ve oyunculuk performansıyla karşımıza çıkıyorlar.
Bol bol küfrediyorlar.
Dizinin tüm bölümlerinde, hemen herkesin konuşurken araya serpiştirdiği gün görmemiş nice küfür ifadesi kulaklarınızda yankılanıyor.
Yani aslında senin benim, bizim onların, şunların, bunların günlük konuşma dilinde kullandıkları küfürlerin bire bir aynısını duyuyorsunuz. Sokakta bir başkasından duyduğunuzda kızıyorsunuz belki; hani “aile var kardeşim, ayıp değil mi, nasıl sözler bunlar” diye uyarmak geçiyor içinizden..
Bazen de farkında olmadan siz küfrediyorsunuz, ya da farkındasınız.
Normal geliyor kulağa.. Alışkınız ya herkesten duymaya, o bakımdan.
Hedefteki dizi veya diğer dizilerdeki, filmlerdeki küfür repliklerini izlerken kahkahayı basıyor insan.
Hiç ummadığınız bir anda, hiç ummayacağınız bir karakterin ağzından, rol icabı en sunturlu küfürleri duyduğunuzda, gülünecek herhangi bir espriymiş gibi kahkahalarla gülüyorsunuz.
***
DÜNYANIN her yerinde, her toplumun kendi dilinde, birbirinin aynısı küfürleri var. Küfretmek iyi bir şey değil tabi; söyleyecek sözü olmayan küfreder. Ama bazen de cümleyi tamamlayandır.
Hangimiz küfretmiyoruz ki?
Gerçek yaşamda hemen herkesin bildiği küfürleri savurduğu bu ortamda, dizilerdeki küfür sahneleri üzerinden siyaset üretmenin çok anlamı yok.
Asıl had aşımı sokakta, gerçek hayatta yani.
Dizilerdeki, filmlerdeki o replikler, sokağın yansıması.
Yani, bu ekonomik kriz ortamında, milletin alım gücü ve refah düzeyinin yerlerde süründüğü şu günlerde, iki küfür repliğine gülüp rahatlamasını çok görmemek lazım.
Otuz lirayı aşan mazotun litre fiyatının nasıl düşeceğini, sebzenin, meyvenin, etin, tavuğun, bakliyatın altın değerine ulaştığı bu ortamda hayat pahalılığıyla nasıl mücadele edileceğini anlatmak lazım.
‘Krizden nasıl kurtuluruz’ sorusuna net yanıtlar verilen ekonomi programlarını konuşmak lazım.
Malum Kişi